Teslime Nesrin’e ödülünü veren Fransa’nın İnsan Haklarından Sorumlu Sevlet Bakanı Rama Yade Fransa Dışişleri Bakanlığı’nda düzenlenen törende "Bugün sizi, Voltaire’in, Hugo’nun, Zola’nın, De Gaule’ün, Simone de Beauvoir’ın, Cesaire’in Fransa’sı bağrına basıyor" dedi.
Yade ödülü Nesrin’e "ifade özgürlüğünün yasayla dayatılan sınırları olamayacağını ve ölüm çağrılarının bir suç olduğunu düşünen tüm Fransızlar" adına verdiğini söyledi.
Simone de Beauvoir ödülü, Fransız yazarın 100. doğum yılı olması dolayısıyla veriliyor. Ödülün Teslime Nersin’e verilmesi, 9 Ocak’ta kararlaştırılmıştı.
Teslime Nesrin kimdir?
1962 yılında Pakistan Bengaldeş'te doğdu. Çocukluk yıllarında, şiir ve öykü yazmaya başladı. Yerel gazeteler ve edebiyat dergilerinde başlayan yazın serüveni, ulusal bir gazetede devam etti.
Tıp öğrenimi gördü. Jinekolog doktor oldu. Kırsal bir yörede göreve başladığı günlerde, ilk şiir kitabını yayımladı. Yazıları bazı kesimlerce sevildiysede, bazı kesimlerde nefret hissi uyandırdı. Çalıştığı gazete binasına saldırılar düzenlendi.
Yazı işleri müdürü Nesrin'i korumasına rağmen, dini yazılar yazmaması konusunda uyardı. Hindistan'da yayınlanan bir gazetenin, "Niubachita" adlı sütünunda ki yazılarından ötürü, "Ananda Ödülü"ne layık görüldü. Yazılarından dolayı hakkında fetva (öldürülmesi için) çıkarılınca, 1994'te Hindistan'dan ayrılmak zorunda kaldı.
Nesrin 1994-1998 arasında sürgün yaşamak zorunda kaldı. Hakkında çıkartılan ölüm fermanına aldırmadan, insan hakları savunuculuğuna devam etti. Kadınların sorunlarını, yazgılarına boyun eğmeyişlerini anlatan, eserler yazdı.
2004'te Birleşmiş Milletler Kültür Örgütü (UNESCO) Hoşgörü Ödülü, 2004 yılında Nesrin'e verildi.
Nesrin 2007'de, İslamiyet'i eleştirdiği için hakkında ölüm fetvası çıkartılan ve gittiği her ülkeden ayrılmaya zorlanan PEN Türkiye Merkezi tarafından 'Onur üyesi' seçildi. PEN Türkiye Merkezi Başkanı Tarık Günersel, Teslime Nesrin'in onur üyesi seçilmesinin amacının laiklikle ilgili mücadele veren yazarları desteklemek ve onlara 'yalnız değilsiniz' mesajını vermek olduğunu söyledi.
Nesrin, İslam'da şeriat yasaları değişmedikçe, hiçbir reform girişiminin yararlı olamayacağı görüşünü savunmakta ve halen İsveç'te yaşamını sürdürüyor. (NZ/GG)