‘Teşhircilik’ ile suçlanan manken aktivist Melisa Aydınalp hakkında takipsizlik kararı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, performatif eylemi ve sosyal medya paylaşımı nedeniyle hakkında “hayasızca hakaret” ve “müstehcen yayınların yayılmasına aracılık etmek” suçlamasıyla soruşturma açılan manken aktivist Melisa Aydınalp hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Savcılık kararında, Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin içtihatlarına da atıf yaparak, paylaşımın teşhircilik kapsamında değerlendirilemeyeceğini ifade etti.

Aydınalp’in bir gün gözaltında tutulduğu ve kamera kayıtları da dâhil olmak üzere delillerin incelendiği belirtilen kararda, suçun unsurlarının oluşmadığı, hakaret ve müstehcenlik suçlamalarının kanıtlanamadığı kaydedildi.

Yapılan soruşturma neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüpheli üzerine atılı bulunan Hayasuca Hareketlerde Bulunma suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşabilmesi için kanun koyucunun alenen cinsel ilişkide bulunulması yada teşhircilik yapılması hususlarının gerektiği, dosya kapsamında suça konu görüntüler incelendiğinde, suçun yasal unsurlarına tekamül edecek berhangi bir eylemin şüpheli tarafından gerçekleştirildiğine dair dosya kapsamında delil bulunmadığı, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin yerleşmiş içtihatlarından da hareketle, teshirciliğin kiyinin cinsel tatminine ulaşmak için cinsel organ veya madde metniyle korunması gereken hedeflenen değerleri incitecek şekilde vücut bölgelerinin alenen gösterilmesi olduğunu, kamusal alanlarda çırılçıplak şekilde dolaşmak, cinsel ilişkide bulunmak yada bulunulmuşcasına davranışlar sergilemek, herhangi bir kimseyi hedef gözetmeksizin cinsel organlarımı göstermek şeklindeki eylemlerin dışında kaldığı anlaşılan eylemleri neticesinde, süphelinin üzerine atılı bulunan suçun yasal unsurlarının somut olay ile oluşmadığı anlaşıldığından...

Aydınalp: Eylemlerime devam edeceğim

Hakkında verilen takipsizlik kararı ile ilgili bianet’e konuşan Aydınalp, şöyle dedi:

“Anayasal haklarımı kullanarak kadın hakları konusunda eylem yaptığım ve hükümet politikalarını eleştirdiğim için hakkımda sürekli dava açılıyor. Açık bir yıldırma politikası bu. Eylemlerim gerekçe gösterilerek baskı altına alınmaya, bezdirilmeye çalışılıyorum. Hakkımda herhangi bir gözaltı kararı olmamasına rağmen o gün evim emniyet güçleri tarafından basıldı. Bu hukuksuzlukla ilgili ayrıca suç duyurusunda bulunacağım.

“Tüm baskılara rağmen kadın hakları için mücadele etmeye, her koşulda eylem yapmaya devam edeceğim.”