Bu konuda diğer ülkelerle de işbirliği yapılacaktır. En az 22 devlet tarafından onay, kabul, uygun bulunma veya katılmaya konu edildikten sonra Sözleşme yürürlüğe girecektir.
Herhangi bir kişi, her ne suretle olursa olsun, tümüyle veya kısmen Sözleşmeye ekli olarak sayılan uluslararası sözleşmelerle tanımlanan ya da niteliği veya kapsamı itibariyle, bir halkı korkutmak, ya da bir hükümeti veya uluslararası örgütü herhangi bir eylemi gerçekleştirmeye veya gerçekleştirmekten kaçınmaya zorlamak amacını gütmesi, bir sivilin ya da bir silâhlı çatışma durumunda muhasemata doğrudan katılmayan herhangi başka bir kişiyi öldürmeye veya ağır şekilde yaralamaya yönelik diğer tüm eylemlerin; gerçekleştirilmesinde kullanılması niyetiyle veya kullanılacağını bilerek, doğrudan veya dolaylı olarak, yasa dışı bir şekilde ve kasten, fon sağlamakta veya toplamakta ise, bu Sözleşmeyi ihlâl etmiş sayılacaktır. Belirtilen suçların Sözleşmeye taraf devletlerin iç hukuku uyarınca cezai kovuşturma gerektiren suç kapsamına alınması, bu suçların ağırlığını göz önünde bulundurarak uygun şekilde cezalandırmalarının sağlanması için devletler gerekli önlemleri alacaktır. (Madde 2)
Sözleşmede anılan suçların herhangi birini işlemeye teşebbüs eden herhangi bir kişi de suç işlemiş sayılacaktır. Suç ortağı olarak suça iştirak eden, suçun işlenmesini örgütleyen veya başka kişilere suçun işlenmesi için talimat veren kişide suçludur.
Aynı şekilde bir veya birden fazla suçun birlikte hareket eden "grup" tarafından işlenmesine katkıda bulunulması da suç sayılmaktadır. Bu katkı kasıtlı olacaktır.
Sözleşmenin tarafı olan her devlet iç hukuk ilkelerine uygun olarak, ülkesinde yerleşik veya kendi hukukuna göre kurulmuş olan bir tüzel kişiliğin yönetiminden veya denetiminden sorumlu bir kişi, bu sıfatıyla, 2 nci Maddede belirtilen bir suçu işlediğinde, o tüzel kişiliğin sorumlu tutulabilmesi için gerekli tedbirleri alır.
Bu sorumluluk, cezai, hukuki ya da idari olabilir. Ama bu sorumluluk, suçu işleyenlerin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Devletler Sözleşmenin ihlalinden sorumlu tutulan tüzel kişiliklerin, etkin, orantılı ve caydırıcı nitelikte cezai, hukuki veya idari yaptırımlara tâbi tutulmalarını sağlayacaktır ve bu yaptırımlar parasal nitelikte de olabilecektir.
Her Taraf Devlet, bu Sözleşme kapsamında suç teşkil eden eylemlerin, siyasi, felsefi, ideolojik, ırksal, etnik, dini veya herhangi benzer bir gerekçe ile hiçbir koşulda mazur gösterilememesi için, gerektiğinde yasal düzenlemeler de dahil olmak üzere gerekli olabilecek tedbirleri almakla yükümlüdür. (Madde 6)
2. Maddede belirtilen suçların hiçbiri, suçluların iadesi veya karşılıklı adli yardım amaçları bakımından, mali suç olarak kabul edilmeyecek ve taraf Devletler, suçluların iadesi veya karşılıklı adli yardım talebini, sadece suçun mali olma vasfını dermeyan ederek geri çeviremeyecektir.
Yine; 2. Maddede belirtilen suçların hiçbiri, suçluların iadesi veya adli yardımlaşma amaçları bakımından, siyasi bir suç veya siyasi suçla bağlantılı bir suç veya siyasi saiklerle işlenmiş bir suç olarak değerlendirilmeyecek ve bu çerçevede, bu kabil bir suç dolayısıyla yapılan iade veya adli yardımlaşma talebinin, sadece siyasi bir suç veya siyasi suçla bağlantılı bir suç veya siyasi gerekçelerle işlenmiş bir suçla ilgili olduğu gerekçesiyle geri çevrilmesi de mümkün olmayacaktır.
Bu Sözleşmenin yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili olarak iki veya daha fazla taraf Devlet arasında ortaya çıkan ve makul bir süre içinde müzakere yoluyla çözümlenemeyen bir uyuşmazlık, bu taraflardan herhangi birinin talebi üzerine "tahkime" sunulabilecektir.
Tahkim talebini takip eden 6 ay içinde Taraflar tahkimin teşkili üzerinde anlaşamazsa, Taraflardan herhangi biri, uyuşmazlığı, Divan Statüsüne uygun olarak yapacağı bir başvuruyla Uluslararası Adalet Divanına götürebilecektir. Türkiye koyduğu birinci beyanındaki çekince ile bu kuralla kendini "bağlı telakki etmediğini" açıklamıştır.
Türkiye iki çekince daha koymuştur. İkincisi, "Sözleşmenin 2 inci maddesinin 1(b) paragrafında yer alan "niteliği veya kapsamı itibariyle, bir halkı korkutmak, ya da bir hükümeti veya uluslararası örgütü herhangi bir eylemi gerçekleştirmeye veya gerçekleştirmekten kaçınmaya zorlamak amacını gütmesi halinde, bir sivilin ya da bir silâhlı çatışma durumunda muhasemata doğrudan katılmayan herhangi başka bir kişiyi öldürmeye veya ağır şekilde yaralamaya yönelik diğer tüm eylemler" in uygulanmasının bir silahlı çatışmanın varlığına işaret etmeyeceğini, silahlı çatışma tabirinin, örgütlü bir biçimde olsun veya olmasın, ceza hukuku kapsamında terörizm suçunu oluşturan fiillerin işlenmesinden farklı olan bir durumu betimlediğini" beyan etmiştir.
Üçüncüsü ise; Sözleşmenin 21 inci maddesine göre; "İşbu Sözleşmenin hiçbir hükmü, devletlerin ve kişilerin başta Birleşmiş Milletler Yasasının uluslararası insancıl hukukun ve ilgili diğer sözleşmelerin amaçları olmak üzere, devletlerin ve bireylerin uluslararası hukuktan kaynaklanan diğer hak, yükümlülük ve sorumluluklarını etkilemez." Türkiye Sözleşmenin yukarıda açıklanan 2 inci maddesinin 1(b) paragrafının, 21 inci maddede de ifade edildiği üzere, devletlerin BM Şartı da dahil olmak üzere uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine, özellikle başka devletlerin topraklarında faaliyet gösteren terörist ve silahlı gruplara finansal destek sağlamama yükümlülüğüne zarar vermeyeceğini de beyan etmiştir. (Fİ/BA)