Üskül: Terör yoğunlaştıkça, insan hakları aleyhine gidişat artıyor
Zafer Üskül, güvenlik-insan hakları ikilemine dikkat çekti.
"Terörle mücadele amacıyla idareye sağlanan yetkiler, insan hakları açısından her zaman tartışma konusu. İdarenin hızlı hareket edebilmesi gerekir; zanlıları daha uzun süre gözaltında tutması gerekebilir. Bunun gibi, olağan koşullarda insan hakları açısından uygun bulunmayacak uygulamaların yapılması gerekebilir. Bu sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada böyle.
Bir yanda insan hakları, bir yanda terörle mücadele zorunluluğu varken, dengeyi kurmak kolay değil. İnsan haklarına ağırlık verirseniz, bundan teröristler yararlanabiliyor. Terörle mücadele ağırlıklıdır derseniz, terörle ilgisi olmayan insanların hakları ihlal edilebiliyor. Bu, kaçınılmaz olarak ortaya çıkan bir sorun.
Terörist eylemler yoğunlaştıkça, insan hakları aleyhine gidişat da artabiliyor."
"Sadece güvenlik güçlerinin mücadelesi değil"
Üskül, terörü yaratan nedenlerin ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyor.
"Terörle mücadele, sadece güvenlik güçlerinin mücadelesi değil. Esas olan terörün ortaya çıkışının nedenlerini ortadan kaldırmak.
Genelkurmay, işsizlik sorununa, eğitime, yatırımların yetersizliğine değiniyor.
İnsanlar işsizse, gelirleri düşükse, eğitimsizse, terör olayları daha kolay taraftar bulabiliyor. Ancak terör, sadece eğitimle, işle açıklanabilecek bir olay da değil. İşin insanın kendini nasıl hissettiğiyle ilgili bir yönü var."
"Adaletsizlik duygusu terör eğilimini yükseltebiliyor"
Toplumun bir kesimi kendini ezilmiş, haksızlığa uğramış hissediyorsa, terörist eyleme girişme eğilimi yükselebiliyor.
Burada insan hakları yeniden karşımıza çıkıyor. İnsanların bir bölümünün haklarını sınırladığınızda, bu yoksunluk duygusu onu yanlış yönlere itebiliyor.
Terörle ilgili önlemler almaya çalışırken insan hakları konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle belli kesimlerin insan haklarının ihlal edildiği, 2. sınıf sayıldığı, adaletsizlikle karşı karşıya olduğu duygusunun ortadan kaldırılması gerekiyor." (TK)