Düşünce kuruluşu Carbon Tracker kömürlü termik santrallere dair, “Güçsüzleşen Kömür: Kömür enerjisinin son yıllarının ekonomik ve finansal riskleri” başlıklı araştırma yayınladı.
Araştırmaya göre, kömürlü termik santrallerin yüzde 42'si zarar ediyor.
Carbon Tracker, verilerden yola çıkarak 2030'da yeni rüzgar ve güneş enerjisinin mevcut kömür enerjisinin yüzde 96'sından daha ucuz olacağını öngörüyor ve kömür santrallerinin kapatılmasını öneriyor.
Dünyada işletmede olan kömürlü termik santral kurulu gücünün yüzde 95’ini (1900 GW) ve inşa halindeki kurulu gücün yüzde 90’ını (220 GW) oluşturan 6 bin 685 kömürlü termik santralin kâr analizinden bulgulara ulaşan rapor, yeni kömürlü termik santrallere ihtiyaç olmadığı sonucunu veriyor.
Türkiye'deki durum ne?
Rapora göre 2030 itibarıyla, Türkiye’de yeni yenilenebilir enerji santrallerinin kurulması mevcut kömürlü termik santral kurulu gücünün tamamını işletmede tutmaktan daha ucuz olacak.
2022 itibarıyla ise yeni yenilenebilir enerji santralleri yeni kömürlü termik santrallerden daha ucuza elektrik üretecek.
Raporda öne çıkan noktalar şöyle:
2040’ta Zarar %72’ye Çıkabilir
* Küresel kömürlü termik santral kurulu gücünün %42’si yüksek yakıt maliyetleri yüzünden kâr sağlamıyor. 2040 yılında bu oran %72’ye çıkabilir çünkü mevcut karbon fiyatlandırma ve hava kirliliği düzenlemeleri maliyetleri arttırırken, kıyı rüzgar ve güneş enerjisi fiyatları düşüyor.
* Kömürlü termik santrallerin %35’inin işletmede kalması yeni yenilenebilir enerji santralleri kurulmasından daha maliyetli. 2030 yılı itibarıyla, yeni yenilenebilir enerji santrallerinin kurulması bugün mevcut olan ve planlanan kömürlü termik santrallerin %96’sını çalıştırmaktan daha ucuz olacak.
* Çin, mevcut planlarını devam ettirmek yerine, Paris İklim Anlaşması doğrultusunda kömürlü termik santrallerini kapatarak 389 milyar ABD doları, Avrupa Birliği 89 milyar dolar, ABD 78 milyar dolar ve Rusya 20 milyar dolar tasarruf yapabilir.
"Kömüre destek vermek kamu finansmanını tehdit edecek"
* Kömürün rekabetten korunduğu düzenlenmiş piyasalarda nihai yatırım riskini hükümetler alıyor. Çin, Hindistan, Japonya ve ABD’nin bazı bölgelerinde, yönetimler genelde enerji üretim maliyetini onaylıyor ve bu maliyet tüketicilere yansıyor. Ancak kömüre destek vermek uzun dönemde kamu finansmanını tehdit edecek.
Türkiye’nin 2018’de işletmede olan kömürlü termik santral kurulu gücü 19 GW, inşaat aşamasındaki kömürlü termik santral kurulu gücü ise 1,3 GW. Hükümet kömüre dayalı elektrik üretimini arttırmayı ve Rus doğal gazına olan bağımlılığı azaltmak için yerli linyit kaynaklarının kullanımına öncelik vermeyi planlıyor.
Güneş ve Rüzgar Enerjisi %70’e Çıkacak
BNEF’e (Bloomberg New Energy Finance) göre, 2010 yılından bu yana neredeyse iki katı artan güneş ve rüzgâr enerjisi kurulu gücü 2050’de toplam kurulu gücün %70’ini oluşturacak.
Güneş ve rüzgâr enerjisinde yaşanan hızlı büyümeye bakıldığında, Türkiye’de yenilenebilir enerjiye yapılacak yatırımların kömüre dayalı elektrik üretiminin artırılmasından daha az finansal risk taşıdığı görülüyor.
Carbon Tracker Enerji ve Elektrik Üretimi Sorumlusu ve raporun yazarlarından Matt Gray şunları söyledi:
“Durum, yeni kömür kapasitesine ne kadar yatırım yapacağımızdan, var olan kurulu gücü zararı en aza indirmek için nasıl kapatırıza doğru hızla değişiyor. Bu analiz politika yapıcılar, yatırımcılar ve sivil topluma bir plan sunuyor.”
Raporun tamamını okumak için (İngilizce) – TIKLAYIN
Bu vesileyle, Türkiye'de de ekoloji mücadelesine değinen ve akıllarda kalan bir filmi hatırlatmak isteriz.
Entelköy Efeköy'e karşı izlemek için - TIKLAYIN
(EÖ/EMK)