Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) sulak alanların tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de risk altında olduğunu duyurdu.
Uluslararası Sulak Alanlar Konferansı Ramsar’ın 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nün bu yılki temasını “Sulak Alanlar ve Tarım” olarak belirlediğini hatırlatan TEMA, Ramsar’ın verilerine dikkat çekti.
Buna göre, dünyadaki tatlı suyun yüzde 70’i tarım amaçlı faaliyetler için kullanılıyor. 2050’ye kadar tarımın ihtiyacı olan su miktarının yüzde 19 oranında artması bekleniyor.
Yaşamsal tehdit
Artan nüfus sulak alanlar gibi tatlı su rezervlerinin çevresinde yoğunlaştığının vurgulandığı TEMA’nın açıklamasında, bu alanlarda gerçekleşen sürdürülebilir olmayan üretim faaliyetlerinin su varlığını tehdit ettiğine değinildi.
“Dünyanın birçok yerindeki su varlıkları doğal ve sosyal yaşam için sürdürülebilir seviyenin altında seyrediyor. Sulak alanların varlıklarını devam ettirebilmesi için bu seviyenin belli bir miktarın altına inmemesi gerekiyor.”
Türkiye’nin kaderi de aynı
Sulak Alanlar Günü kapsamında açıklama yapan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Türkiye’deki sulak alanların da aynı kaderi paylaştığını dikkat çekti.
“Sulak alanlar çevresindeki yaşamın sürdürülebilirliği için; sulak alanların özgün şartlarına uygun, iklim değişikliği risklerini göz önünde bulunduran sürdürülebilir sulak alan yönetimi gerekli.”
Türkiye’deki sulak alanların iklim değişikliği baskısını yoğun olarak hissettiğini ifade eden Ataç’ın verdiği bilgilere göre, bölgelerin ekosistem şartlarına uyumlu olmayan sulu tarım faaliyetleri sulak alanlardaki doğal ve sosyal yaşamı tehdit ediyor. Sulak alanlarla birlikte ekosistemler ve çevresindeki sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel yaşam da yok oluyor.
Sürdürülebilir olmayan tarım
Ramsar’ın verilerinde yer alan bazı bilgiler şöyle:
* Dünya üzerindeki toprakların yüzde 11’inde tarımsal üretim yapılıyor. Ekim alanı aynı kalırken bu alanlarda geleneksel tarım yerini sürdürülebilir olmayan tarımsal faaliyetlere bırakıyor.
* Su tüketimi yoğun, kimyasal girdisi yüksek, yörenin ekosistem özelliklerini dikkate almayan ekstansif tarım artıyor. Ekosistemler ile birlikte insan sağlığı, içme suları olumsuz yönde etkileniyor.
* Son 50 yılda ekstansif tarım yapılan alanlar iki katına çıktı. Çevrelerindeki tarımsal yaşam sürdürülebilir bir şekilde planlanmadığı için kirlilik ve su seviyesindeki düşüşler meydana geliyor. Bu nedenle de sulak alanlar yok oluyor.
* Dünyadaki tatlı suyun yüzde 70’i tarım amaçlı sulama faaliyetleri için kullanılıyor. Sulama aşamasında ve sonrasında taşan suyun bir bölümü nehirlere ve su varlıklarına geri dönüyor, kalanı ise buharlaşıyor. (YY)
* Manşet fotoğrafı: Erzurum Tortum / Elif Sezginer Verun