Telekulak Yasası mı geliyor?
Halk arasında "Telekulak Yasası" olarak bilinen, İsveç'in ulusal güvenliği gerekçesi ile İsveç Savunma Radyo terminaline İsveç'te herkesin telefonunu dinleme ve elektronik postasını izleme, kontrol etme hakkını tanıyan tasarı yaklaşık 2 hafta önce meclise sunuldu.
Yasa tasarısını meclise sunan İsveç sağ blok koalisyon hükümeti muhafazakar parti milletvekili ve İsveç Savunma Bakanı Mikael Odenberg; ama bu yasa tasarısı yeni değil. Aynı tasarı bir önceki sosyal demokrat hükümet döneminde de 11 Eylül saldırılarından sonra sosyal demokrat savunma bakanı tarafından meclise sunulmuş, ama mecliste kendi partisinin üyelerinden destek beklerken çok sert bir tepki görünce, tasarı hızla geri çekilmişti. Sosyal Demokrat Partililer bu teklifin bir sosyal demokrat tarafından hazırlanmasına da tepki göstermişler ve bakanın gerçekten sosyal demokrat etiğe sahip olup olmadığını kendi parti organlarında ve parti yayınlarında ciddi bir şekilde sorgulamışlardı.
İşte şimdi, bu yasa tasarısı daha da genişletilerek sağ blok hükümetinin ve muhafazakar partinin siyasi yelpazesinde "sağın en sağında" olarak tanınan savunma bakanı Mikael Odenberg tarafından yeni yılın ilk haftasında tekrar meclis gündemine getirildi.
Tasarının içeriği
Yasa tasarısı İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin telefon konuşmalarını dinleyerek şifrelerini çözen, daha sonra da soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği'ne yönlendirilen ve şüpheli görülen sol eğilimli grupları dinleyen askeri istihbaratın en önemli merkezi kuruluşlarından biri olan Ulusal Savunma Radyosu'na, şimdi de İsveç'teki herkesin telefonunu dinleme ve elektronik postasını izleme hakkını veriyor.
Tasarıya göre, teknik bir değişiklikle İsveç'e gönderilen her elektronik posta Ulusal Savunma Radyosu'nun terminalinin filtresinden geçecek. Bu merkezde postalar bir çeşit istihbarat ağı gibi çalışan elektronik şifre çözücüsünden geçecek. Aynı şekilde telefon görüşmeleri de önce bu terminale yönlenecek.Ve burada şüpheli bulunanlar otomatik olarak şifre çözücülerin kaydına takılacak.
Bu tekniğin nasıl işlediği ve ne kadar başarılı olacağı şüpheli de olsa eğer bu tasarısı meclisten geçer de yasalaşırsa, bu yıl 1 Temmuz'dan itibaren uygulamaya sokulacak.
Tepki hem sağdan hem soldan geldi
"Savunma bakanı kontrolcü bir devlet kurmak istiyor...." Moderat Partili savunma bakanına ilk ciddi ve ağır tepki gene aynı partinin üyesi İsveç meclisi anayasa komisyonu üyelerinden hukukçu Henrik Von Sydow'dan geldi. DN gazetesinde genişçe yayınlanan makalesinde Henrik Von Sydow bu yasa teklifinin aslında tartışılmasının bile İsveç meclisinde ayıp olacağını, tasarının Avrupa Sözleşmesi temel prensiplerine ve bir hukuk devleti sistemine ve hükümetin formuna tamamen ters düştüğünü, bu teklifin tartışılmadan çöpe atılması gerektiğini söyledi. Henrik Von Sydow'un makalesi hem savunma bakanına hem de muhafazakar kanatta 11 Eylül olaylarından sonra gittikçe ön plana çıkmaya başlayan muhafazakar Hıristiyan ve ABD yönetimi yanlısı gruplara yönelikti.
Yasa tasarısının ilk gündeme geldiği 11 Ocak tarihinden itibaren, hem sağ kanadın önde gelen liberalleri hem de İsveç'in muhalefetini oluşturan başta sol kanat ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra, İsveç basınının da sert muhalefetini gördü. Ancak teklif meclise 8 Mart günü sunuldu.
İsveç Milli İstihbaratı SEPO da yasa teklifini eleştirdi
İsveç Milli İstihbarat şefi Anders Eriksson da geçenlerde basına verdiği demeçte savunma bakanının yasa teklifinin, hem teknik hem de anayasal olarak uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek bakanı eleştirdi. İstihbarat şefi "Bu yasa teklifi kabul görürse, İsveç uluslararası siyasette, devlet güvenlik hukukunda ve bireysel özgürlükler konusunda ciddi bir korku-kabus devleti örneği olacak" diye konuştu.
Sol yelpaze aslında muhalif ama sosyal demokratlar tasarının tartışılmasından yana
Yasa tasarısının insan hakları ve özgürlüklerini sınırlayıcı içeriğinin yanı sıra, form olarak da İsveç devlet ve siyasi hükümet geleneklerine aykırı olduğu savı, tartışmaların bir diğer boyutunu oluşturuyor. Ama halkı şaşırtan bir başka şey, muhalif kanadın önemli siyasi figürlerinden eski kültür bakanı, şimdi sosyal demokratların anayasa komisyonu üyesi olan Ulrica Messing'in tutumu oldu.
Her iki bakan da derhal çöp kutusuna gönderilmek yerine, bireysel özgürlükler çiğnenmeden uygulanabileceği bir tarz bulunursa, halihazırdaki yasa teklifinin mecliste tartışılmasından yana. Yasa teklifinin tartışılmasından yana olan sosyal demokratlar aslında azınlıkta değiller; malum, yasa teklifinin ilk sahibi kendileri. Sosyal demokratlarının yasa tasarısıyla ilgili tutumu olumlu mu, yoksa belirsiz mi, doğrusu biraz karışık; ama sosyal demokratların eski bakanlarının açıkça yasa tasarısını tartışmadan yana olmaları şaşkınlık yarattı.
İsveç televizyonunda yayınlanan anket, sokakta soru yöneltilen 10 kişiden 2'sini, yasa teklifinin değil, sosyal demokratların tutumunun şaşırttığını ve kızdırdığını gösterdi.
Solun soluysa yasa teklifine karşı ana muhalefeti oluşturuyor. Sol parti, Yeşiller, akademik çevreler, sendikal kuruluşlar ve birçok sivil toplum örgütü, açık açık yasa teklifinin derhal geri çekilmesini istiyorlar. Bunlara koalisyon hükümeti ortakları Center ve bazı Moderat parti milletvekilleri de destek veriyor.
Bilişim uzmanı ve hükümetin politik strateji grubu üyesi olan Patrik Faltström de yasa teklifinin meclisten geçerse kaos yaratacağını ifade ediyor. Bilgisayardaki bilgi akışı trafiğinin ülke sınırlarını tanımadığını belirten bilişim uzmanı, ayrıca "Ulusal Savunma Radyosu'nun bilgi edinme ve eleme filtresinin nasıl çalışacağı, gerçekten doğru kişilere yönlenip yönlenmeyeceği de çok ciddi bir soru işareti olacak" diyor.
İsveç basınına yansıyan tartışmalarda, teklif yasalaşırsa askeri istihbaratın belkemiği olan İsveç Savunma Radyosu'yla İsveç polisi arasında da teknik olarak ciddi bir çalışma problemi çıkacağı ileri sürülüyor. İsveç polisi bugün şüpheli gördüğü birinin telefonunu ya da bilgisayarındaki bilgi akışını ancak özel mahkeme izninden sonra izleyebiliyor. (SN/TK)