Tekirdağ’da, Ceyport Tekirdağ Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş tarafından “Liman Kapasite Artışı” projesi kapsamında yapılması planlanan rıhtım alanı, kazıklı iskele, dolfen iskele ve dolgu alanı ile toplam 71 bin 200 m² denizden alan kazanılması ve 338 bin 929,49 m² alanda dip tarama yapılması planlanıyor.
Projeyle ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 10 Eylül 2021 tarihinde verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararının iptaline ilişkin Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından dava açıldı.
Dava sonucu İdare Mahkemesi 12 Ekim 2022'de “yürütmenin durdurulması” kararı vererek ÇED Olumlu kararını iptal etti. Yargının yürütmeyi durdurma kararına rağmen Bakanlık tarafından 15 Kasım 2023’te tekrar ÇED olumlu kararı verilmesine sivil toplum kuruluşları ve bölge halkı tepki gösterdi.
“Şehir için risk”
Konuyla ilgili bianet’e konuşan TMMOB Tekirdağ İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Cemal Polat, birinci derece deprem bölgesinde yapılması planlanan projenin şehir için risk oluşturduğuna dikkat çekerek, birçok ekolojik tahribata da neden olacağını kaydetti. 15 Kasım’da Bakanlık tarafından görüşe açılan ÇED olumlu kararının ise yargı kararlarına rağmen nasıl verildiğini anlamlandıramadıklarını söyleyen Polat, ÇED raporunda planlamayla ilgili çok sayıda aykırılık olduğunu belirtti.
Mahkeme kararlarına rağmen, yasadışı şekilde limanın kapasite artış çalışmalarına devam ettiğini aktaran Polat, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İdare Mahkemesinin ÇED raporunun iptali ve yürütmeyi durdurma kararının ardından çalışmalar devam etti. Suç duyurularında bulunduk ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü tarafından limanın o bölümü çalışmaları durdurmak üzere mühürlendi. Fakat, mühür sökülerek çalışmalara devam edildi. Her defasında müdürlük tarafından mühürlenen alanda mühür sökülerek deniz dolduruldu.
“Aleni şekilde suç işlendi. Bakanlığın tekrar ÇED olumlu kararı vermesine anlam veremiyoruz. Beyrut limanındaki patlama, olabilecekleri açıkça göstermektedir. Kent yaşam alanı içinde bulunan bu projenin iptal edilerek, kent halkının kullanabileceği sağlıklı yaşam alanına dönüştürülmelidir.”
Ekolojik tahribat
Polat, tesisin yapım ve işletme aşamasında projenin oluşturacağı ekolojik tahribat ile ilgili yaklaşımları ise şöyle aktardı:
“71 bin 200 m²’lik dolgu alanı yapım aşamasında bölgeden temini düşünülen dolgu malzemesi temini ile dolgu alanı dışında da olumsuz etkilerin olacağı görülmektedir. Kent yerleşim alanlarının yakınında planlanan bu proje aynı zamanda ‘kimyasal depolama’ amaçlı olması nedeni ile canlı yaşamını etkileyeceği kabul edilmelidir. İşletme aşamasında kimyasal madde tanklarının temizliği işlemlerinden kaynaklanacak atıksuların ‘Kimyasal Arıtma Sisteminde’ arıtılacağı ÇED raporunda belirtilmektedir.
“Kirlilik yükü değişken ve yüksek olan bu tesis atık suların arıtımı yüksek teknoloji gerektirirken, raporda bu konuda yeterli açıklama yapılmamış olup çözüm veya çözümsüzlük işletmeye alma aşamasında belirleneceği anlaşılmaktadır. Projenin gerçekleşmesi ile proje alanı ve çevresinde deniz ekosistemi etkilenecek, deniz canlıları yok olacaktır. Projenin inşaat aşamasında ve sonrasında alet ve ekipmanların oluşturduğu gürültü kirliliği insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olacaktır. Kimyasal maddelerin koku etkisi yakın bölgede insan yaşamını olumsuz etkileyecek, kimyasal madde gazlarının hava ile taşınması ile kent sağlığı her zaman tehdit altında olacaktır.
“Denizi doldurmaya devam ettiler”
“Denizde yapılacak dolgu ile Süleymanpaşa sahil alanı tamamen kapanacağından kentin silüeti ve panoramasının olumsuz etkilenmesine, 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergen Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planına ve 1/25.000 ‘lik Tekirdağ Çevre Düzen Planına aykırılık oluşturması, 3194 Sayılı İmar yasasına aykırılık göstermektedir. Trakya jeolojik olarak 1. derece ‘Deprem Risk Alanı’ içinde olması nedeni ile söz konusu proje bölge için büyük risk oluşturmaktadır. Yaratacağı olumsuzluklar ile bölge ve deniz büyük bir felaketle karşı karşıya kalacağı muhtemeldir. Herhangi bir teknik arıza yada sabotaj durumunda patlamasıyla bir atom bombasının yaratacağı tehlike ve olumsuzluklar oluşturacaktır.”
Limanın yer aldığı Süleymanpaşa İlçesi 100. Yıl Mahallesi sakinlerinden biri, limanın yaşam alanlarını olumsuz yönde etkilediğini belirterek, eleştirilerde bulundu.
Konut alanlarının yanında böyle bir projenin olmasının vatandaşları mağdur ettiğini söyleyen mahalle sakini, şöyle dedi:
“Yargı kararlarına uymadan, denizi doldurmaya devam ettiler. Tüm şehrin gözünün önünde yaptılar bunu ve herkes sessiz kaldı. Yerelde imar planlarını yapanlar, masa başında projeye onay verenler, vatandaşını memleketini düşünmüyor. Likit kimya deposu yapılmasına nasıl izin verildi. Tepki gösterince kullanılmayacağı belirtildi. İnanmıyoruz. Liman adliyenin karşısında ve yürütmeyi durdurma kararı veren hakimlerin önünde, yargı kararları yok sayılarak, suç işlenerek denizi doldurdular. Bu durum, ülkenin geldiği noktayı da gözler önüne seriyor.” (SCİ/TY)