"İlk bulgularımız, söz konusu örgütlü eylemlilik sürecinin kişilerin hem bir arada hem de bireysel olarak sorunlarla mücadele edebileceklerine olan inancını arttırdığı düşündürmektedir."
Ankara Tabip Odası (ATO) ve Türkiye Psikiyatri Derneği'nin (TPD) "Eylemdeki TEKEL İşçilerinin Ruhsal Durumları Üzerine Bir Araştırma" adını taşıyan ortak çalışmasının temel bulguları ATO'da gerçekleştirilen basın toplantısıyla açıklandı.
ATO Genel Başkanı Gülriz Ersöz, TPD Genel Sekreteri Burhanettin Kaya ve çalışmayı gerçekleştiren psikiyatristlerden İnci İlhan Özgür ve Fatma Yıldırım'ın kamuoyuyla paylaştığı ön rapora göre çalışma, işçilerin sosyal durumuyla ilgili iki boyutu ele alıyor.
"Kaygı, endişe" diye de bilinen anksiyete ve özyeterlilik inancını ele alan çalışmada anksiyetenin en önemli kaynağının belirsizlik olduğuna dikkat çekilirken, özyeterlilik de kişinin bir edimi başlatıp sonuna dek sürdürebileceğine olan inancı olarak tanımlanıyor.
Anketin sosyodemografik profiline ilişkin
Çeşitli illerden gelen toplam 542 TEKEL işçisinin örneklem olarak alındığı anket çalışmasında 456 erkek, 82 kadın işçiye ulaşıldı. Yyüzde 41,7'si ilköğretim-lise mezunu olan işçilerin yüzde 92,6'sı evliydi.
Ayrıca TEKEL'de çalışma süreleri 2 ile 28 yıl arasında değişen bu işçilerin kamuoyuna yansıtıldığının aksine ortalama aylık gelirlerinin 1248 TL düzeyinde olduğu, maksimum gelir olarak tespit edilen 3000 TL'nin ise ancak 2-3 kişinin çalıştığı aileler için geçerli olduğu belirtildi.
TEKEL işçisinde kaygı düşük, özyeterlilik inancı yüksek
Çalışmanın asıl sonuçlarına bakıldığındaysa TEKEL işçilerinin anksiyete ve özyeterlilik düzeylerinin 2000'li yıllarda gerek özel sektör gerek kamu işçileri üzerinde yapılan diğer çalışmalardan dikkat çekici oranda farklılık gösterdiği görülüyor.
Çalışmayı yürüten psikiyatristlerden Özgür, diğer çalışmaların sonuçlarına oranla TEKEL işçilerinin kaygı ortalamasının düşük, özyeterlilik düzeyinin ise yüksek olduğunu söylerken, bu durumun üç nedenden kaynaklandığını tespit ettiklerini belirtiyor.
"Öyleyse umudumuzu yitirmeyeceğiz"
Çalışma, üç aya yakındır her tür olumsuz yaşam koşullarını paylaşmanın ve dayanışmanın, TEKEL işçilerinin kamuoyundan aldığı desteğin ve örgütlü olmanın yarattığı sınıf dayanışması kültürünün anksiyetenin en önemli nedeni olan belirsizlikle baş etme kararlılığı yarattığının altını çiziyor.
Ankette yer alan açık uçlu sorulara verilen ve henüz kağıda dökülmemiş yanıtlarda ise çoğunlukla çocuklar ve aileler için yaşanan endişe, dayanışma, direniş, değişim, kararlılık ve birlikte hareket etmenin verdiği güç temalı cümlelere rastlandığı vurgulanıyor.(BB/EÜ)