Kadınlar, "Aile dışında hayat mümkün" demek için Cumartesi günü İstanbul Beşiktaş'taki Başbakanlık ofisinin önünde buluşuyor.
Sosyalist Feminist Kolektif, bu eylemle "kadınlara, yalnızca aile içinde ve ağır yükümlülükler altında var olma imkanı sunan erkek egemen dayatmaya" karşı çıkacak. Kadının sadece aile içinde değil, birey olarak varolduğunu; heteroseksüel çekirdek aile dışında alternatif hane birlikteliği ve dayanışma modelleri de olduğunu anlatacak.
Eylem, 9 Şubat Cumartesi saat 13.00'da.
Kadın değil, aile politikaları
Hükümetin, yürüttüğü politikalarla kadınların aile dışındaki tüm yaşam ihtimallerini yok saydığını söyleyen Kolektif, bu politikaları şöyle sıralıyor:
* 2004 yılında, TCK hazırlık sürecinde, zina yeniden ceza yasası kapsamına alınmaya çalışıldı.
* 2008'de başbakan, sonradan alışkanlık haline getireceği üzere, biz kadınlara üç çocuk doğurmamızı salık vermeye başladı.
* 2010'da yayımladığı başbakanlık kadın erkek fırsat eşitliği genelgesinin hemen ardından, bizzat kadın örgütleriyle yaptığı bir toplantıda "kadın erkek eşitliğine inanmadığını" söyledi.
* 1991'de kurulan "Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı"nın adını, -kadını aile ile özdeşleştirmesi nedeniyle bu ad bile sorunlu iken- 2011'de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na dönüştürerek, kadının adını bütünüyle sildiler.
* Şiddet Yasası hazırlanırken 250 kadın grubundan görüş alan ilgili bakanlık, yasalaşma döneminde tüm kritik maddelerin üstünü çizerek yasayı etkisiz hale getirdi.
* Toplumsal cinsiyet derslerinin örgün eğitime konulmasını istedik, ama Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aile eğitim programı ilan edip yayınlar yapmaya başladı.
* Erkeklere, kadınları istemedikleri gebeliklere maruz bırakarak kadınlar üzerindeki denetimlerini arttırma hakkı veren ve AKP'nin erkekleri ve aileyi güçlendirmeye çalışmasının ifadesi olan kürtajı yasaklama girişimleri denendi, ancak biz kadınların baskısı ile şimdilik hasır altı edildi.
* 2003 yılında, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Müftülüklerde "Aile sorunlarına çözüm getirme" amacıyla aile irşat büroları açılabileceği karara bağlandı. 2010 yılında ise, aile irşat bürolarının tüzüğü hazırlandı. Şimdi de Müftülük eliyle aile irşat bürolarının yetmediği yerde, boşanacak çiftlere "aile ombudsmanlığı" adı altında bir terapi önererek, boşanma kararlarını bir kez daha gözden geçirmelerini sağlama planları yapıyor.
"Aile bize ne yapıyor?"
Kolektif, kadının aile içinde tanımlanmasına neden karşı çıktığını şöyle anlatıyor:
"Aile içinde biz kadınların rolü iyi eş, anne, bakıcı olmamız. Bunların herhangi biri ile ilgili bizden beklenen 'hizmetleri' zamanında, beklenilen kalite ve nitelikte veya sıklıkta sunamadığımız veya sunmak istemediğimizde bizi bekleyen şey, şiddet tehdidi.
"Evlilik ve aile, erkeklerin, kadınların cinselliklerine, emeklerine, düşünce-duygularına el koyma hakları üzerine inşa edilmiş. Bu el koymayı güvence altında tutan şiddet ise kocaların bu haklarının dolaysız bir sonucu. Dolayısıyla AKP'nin erkek şiddetini ortadan kaldırmak için aileyi güçlendirmeye çalışması, düpedüz abesle iştigal!"
"Eşit paylaşım istiyoruz"
Tüm kadınları eyleme davet eden Kolektif, taleplerini ise şöyle sıralıyor:
* Ailenin biyolojik çocuklarıyla birlikte yaşayan heteroseksüel evli çift üzerinden tanımlanmasını reddediyoruz. Aile dışında da aşk, aile dışında da dayanışma var diyoruz. Bütün yaşama biçimlerinin güvence altına alındığı ve kişilerin haklarının korunduğu bir düzen istiyoruz. Örneğin hane birlikteliğinin, yaşamlarını bir arada sürdüren herkes için yasal olarak tanınmasını talep ediyoruz.
* Boşanmanın kolaylaştırılmasını, boşanan kadına konut yardımı sağlanmasını, nafakanın şartsız koşulsuz tüm kadınlara verilmesini ve kefilinin devlet olmasını istiyoruz.
* Doğurmak zorunda değiliz. Bedenimizle ilgili her tür tasarruf hakkı yine bizim kararlarımızla şekillenecek.
* Ailenin, kadına dayattığı eşitsiz iş bölümüne hayır diyoruz. Kadınlar erkeklerden "doğal olarak" daha iyi çocuk bakmaz. Babalar çocuklarla "ilgilensin", onlarla oynasın değil, babalar da çocuk baksın diyoruz.
* Erkeklerden "yardım" değil, eşit paylaşım istiyoruz. Ev işleri de, çocuk ya da yaşlı bakımı da aile içinde halledilmesi gereken meseleler değildir; aile dayanışır ve birbirine bakar demek, kadınlar her işe koşsun demektir.
* Daha fazla kreş, daha fazla bakım evi istiyoruz. Devletin çocuk, hasta ve yaşlı bakımını kurumsal, yaygın ve ücretsiz olarak üstlenmesini bekliyoruz. (ÇT)