ÇMO, yaptığı açıklamada, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda içme suyu kaynaklı salgınların artacağını belirtti.
Suyumuzun yarısını çatlaklar nedeniyle kaybediyoruz
ÇMO, Türkiye'de 3215 belediyenin,içme suyu şebekeleri vasıtasıyla günde yaklaşık olarak 40 milyon kişiye, 14 milyon metreküp içme ve kullanma suyu sağladığını bildirdi.
Toplam uzunluğu 150 bin kilometreyi aşan içme suyu şebekelerinin, tekniğine uygun olmayan yapım, ağır şehir içi trafik yükü, kanalizasyon,telefon gibi diğer altyapı çalışmalarının verdiği zararlar, depremler ve eskimeye bağlı nedenlerle önemli ölçüde kırık ve çatlağa sahip olduğunu ifade eden ÇMO, "Türkiye'de su şebekelerindeki su kaçakları yüzde 45 civarındadır.Yani bir yılda belediyelerin temin ettiği 5.1 milyar m3 suyun 2.3 milyar m3'ü bu şebeke çatlaklarından dolayı kaybediliyor" dedi.
Sulara kanalizasyon karışıyor
ÇMO Elektrik kesintisi veya tamir çalışmaları nedeniyle şebekelerdeki suyun kesilmesi halinde yeraltında birikmiş olan yağmur sularının, fosseptikler ve kanalizasyon şebekelerinden sızan suların içme suyu şebekesine karıştığını ve bu atık sularda bulunan mikroplar salgınlara yol açtığını kaydetti.
Temiz ve sağlıklı çevrede yaşamak temel bir hak
"Anayasal bir hak olan temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının tüm yurttaşlar için sağlanması, belediyeler ve merkezi yönetimin temel görevlerinden birisidir" diyen ÇMO alınabilecek tedbirleri ise şöyle sıraladı:
* İçme suyu şebekesi inşaatlarında mühendislik biliminin gerektirdiği dikkat gösterilmeli.
* Belediyeler şebeke çatlaklarını tespit ve kaçakların önlenmesini öncelikli görevlerinden birisi olarak belirlemeli.
* Yüzeysel ve yeraltı su kaynakları ve rezerv alanları titizlikle korunmalı,bu alanlarda kirlenmeye neden olabilecek hiçbir faaliyete izin verilmemeli.
* İçme suyu dezenfeksiyon sistemleri geliştirilmeli.
Son altı ayda patlak veren salgınlardan ilki temmuz ayı başlarında Yatağan'da meydana gelmiş ve 635 insanın bağırsak enfeksiyonlarına bağlı rahatsızlıklar nedeni ile sağlık kuruluşlarına başvurmalarına yol açmıştı.
İkinci büyük salgın ise ağustos ayında Doğubeyazıt' da meydana gelmiş ve 4 bin 500 insanın hastalanmasına yol açan salgın sonucu 2 kişi de hayatını kaybetmişti.
Son olarak, Malatya'da kasım ayı sonunda yaşanan salgında yaklaşık 8 bin kişi bağırsak enfeksiyonuna bağlı şikayetlerle sağlık kurumlarına başvurmuş idi.
Eylül ayında ise Ankara'da kolera vakalarının görüldüğüne dair haberler ulusal basında uzunca bir süre yer almıştı.(ÖE/KÖ)