TÜBİKOM çağrısında, tasarıdaki, aile içi şiddeti "şikayete bağlayan" ve "uzlaşma" kapsamına alan madde değişikliklerinin, kadınların aleyhine olduğunu söylüyor.
" TCK'nin 86. maddesiyle 232. ve 233. maddelerinin halen yürüdükte oldukları şekliyle kalmasını, bu maddelerin uzlaşma -Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) madde 253- kapsamına alınmamasını, değişiklik tasarısı kapsamından çıkarılmasını, tasarıya TCK'nin 102. ve 105. maddelerinin takibi şikayete bağlı suç olmaktan ve uzlaşma kapsamından çıkarılması yönünde değişiklik eklenmesini gerekiyor."
TÜBİKOM: TCK'de kadınlar aleyhine geri dönüş
TÜBİKOM'dan yapılan açıklamada, TBMM Adalet Komisyonunun üzerinde çalıştığı "Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" kapsamında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) bazı maddelerinin değiştirilmek istendiğine dikkat çekiliyor.
TCK'nin 86., 232., 233., 253. maddeleriyle, 102. ve 105. maddeleri üzerinde yapılmak istenen değişikliklerin, kadınlar aleyhine bir geri dönüş olduğunu açıklayan TÜBİKOM, yapılmak istenen değişikliklere karşı çıkma nedenlerine ilişkin gerekçeleri bir dosya ile TBMM Başkanlığı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Anavatan Partisi grup başkanlıklarına ilettiklerini açıkladı.
Anayasa'nın 10. maddesi ve uluslararası sözleşmeler
TÜBİKOM, tasarıda yapılmak istenen değişikliklerin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 44/104 sayılı kararıyla ilan edilen Kadınlara Karşı Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri'yle çeliştiğini söylüyor.
TÜBİKOM, yapılmak istenen değişikliklerin, Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söylüyor.
" BM Kadına karşı Her türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ve ek İhtiyari Protokol, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi (AİHS), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, Kadınlar ve çocuklarla ilgili tüm uluslararası metinlerde de benzer hükümler bulunduğunu söylüyor ve "tüm üye devletlere aile içi şiddet, cinsel, fiziksel, ruhsal, psikolojik ve ekonomik her türlü şiddete karşı sıfır toleransı ve mağdurlara tam koruma sağlama yükümlülüğünü getirmiştir."
Mağdurlarının yüzde 99'unun bir kısmını kadın ve çocukların oluşturduğu söyleyen TÜBİKOM, Anayasamızın 90. maddesine de atıfta bulunarak, iç hukukta yapılacak olan düzenlemelerin bu metinlerdeki düzenlemeler ile karşıtlık içereceğini açıklıyor.
TÜBİKOM ayrıca, değişikliklerin uyum yasaları adı altında düzenlendiğinin söyleniyor olmasının, uluslararası metinler göz önüne alındığında çelişki içerdiğine de dikkat çekiyor.
Tasarıda, yapılmak istenen değişiklikler
* TCK'nin 86. maddesinin 3. fıkrasının; "kasten yaralama suçunun ;a)Üstsoya, altsoya ,eşe ve kardeşe karşı b) Beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, c), d)..... işlenmesi durumunda ceza üçte birinden yarısına kadar arttırılır. Bu fıkra hükmünün uygulandığı hallerde (a) bendi hariç, şikayet aranmaz" şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir.
* TCK'nin 86. maddesi ile şikayete bağlı olup, olmadığına bakılmaksızın TCK'nin 232 maddesinde düzenlenen "aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine yapılan kötü muamele" ile TCK'nin 233. maddesinde yer alan "aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali" suçları, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 253. maddesinde uzlaşma kapsamı içerisine alınmaktadır."
* Yürürlükte olan TCK'nin 102. ve 105 maddelerinde düzenlenen cinsel taciz ve eşe karşı tecavüz suçları da takibi şikayete bağlı suç kapsamındadır. Bu iki maddede düzenlenen suçlar, yine halen yürürlükte olan CMK'nin 253 ve devamı maddeleri kapsamında diğer takibi şikayete bağlı suçlarla birlikte uzlaşma kapsamındadır.
* Bugüne değin TCK 102. ve 105. maddeleri ile ilgili hiçbir adım atılmadığı gibi, üstüne üstlük yine mağdurlarının neredeyse yüzde 99'unu kadın ve çocukların oluşturduğu TCK'nin 86, maddesinin 3 fıkrasının a bendinde düzenlenen suçlar takibi şikayete bağlı kılınmak, a ve b fıkralarında öngörülen ceza artırım oranı indirilmek ve TCK'nin 86..232. ve 233. maddeleri uzlaşma kapsamı içerisine alınmak istenmektedir.
TÜBİKOM'un gerekçeleri
* TCK'nin 86. maddesinin 3. fıkrasının, a bendinin takibi şikayete bağlı olma koşuluna bağlanmasını, mağdur üzerinde şikayetçi olma konusunda caydırıcı etki yaratacaktır. Uzlaşma kapsamına alınması da yine mağdur açısından zararlı sonuçlar doğuracaktır.
Uzlaşma için kanunun aradığı mağdurun özgür iradesi ile kabulü koşulu asla gerçekleşemeyecek, zarar giderim tutarı özgür irade ürünü ve adil olmayacaktır.
* Bu maddeler ile tasarıda değiştirilmesi öngörülen maddeler kapsamındaki suçlar, doğrudan insanın onuruna, saygınlığına cinsel, ruhsal, vücut ve fiziksel bütünlüğüne yönelik saldırılan kapsamaktadır. Kasten yaralama suçunun failleri de bilerek ve isteyerek bu suçu işleyen kişilerdir.
Bir yandan isabetli bir şekilde bu tür suçların alt soy-üst soya kardeşlere ve eşe karşı işlenmesini cezanın artırım nedeni saymak, ama diğer yandan da takibi şikayete bağlı suç ve uzlaşma kapsamına almak çelişkilidir.
* Aile içi şiddet, toplumdaki şiddet sarmalının birinci derecede tetikleyicisidir. Bu tür saldırılar kimden gelirse gelsin, takibi şikayete bağlı olmamalı, uzlaşma kapsamına alınmamalıdır.
* Anayasamızın 41. maddesi devlete aileyi, özellikle de kadınları ve çocukları koruyucu önlemleri alma görevini yüklemiştir. Yapılmak istenilen bu değişiklikle korunmak istenenin aile bireylerinden olan mağdurlar olmadığı açıkça ortadadır.(AD)