Eğitim Bakanlığı, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğini yeniliyor. Taslak metinde, mevcut yönetmeliğin 53. maddesindeki "Bu okullarda, yalnız kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çocukları okuyabilir" ibaresi yok.
Bu değişiklik, "Türkiye'de kaçak yaşayan azınlıkların çocukları artık azınlık okullarına gidebilecek" şeklinde yorumlandı. Ancak Ermeni okullarında yönetici Garo Paylan, konuya çocuk hakları, çocuğun eğitim hakkı ve mülteci hakları çerçevesinde bakılmadığı sürece hiçbir değişiklik olmayacağı görüşünde.
Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı taslak hakkında bianet'e konuşan Paylan, öğrencinin okula kaydolması için önce velisinin e-okul'a kaydolması gerektiğini hatırlatarak, "Kayıtlar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık numarası ya da oturum belgesiyle yapılabiliyor. Veli kaçaksa kaydolmak mümkün değil. Yapılan değişiklik, bunu mümkün kılmıyor. Yeni bir yapılandırma yapılmadan bu değişikliğin gerçek hayatta hiçbir karşılığı olmayacaktır" dedi.
"Gönderenler de çocuklarını okuldan alacaktır"
Paylan, 1 Şubat 2012'den itibaren geçerli olacak 5683 Sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun'la ilgili yapılan değişiklikle birlikte düşünüldüğünde, okullarla ilgili yapılan bu değişikliğin hiçbir karşılığının kalmayacağına dikkat çekti.
İki gün sonra geçerli olacak olan değişiklikle birlikte Türkiye'de izinsiz çalışan yabancı uyruklu kişiler Türkiye'de üç ay kalıp çıkış yapmak ve daha sonra ülkeye geri dönmek için 90 gün beklemek zorunda.
Paylan, "Kaçak çalışanların tümünün Türkiye'de yaşaması engellenmeye çalışılıyor. Bu durumda hayatını tamamıyla değiştirmek zorunda kalacak çok fazla insan var. Es kaza burada kalabilmiş bir insan gidip kendini e-okula kaydettirir mi? Hayır. Zaten çok korkuyorlar. Şu anda gönderenler de çocuklarını okuldan alacaklardır" dedi.
Azınlık okulları konusuna çocuk hakları perspektifinden bakılması gerektiğinin altını çizen Paylan, "Çocuk hakları, çocuğun eğitim hakkı ve mülteci hakları çerçevesinde onlara özel bir statü verilmesi gerekir. Bu bakımdan örnek alınacak ülke İsveç'tir. Velisi kaçak dahi olsa çocuğun eğitim hakkı esastır" diyerek sözlerine şöyle devam etti:
"Bilgilerin gizliliği okulun güvencesinde olmalı"
"Özel kayıt sistemi getirilmeli. Bu sistemde aileyi ele vermeden, adres istenmeden, çocuğun kaydı alınır. Bilgilerin gizliliği okulun güvencesinde olmalıdır. Diğer türlü zaten korkan insanların çocukları okullara göndermesi beklenemez."
"Bu değişiklik, diğer kanun değişikliğiyle birlikte düşünüldüğünde 'Biz buradaki azınlıklara iyi davranıyoruz' demek için göstermelik bir adım gibi duruyor."
Türkiye'de kaçak yaşayan Ermenistanlı sayısının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi 100 bin değil, 15 bin civarında olduğuna söyleyen Paylan, "Bu kişilerin çoğu kadın, çocukları çoğunlukla okula gitmiyor. 100 kadar çocuk Rusça tedrisatla beraber, Rusça, Türkçe ve Ermenice eğitim veren Protestan kilisesi vakfında eğitim görüyor" dedi.
Eğitim alamayan 500 çocuk var
Paylan Türkiye'de 0-10 yaş arası 500 kadar, eğitim göremeyen Ermenistanlı çocuk olduğunu düşündüklerini söyledi.
Azınlık okullarında görev yapan eğitimci Alaaddin Dinçer'in hazırladığı rapora göre; 1964-1965 yıllarında azınlık okullarında 20 bin dolaylarında öğrenci bulunuyordu. 2010-2011 eğitim öğretim yılında bu sayı 3 bin 300'e kadar düştü.
Rapora göre, 12 azınlık okulunun öğrenci yokluğu nedeniyle kapanma tehlikesi var. 2010-2011 eğitim öğretim yılı itibariyle Ermenilere ait 23 okulda 2 bin 596 öğrenci okuyor, 500 öğretmen görev yapıyor. Rum azınlıklara ait 19 okulda 196 öğrenci okuyor, 65 öğretmen görev yapıyor. Musevi azınlığa ait ait iki okulda 523 öğrenci okuyor, 73 öğretmen görev yapıyor. (IC)