Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 2025 yılının ilk altı ayında hayvan haklarına ilişkin verilen kanun tekliflerini, araştırma önergelerini ve yazılı soru önergelerini inceledi.
Paylaşılan veriler, Meclis’in denetim ve yasama işlevinin giderek zayıflatıldığını bir kez daha ortaya koydu.
- Rapor için, 2025’in ilk yarısına ait 48 soru önergesi incelendi.
- Önergelerin 25’i CHP, 15’i DEM Parti, 4’ü İYİ Parti, 1’i TİP, 2’si Yeni Yol Grubu ve 1’i bağımsız milletvekili tarafından verildi.
- 26 önergeye cevap verildi, 22’si yanıtsız bırakıldı.
- Önergelerin 39’u Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’yı muhatap aldı.

2025’in ilk altı ayında en az 477 bin hayvanın yaşam hakkı ihlâl edildi
Soru önergeleri konuları: İthal edilen hayvanlar, ihracat ve aşılar; hayvan hastalıkları, barınaklar ve sokakta yaşayan hayvanlar, koruma altındaki hayvanlar, biyoçeşitlilik ve yaban hayvanları, balık ölümleri, avcılık, balıkçılık, eğitim müfredatına hayvan sevgisi ile ilgili ders eklenmesi, hayvanların kimliklendirilmesi, hayvana yönelik şiddetin önlenmesi, hayvan kaçakçılığı, at, eşek, katır sayıları, tavukçuluk, süt ürünlerinin denetlenmesi.
Soru önergeleri cevaplanmıyor
TBMM’de bir denetim aracı olarak işlev gören yazılı soru önergeleri, kâğıt üzerinde hükümetin faaliyetlerini denetlemek ve bilgiye erişimi sağlamak açısından kritik bir mekanizma olsa da, uzun süredir sistematik olarak etkisizleştiriliyor.
HAKİM raporuna göre, “hayvan” sözcüğüyle yapılan taramalarda 2025’in ilk yarısında verilen iki kanun teklifi tespit edildi; her ikisi de CHP İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir tarafından sunuldu. Aynı anahtar sözcükle ulaşılan iki Meclis araştırma önergesi ise DEM Parti milletvekillerince hazırlandı.
Raporda, mevcut Meclis aritmetiği nedeniyle muhalefet partilerinin hazırladığı kanun teklifleri ve önergelerin komisyonlarda bekletildiği, gündeme alınmadığı veya Genel Kurul’da çoğunluğu elinde bulunduran AKP ve MHP tarafından tartışılmadan reddedildiği vurgulandı.
Bu durumun demokratik temsilin tek sesliliğe indirgenmesine ve Meclis’in yasama ile denetim işlevinin iktidar partisi lehine daraltılmasına yol açtığı sonucuna varıldı.
HAKİM, hakların ancak bilgiye erişimin, hesap verebilirliğin ve çoğulculuğun korunduğu bir Meclis ortamında güçlenebileceğini vurguladı.


