Fotoğraf: TBB Başkanı Erinç Sağkan Adli Yıl Açılış Töreni'nde
2023-24 Adli Yıl Açılış Töreni'nde konuşan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan Hatay milletvekili Avukat Can Atalay'ın Anayasa'nın 83. Maddesi ve AYM içtihatlarına karşın hala cezaevinde tutulmasını eleştirdi: "Meslektaşımız ve milletin iradesiyle seçilmiş Milletvekili Can Atalay'ın olması gereken yer, demir parmaklıklar arkası değil, Anayasa Mahkemesinin emsal kararları gereğince milletin Meclisi'dir" dedi.
Sağkan "yargı sisteminde hukuka güven[in] alarm ver[diğini]" dile getirdiği konuşmasının devamında da en önemli başlığın "yargı bağımsızlığı ile tarafsızlığının tam anlamıyla sağlanması, savunmanın güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğünün içselleştirilmesi" olması gerektiğini vurguladı.
TBB Başkanı'na
Cumhurbaşkanlığı sansürü
Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nın ilk konuşmacı olduğu Yargıtay Başkanlığı'ndaki törende Sağkan'ın arkasından Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuştular. Cumhurbaşkanlığı frekansından gerçekleştirilen TV gösterimi Sağkan'ın konuşması bittikten sonra başladı ve yalnızca Yargıtay Başkanı Akarca ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmaları canlı olarak gösterildi.
Sağkan'a uygulanan sansüre Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Twitter (X) hesabından sert yanıt verdi.
Adli Yıl Açılış Töreninde Erdoğan’ın konuşması neredeyse tüm televizyonlarda canlı yayınlanırken, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Erinç Sağkan’ın çok değerli uyarılarda bulunduğu konuşmasının yayınlanması, Cumhurbaşkanlığı ekibi tarafından engellendi.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) September 1, 2023
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın konuşmasında muhalefetin yargı kararlarına yönelik eleştirileri için kullandığı "fitne" deyimine gönderme yaparak "Erdoğan millet ile devlet kurumları arasına ekilmiş bir fitne arıyorsa, önce aynaya, sonra da etrafına bakmalıdır." dedi.
Sağkan: "6 Şubat depremlerinde ülkedeki
her 15 avukattan birinin bürosu ya da evi yıkıldı"
TBB Başkanı, konuşmasına üyelerinin ve yargı camiasının 6 Şubat depremlerinde hem yaşanan felakete hem uğranılan kayıplara karşın yurttaşların ihtiyaç duydukları adli yardım ve hizmetlere ulaşabilmeleri için gösterdikleri olağanüstü direnç ve fedakarlığı dile getirerek başladı ve hayatlarını kaybeden 122 avukatı andı.
Sağkan, "Depremde yıkıma maruz kalan on bir ilimizde yaklaşık 17 bin meslektaşımız bulunmaktaydı. 10 binden fazla sayıda meslektaşımızın ofisleri veya evleri depremden doğrudan etkilendi ve kullanılamaz durumdadır. Bir başka deyişle, Türkiye'de yaşayan her 15 avukattan biri, evini veya ofisini kaybetmiştir." dedi.
Baro Başkanları, yönetimleri, avukatlar ve baro emekçilerine şükranlarını sunan Sağkan bununla birlikte "bu ağır süreçte [...] kurumlara iletti[kleri] taleplerin, iki ilimizde valilikler ve belediyeler tarafından verilen konteyner desteği dışında karşılanamadığını ve savunma makamının yalnız bırakıldığını" dile getirdi.
"Avukatlık mesleğinde tablo çok
vahim, hukuka güven alarm veriyor"
TBB Başkanı "avukatlık mesleğinin artık neredeyse sürdürülemez hale geldiği" vahim sorunlarla yüz yüze bulunduğunu dile getirdi. "Şu anda Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurumu ile uyumlu bir çalışma sürecini başlattık." diyen Sağkan "bir sonraki adli yıl açılışında artık bazı sorunların çözümüne ilişkin somut adımlar atıldığından söz etme umudunu" dile getirdi.
Ancak Sağkan daha da önemli olarak yurttaşların hukuka olan güveninde ağır bir sarsıntının varlığına dikkat çekti. "Bu kapsamda en önemli başlığımız; yargı bağımsızlığı ile tarafsızlığının tam anlamıyla sağlanması, savunmanın güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğünün içselleştirilmesi olmalıdır." dedi.
Sağkan tabloyu şöyle özetledi:
▶ Ülkemiz, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 140 ülke arasında 116.; Doğu Avrupa ve Asya kategorisinde ise 14 ülke arasında sonuncu olmuştur.
▶ Yürütme temsilcilerinin başkanlık ettiği Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yapılanması kuvvetler ayrılığı ilkesini sorgulanır hâle getirmekte, coğrafi teminat düzenlemesinin tabii hâkim ilkesi bakımından önemi ve bu ilkenin de temel hak ve özgürlüklerle olan bağlantısı nedeniyle hukuka güveni sarsmaktadır.
▶ Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının mahkemeler tarafından emsal dosyalarda göz ardı edilmesi, en son uygulanması gereken tutuklama tedbirinin şartları oluşmadığı halde bir cezalandırma aracı olarak uygulanması örnekleri, başta ifade hürriyeti ve adil yargılanma hakkı gibi temel haklarda yargıyı hak ve özgürlüklerin teminatı olma işlevinden uzaklaştırmaktadır.
Hukuksal öngörülebilirlik yok oldu
TBB başkanı, "Yargı bağımsızlığının en önemli göstergesi ve hukuka duyulan güvenin teminatı[nın], hukuki öngörülebilirlik" olduğunu hatırlatan Sağkan "Bugün yargı sistemimizin en büyük sorunu; vaktinde verilmiş, hukuki olarak öngörülebilir nitelikte yargı kararlarına ulaşamamaktır." dedi
Öte yandan öngörülebilirliğe ilişkin başka yapısal unsurlar arasında "Liyakatsiz atamalar, bilgisizlik veya tecrübesizlik nedeniyle yargılama sürecinde yapılan hatalar, siyaset kurumunun hiçbir müdahalesi olmasa dahi hukukun üstünlüğünü içselleştirememiş olmanın getirdiği tutum ve davranışlar, sağlıklı ve rasyonel bir argümantasyon yürütüldüğünü ortaya koyacak gerekçeli karar eksikliği" vb. konuların hukuk güvenliği kavramını sorgulanır hâle getirdiğini söyledi.
Avukatların genel ekonomik krizle bağlı sorunları yanında enflasyonist ortamın yol açtığı sorunları telafi açısından gerekli politikaların uygulanmayışı, vergi düzenlemelerinin yetersizliği, CMUK tariflerinin verilen hizmetle orantısızılığı gibi sorunları neden ve sonuçlarıyla birlikte sıralayan Sağkan "[...] gerek yargı sistemimizin içerisinde bulunduğu olumsuzlukları gerekse avukatlık mesleğinin ağır sorunlarını dile getirmeyi yasal sorumluluğumuz olduğu kadar ülkemize olan borcumuz olarak da görüyoruz." dedi.
"Can Atalay'ın olması gereken yer..."
14 Mayıs seçimlerinde Hatay milletvekili olarak TBMM'ye girmeye hak kazanan avukat Can Atalay'ın halen "Gezi Davası"nda çarptırıldığı, Yargıtay onayından geçmemiş hapis cezası nedeniyle cezaevinde tutulduğunu hatırlatan Sağlam, konuşmasının sonunda Atalay'ın serbest bırakılması zorunluluğunu dile getirdi. "Türkiye Barolar Birliği; yasama organımızın demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine, hukuk devletinin işlerliğine katkı sağlayacak her adımında; hukuksuzluklara ve hak ihlallerine karşı verilecek her mücadelede dayanışma içinde olmuştur; bundan sonra da olmaya devam edecektir [...] Meslektaşımız ve milletin iradesiyle seçilmiş Milletvekili Can Atalay'ın olması gereken yer, demir parmaklıklar arkası değil, Anayasa Mahkemesinin emsal kararları gereğince milletin Meclisidir."
(AEK)