Arslan Tayfun Özkök, Atina'da tutulduğu Koridalos Cezaevinden Türkiye'ye iade edilecek olmasına itiraz ediyor.
1955 yılında İstanbul'da doğan DHKP-C örgütü yönetici kadrosunda aktifti. Özkök 1981'de tutuklandı. 1990'da firar etti. Uzun yıllar aranan Özkök sahte kimlik kullandığı iddiasıyla geçen yıl, 15 Ağustos'ta Kıbrıs Cumhuriyeti Larnaka Havaalanında yakalandı.
İddiaya göre Özkök, Dursun Karataş'ın cenazesine katılmak üzere havayoluyla Hollanda'ya gitmek istiyordu.
Kıbrıs'ta bir hapishanede tutulan Özkök 24 Mart'ta polis gözetiminde Yunanistan'a gönderildi.
Yunanistan'da politik iltica talebinde bulundu. Türkiye'ye teslim edilmesi istemiyle savcılığa sevk edildi.
Özkök "kamuoyuna" başlığıyla yazdığı mektupta şöyle diyor:
"Benim için çağırdıkları tercüman yanlızca İngilizce konuşuyor olmasına karşın, savcı benim bu dili bilmediğimi duymak bile istemedi. Bütün bu hukusuzlukların sonucunda 31 Mart 2009 tarihinden bu yana sadece ve sadece Türk devletinin kendisine teslim edilmem talebinden dolayı Koridalos cezaevinde tutuklu bulunuyorum."
Özkök "Türkiye'ye iade edilmem durumunda beni işkenceli sorguların, belki de ömrümün sonuna kadar sürecek olan hücre hapsinin ve izolasyonun beklediğini biliyorum" diye yazıyor.
Örgütte Karataş'ın ölümünün ardından Özkök ile Musa Asoğlu, örgütte 'baş olma' çekişmesi başladığı öne sürülmüştü.
Gündem'in haberine göreyse Özkök, örgütten Karataş'ın ölümü ardından ayrılmıştı. DHKP-C açıklamasında şöyle demişti:
"Burjuva düşünceleri ve kültürünü savunabilen herhangi birinin partimizde bırakın yönetici olmasını, sıradan bir üye olarak bulunması dahi kabul edilemez. Nitekim kabul etmedik. Devrimci ölçüleri yoktur. Kendi statüleri kendi yaşamı onun için her şeyin üstündedir. Çifte standartlıdır. Bu anlayışla insan yönetmesi, sorumluluk alması, bir güce ve yetkiye sahip olması mümkün değildi ve çok tehlikeliydi."
Diğer yandan Özkök'ün Yunanistan'daki tutukluluğu üzerine serbest bırakılması yönünde talebi olanlar hala süren kampanyayı başlattılar. (EZÖ)