* Fotoğraf: Pixabay
Hayvan hakları savunucularının yıllardır mücadelesini verdiği Hayvan Hakları Yasa Taslağı henüz TBMM’de görüşülmedi.
Konuya ilişkin son açıklama 3 Şubat’ta AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’den gelmiş, kendisi de yıllardır diğer siyasiler gibi tarih vererek yasa tasarısının "iki hafta içerisinde" meclise sunulacağını söylemişti.
Zengin’in bahsettiği tarihin üzerinden üç hafta geçti. Yasanın bu hafta Meclis gündemine teklif olarak geleceği kaydedilse de hem gecikme hali hem de medyaya yansıyan maddelerin içeriği nedeniyle hayvan hakları savunucuları endişelerini dile getirmeye devam ediyor.
Hayvan hakları savunucuları Zengin’in şu ana kadarki açıklamalarına baktıklarında, yeni yasa taslağının 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzalayarak meclise gönderdiği ve “Ölüm Yasası” olarak anılan yasa taslağının üstüne ekleme yapılmış hali olduğunu belirtiyor.
TIKLAYIN - "Taslak hayvana eziyeti, esareti, işkenceyi önlemiyor"
Tasarının henüz Meclis’e gelmemesini ve içeriğine ilişkin gündeme gelen demeçleri bianet’e değerlendiren Hayvanları Koruma, Kurtarma ve Yaşatma Derneği (HAYKURDER) Başkanı Erman Paçalı, yasa tasarısı geciktikçe hayvana yönelik şiddet ve istismar vakalarının ivme kazandığını söylüyor.
“Geciken her gün hayvanlar şiddet gördü”
- NOT: Teklifte; evcil hayvanların sokağa bırakılmasını da önlemek için, hayvanlara çip takılması, hayvana şiddet ve öldürme suçunun cezasının TCK kapsamına alınması, suçüstü halinde savcıların res’en harekete geçmesi, diğer durumlarda soruşturmaların ihbara bağlanması, hayvanı sokağa bırakana 2 bin TL ceza verilmesi, petşoplarda hayvan satışının yasaklanması, ancak lisanslı çiftliklerde üretilen havanların satışına izin verilmesi gibi düzenlemeler yer alıyor.
Paçalı, yasa tasarısına ilişkin açıklamaların kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söylüyor:
“Yasanın geciktiği her gün yüzlerce hayvan şiddet gördü, tecavüze uğradı, istismar edildi, sömürüldü. Tamamı cezasızlıkla sonuçlandı. Kesilen idari para cezalarının ne miktarı caydırıcı oldu ne o caydırıcılığı dahi olmayan para cezaları tahsil edilebildi.
“Dolayısıyla hazırlanan hayvan hakları yasasına yönelik en temel beklenti caydırıcı hapis cezalarının getirilmesi beklentisiydi fakat hükümet kanadından taslağa dair gelen açıklamalar bizleri hayal kırıklığına uğrattı bir kez daha...”
“Belli tür hayvanların haklarını kabul ediyor”
Söz konusu teklifin tam anlamıyla hayvan hakları yasası olmadığını vurgulayan Paçalı, “Bunun olabilmesi için hayvanların doğuştan gelen haklarının olduğu kabul edilmeli ve güvence altına alınmalı” diyor:
“6 aydan başlayan ve 4 yıla uzanan cezalardan söz ediliyor. Uygulamada bütünü hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve infaz yasasına takılacak ve hayvana yönelik şiddet cezasız kalmaya devam edecek. Hükümet hayvana şiddetin önlenmesine yönelik söylemlerinde samimi ise çıkarılacak yasada da bu samimiyeti ortaya koyabilmeli.
“Deney masalarını yasaklamayan, kürkü yasaklamayan, içinde ‘yasaklı ırk’ tanımı barındıran, yunus parklarını, hayvanlı sirkler ve gösteri merkezlerini yasaklamayan, petshoplarda, hayvan pazarlarında mal gibi alınıp satılmalarını yasaklamayan, av ve avcılığı, hayvanat bahçelerini, mezbahaları, deve güreşlerini, at yarışlarını, atlı faytonları yasaklamayan ve hayvanın mal gibi alınıp satılmasına, ticarete konu edilmesine, sömürülmesine ve acı çekmesine izin veren bir yasa hayvan hakları yasası olabilir mi? Sadece belli tür hayvanların haklarını kabul eden bir yasa bu.”
“Tasarı insan refahını esas alıyor”
Yasa tasarısının paydaşları arasında hayvan hakları adına çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) hiçbir sivil toplum kuruluşunun olmadığına da dikkat çeken Paçalı, tasarının odağının insan refahı olduğunu ifade ediyor:
"Bu yasanın paydaşları arasında petshoplar, mama firmaları, faytoncular, avcılar, bakanlıklar var. Belediyeler var, kamu kurumları var. Sadece hayvanları koruma alanında faaliyet yürüten hayvan hakları alanında çalışan STK’lar yok. Düşünebiliyor musunuz? Hayvan Hakları Yasasının paydaşları arasında hayvanı sömüren her oluşum var, sadece hayvan hakkı savunucuları yok.
“STK'lardan gizli, kapalı kapılar arkasında hazırlanan ve sır gibi saklanan bir taslaktan şu şartlar altında umutla söz edilebilir mi? Elbette kaygılıyız. Her geçen gün hayvanlar şiddet görmeye devam ediyor ama biz hazırlanan hayvan hakları yasa taslağına sevinemiyoruz bile. Çünkü şiddeti önleyecek, caydırıcı ya da hak kavramını tanıyan bir yasa gelmeyeceğini görebiliyoruz. Bilakis hayvana zarar verecek, insan refahını esas alan bir yasa hazırlanmak isteniyor.”
“Yaşatan bir yasa çıkmak zorunda”
Hayvanseverlerin tahammül gücünün tükendiğini kaydeden Paçalı, “yaşatan bir yasa için” taleplerine karşılık beklediklerini söylüyor:
“6. madde gibi, belediyelerin ceza kapsamına alınması gibi, yasaklı ırk kavramının kaldırılması gibi belli başlı kırmızı çizgilerimiz var. Hayvanseverler bunları defalarca açıkladı. Bunları yok saymaya, delmeye kalkacak her teşebbüs yıllarca birikmiş olan öfkeden nasibini alacaktır muhakkak.
“Hayvanseverlerin artık tahammül gücü tükendi. Yaşatan bir yasa çıkmak zorunda. Başka türlüsü mümkün değil. İhtimalleri dahi hayvanseverlerde şiddetli bir tepkiyle karşılık buluyor. Hükümet mutlaka bu tasarıyı hayvanseverlerin yılların yaşanmışlıklarından edinilmiş tecrübe ve birikimle oluşan taleplere, araştırma komisyonu raporuna uygun çıkartmalı.”
(TP)