Eğitim-Sen Galatasaray Üniversitesi (GSÜ) Temsilciliği'nin GSÜ Coşkun Kırca Salonu'nda düzenlediği toplantıda yeni YÖK yasa tasarısı önerisinin akademik özgürlükler ve tüm üniversite bileşenleri üzerindeki etkisi tartışıldı.
Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Dr. Füsun Üstel, Yard. Doç. Dr. Özge Aksoylu ve Hukuk Fakültesi öğrencisi Firdevs Arı ile Marmara Üniversitesi'nden Dr. Meryem Kurtulmuş'un konuşmacı olduğu toplantıya, elliden fazla öğrenci, öğretim üyesi ve idari personel katıldı.
Araştırma görevlisi Selin Pelek moderatörlüğündeki tartışmada ilk sözü alan Özge Aksoylu yeni tasarının getirdiği hiyerarşik yapılanmanın altını çizdi. Tasarıya gore, "verimli" görülmeyen programların kapatılabileceği, öğretim üyeleri ve idare arasında bir ast-üst ilişkisi kurulacağını söyledi.
Firdevs Arı, öğrenciler açısından bakıldığında bu tasarıda da, tıpkı halen yürürlükte olan yasada olduğu gibi, bir "siyaset yapma yasağı" bulunduğunu ama bunun şimdi olduğu gibi gelecekte de dirençle karşılanacağını, öğrencilerin siyaset yapmaya devam edeceğini ifade etti.
Kurtulmuş: Devlet üniversiteleri özel üniversiteye dönecek
Meryem Kurtulmuş ise öncelikle harçlar kaldırılmış gibi davranılmasına karşın taslakta, öğrenci ücretlerinin "Üniversite Konseyi" tarafından belirleneceğinin yazıldığını, dolayısıyla harçların önümüzdeki dönemde tekrar öğrencinin karşısına çıkacağını görmek gerektiğini belirtti.
Tüm akademik personel için sözleşmeli olma halinin ortaya çıktığını söyleyen Kurtulmuş, metinde "isteyenin" sözleşmeli olabileceğinin belirtildiğini ancak daha önceki deneyimlerde de gördüğümüz gibi, sözleşmeli personele sunulan cazip maddi imkanların işten atılmayla sonuçlanabilecek bir güvencesiz çalışma sürecini başlattığının da altını çizdi.
Tasarının getirmeyi planladığı sistemle vakıf üniversitelerinin özel üniversiteye dönüşeceğini, bunun sonuçlarına dair en yakın örneğinse Bilgi Üniversitesi'nde yaşananlar olduğunu belirten Kurtulmuş, şu anda fiilen bir şirket üniversitesi olarak işleyen Bilgi'de, çalışanların örgütlenme hakkının önüne geçilmeye çalışıldığını ifade etti.
Metnin "Toplumsal Hizmet" başlığı altında bulunan "Bilgi Lisanslama Ofisleri"'nin amaçlarını (1) aktaran Kurtulmuş, böylesi bir ticar mantığın devlet üniversitelerini de birer özel üniversite dönüştüreceğini belirtti. Kurtulmuş, geçmişte kazanılan hakları hatırlatarak taslağın zaten geçeceği önkabulüyle mücadeleden vazgeçmemek gerektiğini vurguladı.
Üstel: Akademik özgürlük ve denetimi muğlak
Hem bir sendika üyesi olarak hem de GİT Türkiye (2) adına konuşan Füsun Üstel ise, akademik özgürlük konusu üstünde durdu. Tüm metinde akademik özgürlük ifadesinin sadece üç kere geçtiğini belirten Üstel, bundan ne kastedildiğinin son derece muğlak olduğunu, bu özgürlüğün hangi mekanizmalarla oluşturulacağının belli olmadığını ve ihlali durumunda ne tür mekanizmaların devreye gireceği konusunda da hiçbir açıklık bulunmadığını belirtti.
GİT olarak, öğretim üyeleri yanında idari, teknik personeli ve öğrenciyi de içine alan bir akademik çevre anlayışına sahip olduklarını belirten Üstel, taslağınsa üniversiteyi sermaye - devlet ve toplumsal siyasal güç odakları temelinde kurguladığını söyledi.
Üstel, yapılabilecek en basit şey olarak UNESCO'nun 1997'da aldığı Yükseköğretim Personelinin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı'na bakılabileceğini, bu kararda akademik özgürlüğün başat öğretiyle kısıtlanmaksızın sistem ve yönetim hakkındaki görüşleri de ifade etme özgürlüğünü, kurumsal sansürden azade olmayı içerdiğini dile getirdi.
Disiplin hükümlerinin ayrıca tartışılması gerektiğini ekleyen Üstel, "eğitimin engellenmesi" ifadesinin de bir disiplin suçu olarak son derece muğlak kaldığını belirtti. Bilgiyi ticari getirisiyle birlikte düşünme mantığının zaman içinde bazı bilgileri marjinal hale getireceğini, hatta bazılarını kriminalize edeceğini belirten Üstel, süreç içinde bazı disiplinlerin, bazı araştırma alanlarının giderek itibarsızlaştığını göreceğimizi ifade etti. (İE/NV)
(1) "(...) araştırmacıların yapacağı tanıtım faaliyetleri ile bilimsel çalışmaları ticari değeri yüksek konulara yönlendirmek, pazarda ihtiyaç duyulan bilgileri belirleme çalışmalarını yürütmek, araştırma sonunda üretilen bilgilerin ticari potansiyelini belirleme çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgileri fikri mülkiyet kapsamında koruma altına alma çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgilerin kullanıcı kişi, kurum ve kuruluşlara pazarlama, lisanslama veya devir ile transferini yapmak, bilgilerin sanayi şirketlerinde veya AR-GE merkezlerinde ürüne dönüştürülmesi çalışmalarına destek hizmetleri sunmak, bilgilerin satışından elde edilen gelirlerin yönetilmesi konularında faaliyet göstermek".
(2) Türkiye'de Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü Uluslararası Çalışma Grubu.