"Cinsel tacizde bulunan işçinin işten çıkarılacağına dair kesin bir ifade olmalı yasada. Kimse işini kaybetmek istemez sonuçta. Ayrıca işverenin uyguladığı tacize karşı bağımsız kurumlar muhakkak olmalı."
Adalet Bakanlığı Komisyonu'nda olan "Türk Borçlar Yasası" tasarısı yasalaşırsa, işverene işyerinde cinsel tacize karşı önlem alma yaptırımı geliyor.
Gerçekleşirse Türkiye'de bir ilk olacak bu uygulamayı, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Öğretim Üyesi Doç.Dr. Kadriye Bakırcı "Olumlu, ancak tacizi engellemekte yetersiz" buluyor.
"İş görüşmesinde taciz de tasarıya girsin"
"Sadece işe alındıktan sonra taciz yasaklanmış. Ancak iş görüşmelerinde taciz yaygın ve ciddi bir sorun.
"İş yerinde 'ahlaka uygun ortamın' oluşturulmasını öngörüyor. Bu çok tehlikeli bir madde. Eşcinseller hedef olabilirler işverenlerce. Aynı şekilde 'özellikle kadın ve erkek işçiler' deniliyor, eşcinseller göz ardı ediliyor."
Tasarıda "İşverenin işyerinde cinsel tacizi önleyici önlemler alması" söyleniyor ancak bunun nasıl olacağı açık ifade edilmiyor.
Bakırcı'ya göre "işveren gerek işe alımlarda, gerek iş yerinde tacize göz yumulmayacağını kesin bir dille çalışanlara ifade etmeli; hem işveren hem de işçi 'tacize karşı' eğitim almalı."
Ayrıca Bakırcı, işvereninin kendi tacizi söz konusu olduğunda olayı kapatma yoluna gidebileceğini, taraflı davranacağını söylüyor.
"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı Kadın İş Müfettişliği bağımsız bir yapı olarak kurulmalı ve böylelikle kadınların tacize uğradıklarında müracaat edecekleri bir yer olmalı."
En önemlisi gizlilik
Bakırcı en önemlisinin gizlilik ilkesinin ihlali olduğunu dile getiriyor.
"Kadınlarla ilgili önyargıların önüne geçmek için çaba verilmeli. Tacize uğrayıp bunu dillendiren kadın damgalanıyor, başka yerde 'belalı' olarak görüldüğünden işe alınması zorlaşıyor. Halbuki kadın kişiliğine yönelik saldırının ortadan kaldırılması için hakkını arıyor. Tacize karşı şikayette bulunmak haktır, suç değil." (EZÖ/TK)