"Suyun ticarileştirilmesine, doğanın metalaştırılmasına ve sermaye talanına açılmasına karşı mücadelemiz sürecektir"
"Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun"u 17 Mart'ta meclise sunuldu. Tasarının yasalaşmasına karşı "Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu", Taksim Galatasaray Lisesi önünde, bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamada, tasarının, doğayı sermaye birikimine soktuğu, bugüne kadar alınmış sit, tabiat ve milli parkların koruma kararlarını kaldırdığı belirtildi. Ayrıca tasarının, doğal alanlar ile ilgili kararları Çevre ve Orman Bakanlığı'nın kurullarına ve bakanın doğrudan onayına bıraktığı ifade edildi.
Tasarı yasalaşırsa, HES yapımının, sit alanlarının şirket faaliyetlerine açılmasının ve 3. Köprü inşaasın önündeki engellerin kalkacağı belirtildi.
Açıklamaya göre tasarı yasalaşırsa:
*Yürürlüğe girdiği andan itibaren o tarihe kadar alınmış Tabiat Sit kararları, Milli Parklar, Tabiat Parklarının koruma statüleri iptal edilecektir.
* Su Kullanma Hakkı Sözleşmesi imzalamış ve /veya HES (Hidroelektrik Santral) için lisans almış tüm şirketlerin önünde engel olarak duran havza koruma statüleri kaldırılacaktır.
* Böylece Milli Park olan Munzur vadisinde, Arılı, Çağlayan, İkizdere Vadileri gibi 1. derece sit alanı ilan edilen vadilerde şirketlerin faaliyetleri yasallaşacak ve HES inşaatları hız kazanacaktır. Bu yasa ile "İstanbul Kuzey Kesimi - Karadeniz Kuşağı Doğal SİT Alanı" kararı da kaldırılarak İstanbul'a yapılması planlanan 3. Boğaz Köprüsü projesinin önündeki bir yasal engel daha kalkacaktır.
* Tüm tabiat kararları, doğal alanları kimlerinin ve nasıl kullanılacağı ile ilgili karar verme yetkisi Çevre ve Orman Bakanlığı'na verilecektir.
* Hazine arazileri, meralar, ormanlar ve su havzaları kullanıma açılacaktır. Çevre ve Orman Bakanlığı yasadan aldığı yetki ile gerekli gördüğünde doğal alanlarla ilgili izinler, intifa veya irtifak haklarını üçüncü şahıslara devredilebilecektir
* Tür ve habitatları koruma bahanesi ile doğal alanların işletme yetkisi il özel idarelere, belediyelere, vakıf ve derneklere bakan onayı ile verilebilecektir. Böylece sadece doğal alanlar değil, Anadolu'da yetişen tüm biyolojik tür ve çeşitler de doğrudan bakanın yetkisi ile ticarileştirilebilecektir.
* Bakanlık koruma alanlarına ait uzun devreli gelişme plan yapma yetkisini de özel kuruluşlara devredebilecektir.
* Şirketlerin kullanımına sunulan doğal alanlar özel güvenlik güçleri ile korunacaktır. Bugün Anadolu'nun pek çok yerinde şirketlerin HES yapmak için talan ettiği su havzalarında, derelerini korumaya çalışan yöre halkına Jandarma ve özel güvenlik kuvvetleri müdahale ettiği gibi bundan sonra elinden merası, deresi, ormanı ya da kamulaştırılarak tarlası alınanlar için de yaşanacağı açıktır.
* Bakanlığın alacağı kararlar, bugüne değin HES lisansı vererek Anadolu'daki tüm derelerin ve su havzalarının ticarileştirilmesini sağlayan bakanlığa bağlı aynı bürokratlar, bakanlığın belirleyeceği akademisyen ve gene bakanlığın seçeceği STK'lardan oluşan kurullar tarafından verilecektir.(NV/EÖ)