Tarlabaşı Bulvarı, Sakız Ağacı Caddesi'nden aşağı inerken yolun sağ tarafında rastladığım "Mutfak" tabelası günlerdir merakımı körüklüyordu. Bu karşılaşmaların birinde, o tabelanın asılı olduğu kapının önünde gördüğüm Avrupalı ziyaretçilerle birlikte müzik yapan birkaç gönüllü genç ile tanışmamla bu muamma da çözüme ulaştı.
Evet Tarlabaşı'nda bir mutfak var ama bu nasıl bir mutfak?
İsterseniz kendi tanımlarıyla onları tanıyalım;
"Yerel pazarlar, dükkânlar, kuruluşlar, çiftçi kooperatifleri ve farklı kolektifler sundukları sebze, tahıl, bakliyat, yağ ve çeşitli malzemelerle mutfağa katkı sağlar. Mutfağa gelen herkes kaynayan tencereye koyacak bir şeyler getirir, tencereyi karıştırır, her işin ucundan tutar. Mutfakta para ya da kredi kartı değil de dayanışma ve işbirliği geçer. Burası yemeğin, emeğin, fikirlerin, gündelik hayatın ve hikâyelerimizin paylaşıldığı bir yerdir. Burada sadece yemek yenmez. İsteyen herkes atölyeler açarak bilgi, yetenek ve deneyimlerini paylaşır. Çünkü birimizin herhangi bir yeteneği bir başkasının işine yarayabilir. Başlangıç olarak Türkçe ve İngilizce dersleri, göçmenler için hukuki danışmanlık, çocuklar için aktiviteler ve herkes için elişi çalışmalarının olacağı mutfağa herkes katkı sunabilir. Bu mutfak bizi birbirimizden ayıran her türlü sınıra karşı dayanışmanın ve paylaşmanın mutfağıdır."
Dedikleri gibi, bizi birbirimizden ayıran her türlü sınıra karşı dayanışmanın ve paylaşmanın mutfağı olan bu göçmen dayanışma mutfağının sınırlara karşı oluşu ve sınırsız komşuluk duyguları da tabelalarına yansımış durumda. Çatal, bıçak ve kaşığın yanındaki kerpeten bu durumu özetliyor.
Sadece yemek yenmeyen, sadece yemeğin pişmediği ve gönüllülük esasına dayanan bu mutfak ilk etapta Tarlabaşı'ndaki hiçbir güvencesi ve çalışma izni olmayan Afrikalı siyahi göçmenlerle, Doğu ve Güneydoğu'daki köylerini terk ederek yoksul bir hayatın bağrına yerleşen Kürtlerle ve yine aynı şekilde yoksullukla ve toplumsal önyargılarla boğuşan Roman vatandaşlarla dayanışmayı ve birlikte hareket etmeyi hedefliyor. Çocuklar ise bu mutfağın sürekli misafirleri.
Pazartesi ve Perşembe günleri saat 17:00'da çocuklar için ücretsiz İngilizce dersleri veriliyor. Yetişkinleri de kapsayacak olan bu derslerde ücretsiz ders verecek İngilizce bilen gönüllülere ise kapıları her zaman açık.
Mutfak, bir tür 'Göçmen Dayanışma Ağı'nın ilk adımı. Amaç bu noktaların çoğalarak şehrin getto noktalarında yoğunlaşması ve hedeflenen kitle ile bütünleşerek kendi kendine dönen yapısının yerleşmesi. 12:00-17:00 saatleri arasında yemek için hazırlık yapılıyor. 17:00-21:00 saatleri arasında ise hazırlanan yemekler afiyetle yeniliyor. Cumartesi günleri ise bu saatler 16:00-20:00 arasında. Müzikal yeteneği olan gönüllüler sayesinde yapılan müzik de zaman zaman Mutfak'ın bir diğer eğlencesi oluyor.
Beyoğlu'na yolunuz düşerse Mutfak'a mutlaka uğrayın, yeterince şanslı iseniz yemekte sizin de tuzunuz olur ya da yemek yerken göçmenlerin sorunları üzerine oradaki gönüllülerle konuşabilir durumlarını tartışabilir ve mutlaka elinizden gelen bir şeyler varsa siz de destek olabilirsiniz. (HŞM/EKN)
* Ayrıntılı bilgi için; http://dayanismamutfagi.blogspot.com/