Bağdat, Hasankeyf, Harran ve daha bir çok yer Moğol akınlarına uğramış, görkemli yapılarını kaybetmiştir. Moğolların yazılı kaynaklara karşı özel bir düşmanlık besledikleri de tarihe kaydedilmiştir. Moğol inanışlarına göre yazılı kaynaklar kötülükleri geleceğe taşıyan araçlar olarak görülür.
Tarih savaşların bilançosunu da yazar
Yazılı kaynakların, insanların ortak bilinci eserlerin yakılıp- yıkılması sadece Moğollarla sınırlı kalmamıştır. Yapılan savaşlar birçok insanın canına mal olurken, tarihi ve kültürel varlıklar ateşe verilmiştir. Tarih savaşların bilançosunu yazmaktan yorulmuştur. Ama insanoğlu bu alışkanlığından vazgeçmemiştir. Yani savaş yıkım görevini tarih öncesi çağlardan miras alarak günümüze aktarmıştır.
Bu yıkıma önemli bir örnekte İskenderiye kütüphanesidir. 5 bin yıl önce büyük bir emekle inşa edilen, on binlerce el yazması kitabı barındıran, bilim insanlarına kapılarını açan İskenderiye Kütüphanesi Romalıların saldırılarına kurban gitmiştir. Nil, Yunan ve Mezopotamya uygarlığına ait binlerce eser, Roma askerlerinin naraları altında ateşe verilmiştir.
İskenderiye Roma imparatorluğunun elinde kül olmuştur. Tarihe ışık saçan kütüphaneye önce kan sıçratılmış, sonra ateşe verilmiştir.
Bugün geçmişte olan biten bir çok olayın karanlıkta kalmasına Moğol- Roma ve başka imparatorluklarının payı büyüktür.
Öyle ki savaşlarda yıkım politik bir amaç haline getirilmiştir. 2. Dünya savaşında faşizmin temsilcileri Musollini ve Hitler binlerce kitabı meydanlarda, fırınlarda yakmıştır.
Ele geçirdiği kentleri yağmalarken, yakıp yıkarken; kitapları özelikle göstere göstere sokaklarda yakmaları tesadüfi değildir.
Kitap yakmak politik bir amaçtır
Bu politik amaç 12 Eylül 1980de ülkemizde de sahneye çıkmıştır. Askeri darbenin mimarları, kitapları ve yazarları en büyük düşman ilan etmişlerdir. Binlerce kitap fırınlarda yakılmıştır.Tarihi belgeler, kitabeler ortadan kaldırılmıştır.
Geçmişten kalan bu miras Bağdat'ta tekrar hortlamıştır.
İnsanlık adına ne varsa yağmalanmaktadır. Tarihi eser avcıları, para hırsıyla yanıp tutuşan zavallı insanlar talana, yangına ateş taşımaktadırlar.
Bir avuç fayda için insanlığın geçmişine ait ne varsa çarçur edilmektedir.
ABD Petrol Bakanlığını sıkı korumaya alırken, kültürel varlıkları talan edilmesini göz yummuştur. Bağdat kütüphanesi yanarken izlemiştir. Belki de yakan da izleyen de aynı kişilerdir kim bilebilir ki? Bunca talanı, yağmayı Irak halkına mal etmek, olsa olsa siyasi körlük olur.
ABD petrolü korumaya alabiliyor ama kültürel varlıkları koruma altına alamıyor!İnsana çok inandırıcı gelmiyor...
Bu bilinçli yürütülen bir senaryo gibi. Düşürülen, iradesizleştirilen bir halk görüntü verilmeye çalışılıyor.
Yapılan katliamlar başka nasıl gündemden düşürüle bilinir ki!
Irak'ta Saddam ruhu, ABD ile tekrar diriliyor. Senaryo öyle iyi işliyor ki, herkes sus pus. Sırada Suriye var. Sonra İran. Daha sonrası şimdilik meçhul.
ABD Mezopotamya Kültürüne dinamitliyor. Silmek, ortadan kaldırmak istiyor. İşgal da bunun ilk adımı.
Ortadoğu ABD'nin verimli bir vatan, İsrail ile birlikte dünyaya hükmedeceği yeni korunak....
Dün Saddam'ı güçlü kılan, bugün Bush'u efendi yapanda iradesizlik değil miydi?(NK/BB)