Av. Tanrıkulu açıklamasında Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın, "MİT'çi olduğu için sesimi çıkarmadım" şeklindeki ifadesinin hukuk güvenliğini yaraladığını belirtiyor ve ekliyor:
"İstihbarat örgütleri ile bağlantılı olduğu anlaşılan bir mafya mensubunun dava dosyası hakkında, makamda görüşmenin kabulü, 'MİT'çi olduğu için sesimi çıkarmadım' şeklindeki söylem, yargının istihbarat örgütü ile ilişkisini ve istihbarat örgütünün yargı üzerinde etkili olduğu yönündeki kamuoyunun kanaatinin haklı olduğunu ortaya koymaktadır."
Yeni üçgen: Mafya-MİT-Yargıtay
Geçtiğimiz yıllarda Çete-Mafya-Siyaset üçgeni ile Susurluk sürecinin yaşandığını hatırlatan Av. Tanrıkulu, açıklamasında "Geçtiğimiz günlerde yeni bir üçgen ortaya çıktı: Mafya-MİT-Yargıtay üçgeni..." diyerek şu noktaları vurguladı:
* Polisin yakın takibe aldığı Alaaddin Çakıcı, bir istihbarat örgütü mensubu adına vize işlemlerini tamamlayarak yurt dışına çıkmayı başarmıştır.
* İstihbarat ve güvenlik bürokrasisi, yeniden mafyöz ilişkilerin ortasına düşmüştür.
* Alaaddin Çakıcı isimli mafya mensubunu kollama amacıyla hareket eden istihbarat örgütü görevlileri, Yargıtay'daki dava dosyası için tavassutta bulunmuşlar; yargıyı etkilemeye kalkışmışlardır.
* Yargıtay Başkanı nezdinde girişilen bu tavassut, kamuyu ilgilendiren çeşitli yargılamalarda derin ilişkilerin devreye girdiğini göstermektedir.
* İstihbarat örgütleri ile bağlantılı olduğu anlaşılan bir mafya mensubunun dava dosyası hakkında, makamda görüşmenin kabulü, "MİT'çi olduğu için sesimi çıkarmadım" şeklindeki söylem, yargının istihbarat örgütü ile ilişkisini ve istihbarat örgütünün yargı üzerinde etkili olduğu yönündeki kamuoyunun kanaatinin haklı olduğunu ortaya koymaktadır..
Yargı bağımsızlığı darmadağın
"Yargının en tepe noktasında yaşanan bu etkileme girişimi, yurttaşların hukuk kurumlarına duyduğu saygıyı azaltmakta, toplumun hukuk güvenliğini yaralamaktadır" diyen Av. Tanrıkulu açıklamasında, Diyarbakır ve çevresinde en alt düzey istihbarat mensuplarının yargıyı etkileme çalışmalarına dikkat çekti:
* Olağanüstü hal yargılamaları da, benzer nitelikte etkileme-etkilenme ilişkisi ile sürdürülmüştür. "Yargıtay'la 50 kez görüştük" sözleriyle Ankara'da en üst düzeyde gerçekleştirilen bu etkileme çalışmaları, olağanüstü hal yargılamaları sırasında ve özel mahkemeler üzerinde bölgemizde en alt düzeydeki istihbarat mensupları (JİTEM v.s.gibi) üzerinden gerçekleştirilmiştir.
* Anayasamıza göre hiçbir mevki ve makam, yargı organlarına emir veremez, etkide bulunamaz dendiği halde, bu hüküm ulu orta çiğnenmiş; yargı bağımsızlığı pervasız bir şekilde devletin ön önemli kurumları aracılığı ile darmadağın edilmiştir.
* İdarenin hukuka bağlılığı ve kendini hukukla sınırlı sayması, hukuk devleti olabilmenin temel koşuludur. Hukuk devletinin olduğu bir yerde, hiç bir kişi, organ ve makam, kendini hukukun ve yargının üzerinde göremez. (YS)
