Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "anadili eğitim hakkı" konusunda "yeterli bilgiye sahip olmadığını" ya da bilinçli olarak Kürtlerin anadilini öğrenme ve kullanma hakkı konusunda "yasakçı" bir yaklaşım sergilediğini söyledi.
Tanrıkulu'nun da aralarında olduğu 17 sivil toplum kuruluşu temsilcisi geçen hafta Ankara'da muhalefet, iktidar partileri ve Cumhurbaşkanı'yla görüşerek Kürt sorunu ve bölgenin yaşadığı sorunlarla ilgili eleştiri ve taleplerini iletti.
Erdoğan, yapılan görüşme sırasında Tanrıkulu'nun "anadili eğitimi" talebini dile getirmesi üzerine "yalan söylüyorsun" diyerek hakaret etti. Erdoğan, Almanya'yı örnek göstererek böyle bir uygulamanın "dünyada bulunmadığını" iddia etti.
Türkiye'nin yükümlülükleri
Tanrıkulu, hafta sonu Diyarbakır'da yaptığı basın açıklamasında şu noktaları vurguladı:
- Erdoğan Türkiye'nin uluslararası sorumluluklarını unutarak konuşuyor. Avrupa Birliği üyeliği için zorunlu olan ama hükümetin henüz imzalamadığı yedi sözleşmeden altısı doğrudan Kürt dilini kullanma hakkıyla ilgili.
- Erdoğan Türkiye'deki Kürtleri Almanya veya başka ülkedeki Türklerle/Kürtlerle karşılaştırarak yanılgıya düşüyor. Birinci grup kendi yaşadıkları topraklarda ana dilini öğrenme ve kullanabilme hakkını savunurken, ikinci grup oraya çeşitli sebeplerle göç etmiş insanlar.
İsveç ve Almanya
Tanrıkulu, iki ülkeden örnekler de verdi:
İsveç: Yabancıların ve yerleşik azınlıkların kendi ana dillerini okul öncesi eğitim kurumlarından başlamak üzere tüm temel eğitim ve lise eğitimi boyunca öğrenme hakları, bu grupların çocuklarının anadillerinde okuma ve eğitim görme hakları ve ana dillerinde ders yardımı alma hakları Anayasadan kaynağını alan yasalar ile düzenlenmiş ve bu hakların kullanımı devlet güvencesi altında belediyeler tarafından uygulanmaktadır.
2006'da İsveç'te Kürtçe ana dili eğitimi alan çocuk/öğrenci sayısı 6 bin 267. 157 farklı dilde anadili eğitimi alan 90 binden fazla öğrenci var. Parlamentonun İnternet sitesi Kürtçe ve Türkçe de dahil 24 dilde yayın yapıyor.
Almanya: Bazı farklılıklar ile birlikte genel olarak 1970 yılında Almanya’nın göçmen işçi kabul ettiği ülkeler ile yapılan ikili anlaşmalar çerçevesinde başlayan anadili eğitimi uygulaması süreç içinde Federal düzeyde yasa durumuna gelmiş ve bu Federal Yasaya uygun olarak her eyallette ihtiyaca göre anadili eğitimi uygulaması yürütülmüştür. Bu konuda Türkiye'yle ilk anlaşma 1957'de imzalandı. (EÜ/TK)