Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi kapsamında yeniden görülen davaya bugün Çağlayan Adliyesi'deki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) devam edildi.
Cinayette ihmali bulunduğu iddia edilen kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 94. duruşmasında bugün Sabri Uzun’un İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yürüttüğü sırada Emniyet İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı olan Necmettin Emre tanık olarak dinlendi.
Emre’nin daha önce 12 Mart’ta görülen 88. duruşmada dinlenmesi kararlaştırılmış fakat Emre, Kanada'daki Ottawa Büyükelçiliğinde görevli olması dolayısıyla mahkemeye dilekçe yazarak duruşmaya katılamayacağını bildirmişti.
Necmettin Emre, Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı Merkez Emniyet Müdürü iken Mayıs 2018’de Ottova Büyükelçiliği İçişleri Müşavirliğine atanmıştı.
Ara celse açıldı
Emre’nin Türkiye’ye dönmesiyle birlikte ara celse açılarak ifadesi alındı. Emre, duruşmaya SEGBİS ile Ankara’dan bağlandı.
Verdiği önceki ifadenin geçerli olduğunu belirten Emre, Trabzon’dan gönderilen ve Hrant Dink'in adının geçtiği 17 Şubat 2006 tarihli Haber Raporu (F4) ile ilgili olarak “Haberi ben sunmadım. Rapor Vedat Yavuz ve Sabri Uzun’a da iletilmemiş. Sorumluluk Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’e aittir” diye konuştu.
Görev yeri ve görevi hakkında bilgiler veren Emre, daire başkan yardımcılığına atanmadan önce şube müdürlüğü yaptığını, 2004 yılında ise haber almadan sorumlu olduğunu belirtti.
"Amirlere sürekli bilgi verilir"
Emre istihbarat daire başkanlarının şube müdürlerinin doğrudan amiri olduğunu da söyleyerek, amirlere sürekli bilgi verildiğinden ve başkan yardımcılarının her hafta görüşme yaptıklarından bahsetti. Emre “Planlı istihbarat operasyonu, teknik ve ajan bilgileriyle, açık kaynaklardan gelen verilerden bir dosya hazırlanır ve emniyet genel müdürlüğünün onayıyla yapılır. Bu iller arası da olabilir” diye konuştu.
Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu araya girerek Trabzon’da 2004 yılında gerçekleştirilen McDonald’s bombalamasıyla ilgili bilgisini ve Trabzon Emniyeti’nden İstihbarat Daire Başkanlığı’na Dink cinayeti öncesinde gelen bilgilendirme yazılarını sordu.
Emre, McDonald’s eylemi hatırladığını fakat detaylarını hatırlamadığını söyledi. Emre daire başkanlığına gelen yazılarla ilgili olarak ise bunun detay bir konu olduğunu, o nedenle daire başkan yardımcısına gelmediğini söyledi.
Emre şöyle devam etti:
"Öldürüleceği bilgisi bana intikal etmedi"
“Hrant Dink’in beyanlarıyla ilgili radikal kesimlerce hedef olarak seçilebileceği mahkeme sürecinde değerlendirilmişti ve tedbir alınmıştı ama tehdit atmosferinin boyutu ve öldürüleceği bilgisi bana intikal etmemiştir. Trabzon’dan 17 Şubat 2006 tarihli Dink’e yönelik eyleme ilişkin evrak gelince merkez şube müdürü çalışma yapmalıydı. Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü ile çalışmalıydı. Diğer illerle konuşulmalı ve bunlar yazıya dökülmeliydi. Bu önemli bir bilgiydi.”
Dink’e yönelik eylem hazırlığına rağmen neden önleyici sürecin işletilemediğini soran Bakırcıoğlu’nun sorusa Emre şöyle yanıt verdi:
"Trabzon'dan gelen bilgilerin diğer dairlerle paylaşılması gerekirdi"
“Trabzon’dan gelen bilgilerin diğer dairlerle mutlaka paylaşılması gerekirdi ve İstanbul’da koruma sürecine ilişkin prosedür de işletilmeliydi. Erhan Tuncel elemanlıktan çıkarılınca oluşan kontrolsüzlüğe seyirci kalınmış.
“Yardımcı istihbarat elemana bilgi verilerek çıkarılması teklif edilir. Daire başkanlığından, ilgili şubeden onay gelince işlem yapılır ama bu olayda büyük bir risk varken yapılmış.”
"Söz konusu tamimi C Şubesindeki Azınlıklar Bürosu hazırladı"
Bakırcıoğlu bunun üzerine Ermenilere karşı muhtemel eylemler için daire başkanlıkları tarafından hazırlanan ‘hassasiyet tamimini’ sordu. Bakırcıoğlu “Dink’e yönelik hazırlıklar bilinmesine rağmen neden bir adım atılmadı? Tamimler niçin düzenlenir?” sorularını yöneltti.
Emre ise Bakırcıoğlu’nun sorularına şu şekilde karşılık verdi:
“Tamim belli konularda gelen istihbarata dayalı olarak alınması gereken tedbirler için yapılan bilgilendirmedir. Ermenilere yönelik eylemlere karşı tamimi yapan da Dink’in öldürüleceğine yönelik bilgiyi alan da aynı şubenin aynı masasıdır.
“Söz konusu tamimi C Şubesindeki Azınlıklar Bürosu hazırlamıştır. Tamimle birlikte ilgili belgeler de daire başkanlığına sunulur. Ermenilere yönelik tehdit tamimi varsa demek ki bu konuda bilgi vardı.
“Ermenilerle ilgili tamimi hazırlayan Azınlıklar Masası’nın, ‘Biz bu tamimi yapıyoruz ama bu konuda elimizde ateş topu gibi bir konu var bu konuda ne yapıyorsunuz’ deyip ilgili il istihbarat birimlerine öncelikle sorması gerekirdi.
“Ses getirici eylemden direkt öldürme kastı anlaşılmadıysa bile, ilgili şahsın önceki eylemi ve niyetlerine ilişkin bilgiler göz önüne alınarak vahim bir eyleme hazırlık olarak değerlendirilmeliydi.”
Emre'den Yılmazer'e: Bana aksettirmediniz
Verilen aranın ardından duruşmaya öğleden sonra devam edildi. Öğleden sonra yapılan oturumda Ali Fuat Yılmazer, Emre’ye soru sormak istedi. Yılmazer’in Emre’nin yalan beyanda bulunduğunu söylemesi üzerine mahkeme başkanı Yılmazer’i uyardı.
Emre “Evrakın bana ve diğer başkan yardımcılarına intikal ettirilmediğini müfettişlere de söyledim” diye konuştu
Yılmazer bunun üzerine “Daire başkan vekilliği de yaptınız. Bilgi bana geldiyse size de aktarmam gerekmez miydi?” diye sordu. Emre “Size yurt dışında bile olsanız cep telefonuyla aksettirilmiş olması gerekir ama siz bana aksettirmediniz” dedi.
Tutuksuz sanık Ahmet İlhan Güler’in de Necmettin Emre’ye sorular sormasının ardından Emre’nin tanıklığı sona erdi. Tahliye talebinde bulunan Ramazan Akyürek’in tahliye talebi reddedildi.
Dink cinayeti yargılanmasına 4-5-6 Eylül tarihlerinde devam edilecek. (HA)