* Fotoğraflar: bianet
Hayvan Hakları Yasa Tasarısı’nın bir türlü Meclis’te gündeme alınmaması ve taslağın içeriğindeki eksiklikler nedeniyle açlık grevine başlayan isimlerden hayvan hakları aktivisti ve yaşam hakkı savunucusu Muharrem Akburak’tan taleplerini dinledik.
“Ülkedeki tüm canlıların yaşam hakkını savunuyorum” diyen Akburak İzmir, Menemen’de yaşıyor. Kendi mahallesinde, kentinde hayvanları beslemeye, onların bakımıyla ilgilenmeye çalışıyor ve kendisini şu sözlerle tanımlıyor:
“Bir hayvansever, doğa ve çevre bilincine sahip bir insan olarak hayatın, doğanın insanıyla, hayvanıyla, toprağıyla bir bütün olduğunun bilincindeyim. Ekolojik dengenin birer halkasıdır bunlar. Eğer bu zincir koparsa ekolojik dengenin bozulmasıyla bir sürü felaket kapımızı çalar. Bu çerçeveden hareketle bir çevreci ve hayvanseverim.”
Hayvanseverliğin siyasetler üstü bir düşünce ve duygu olduğunu ifade eden Akburak, açlık grevi kararını ise “Şahsım adına hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan, bir aktivist, bir hayvansever olarak, sadece ve sadece çıkacak yasanın felaket yasası olacağını düşünerek taleplerimizin karşılanması amacıyla açlık grevine başladım” diyerek açıklıyor.
Akburak, “taleplerinden ödün vermeyen” sivil toplum kuruluşlarıyla bir mutabakata varıldığı anda açlık grevini sonlandıracak. Taleplerinin karşılanmaması halinde ise açlık grevine süresize çevirecek.
- NOT: HAYKURDER Akburak ile birlikte Meryem Çiftçi ve Kadriye Tahsin de aynı talepler doğrultusunda açlık grevine başladığını duyurmuştu. 70 küsur yaşındaki Tahsin sağlık sorunları nedeniyle eylemine son vermek zorunda kaldı. Çiftçi ve Akburak eylemlerini sürdürüyor.
“Belediyeler yasadaki açıktan faydalandı”
Akburak, mevcut 5199 sayılı Hayvan Hakları Yasasının eksikliklerinden kaynaklı yıllardır hayvanseverler olarak yeni bir yasa talebini yinelediklerini, sonuçta bu çabaların sonuç verdiğini ancak yeni hazırlanan yasanın eski yasanın daha da gerisine gittiğini anlatıyor:
“Hayvan hakları ile ilgili daha önce çıkarılan 5199 sayılı bir yasa var. Hayvanların yaşam hakkını garantiye almak için çıkarılan bir yasa ancak eksikliklerle dolu. Yasada örneğin belediyelerin şikayet sebebiyle toplama yapamayacağı ama rehabilitasyon merkezi kurup yardıma muhtaç hayvanlara bakacağı, besleyeceği ve yasanın belirlediği gün çerçevesinde hayvanı yaşam alanına geri bırakacağı söyleniyor. Ancak belediyenin hayvanı yaşam alanına geri bırakmaması hususuna değinmiyor ve buna karşılık bir yaptırım da koymuyor.
“Neticede belediyeler de bu yasa açığını fark ederek bu zorunluluğa uymamaya başlayıp, keyfi hareket etti. Hayvanseverlerle barınak görevlileri arasında tatsız olaylar yaşandı. Bu olaylar üzerine yasanın değiştirilmesi talebiyle yıllardır devam eden sesler iyice yükseldi.
“İlk açıklamalar olumluydu”
“Yasanın tek eksikliği bu da değildi, o nedenle hayvanseverler haklı taleplerini sık sık dile getirdi. Bunun üzerine yeni bir yasa hazırlığı aşamasına gelindi.
“Yetkililerin açıklamalarından yeni yasada belediyelerin ceza yasası kapsamına alınacağı, hayvana öldürme, eziyet, tecavüz gibi durumlarda para cezası dışında hapis cezası yaptırımı uygulanacağı gibi hayvanseverlerin isteği doğrultusunda maddeler yer alacağı lanse edildi.
“2020’nin son aylarında çıkacağı söylense de araya giren birçok neden gerekçesiyle yasa çıkartılamadı.
“Evlerdeki hayvan sayısını sınırlandırıyorlar”
“2021 itibariyle yasanın çıkacağı duyuruldu ancak içeriğine dair açıklamalar, özellikle evlerde yaşayacak hayvan sayısının şikayet olduğu takdirde 3 ile sınırlandırılması hayvanseverleri resmen şoka uğrattı.
TIKLAYIN - "Taslak hayvana eziyeti, esareti, işkenceyi önlemiyor"
“Şimdi burada mutlaka şikayet olacaktır, mevcut sorunlardan bildiğimiz üzere. Biz Türkiye toplumu olarak evrendeki tüm canlılarla ortak yaşama bilincini okullarda, TV’de zorunlu yayınlarla öğretmek zorundayız. Ancak bu gibi hareketlerle insanları bilinçlendirmekten de yoksun kaldığımız için tabii ki evde hayvan besleyen kişilerin hayvanları şikayet edilecektir. Bu da büyük infiallere sebep olacaktır.
“Hayvan ticareti yapanlar değil bizler zora düştük”
“Öte yandan evinde hayvan besleyerek bunu ticarete dökmüş insanlar var. Bu da devletin yetkililerinin görevidir. Hayvanların 3 ile sınırlandırılması yerine böyle durumu olan kişilerin yakın takibe alınması ve ağır cezai müeyyidelere maruz bırakılması gerekir.
“Biz bu insanların cezalandırılmasını beklerken hayvanseverleri tamamen güç duruma düşürecek bir adım atıldı.
“Belediyeler ceza kapsamına alınmadı”
“Arkasından belediyelerin ceza kapsamına alınmayacağını açıkladılar. Biz de belediyelerle bir derdimiz olmadığını, barınakların muz cumhuriyeti devleti gibi yönetildiğini, buralarda hayvanseverlere saldırıldığını, belediye veterinerlerinin yasa açıklığından keyfi hareketlerle işlerini yapmadığını, barınak müdürlerinin ‘hatır’ üzerine yasalara uymayarak sokak hayvanlarını toplattığını, belediye başkanlarının bu kişilerin sırtını sıvazladığını, neticede bu zincirin halkası olarak toplumda bir huzursuzluk olduğunu bildiğimiz için en azından barınak görevlilerinin izin şartının İçişleri Bakanlığından alınıp direkt Cumhuriyet Başsavcılığına yargılama yetkisi verilsin talebimizi ilettik.
“Toplamaya kolluk da gelecek”
“Bu da olmadı, belediyelerin ceza kapsamına alınamayacağını söylediler. Hatta biraz daha ellerini güçlendirdiler. Toplama işlemi için daha önce sadece barınak görevlileri gelirken şimdi polis, jandarma gibi kolluğun da onlara eşlik edeceği açıklandı.
“Bu da yine toplumsal huzursuzluklara, sokağındaki hayvanını vermek istemeyen kişilerle kolluk arasında itiş kakışlara neden olacak. Bizim bu taleplerimize karşılık verilmediği gibi yasaya ilişkin görüşmelere de henüz başlanmadı. Tüm bu nedenlerle ben taleplerimiz karşılanana açlık grevimi sürdüreceğim.”
Taslakta ne var?AKP'li Özlem Zengin'in açıklamalarına göre, teklifte; evcil hayvanların sokağa bırakılmasını da önlemek için, hayvanlara çip takılması, hayvana şiddet ve öldürme suçunun cezasının TCK kapsamına alınması, suçüstü halinde savcıların res'en harekete geçmesi, diğer durumlarda soruşturmaların ihbara bağlanması, hayvanı sokağa bırakana 2 bin TL ceza verilmesi, petşoplarda hayvan satışının yasaklanması, ancak lisanslı çiftliklerde üretilen havanların satışına izin verilmesi gibi düzenlemeler yer alıyor. TIKLAYIN - "Taslak hayvana eziyeti, esareti, işkenceyi önlemiyor" Tasarıya ilişkin son açıklama 3 Şubat’ta AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’den gelmiş, kendisi de yıllardır diğer siyasiler gibi tarih vererek yasa tasarısının "iki hafta içerisinde" meclise sunulacağını söylemişti. Zengin’in bahsettiği tarihin üzerinden üç hafta geçti. Yasanın bu hafta Meclis gündemine teklif olarak geleceği kaydedilmişti ancak hafta sona ererken taslak gelmedi. Hem gecikme hali hem de medyaya yansıyan maddelerin içeriği nedeniyle hayvan hakları savunucuları yasa hakkındaki endişelerini bir süredir dile getiriyor. Hayvan hakları savunucuları Zengin’in şu ana kadarki açıklamalarına baktıklarında, yeni yasa taslağının 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzalayarak meclise gönderdiği ve “Ölüm Yasası” olarak anılan yasa taslağının üstüne ekleme yapılmış hali olduğunu belirtiyor. |
(TP)