Bazı kesimlerin, gelinen aşamayı topluma aktarırken umutsuzluk pompaladığını hatırlatan Talat, "Bir yol kazası yaşanmazsa, bu süreç mutlaka olumlu sonuçlanacaktır. Böyle bir ihtimal de görmüyorum" diye konuştu.
Talat, bugünkü yapının ne Türkler ne de Rumlar açısından sürdürülebilir olduğunu belirtti; "Bu çözümsüzlük ortamında Rumlar da sonsuza kadar rahat yaşayamaz. İçinde yaşadığımız durum mutlaka değişecek. Çabamız, benimsenebilir, yaşayabilir bir çözüme ulaşabilmek" dedi.
"Ankara ziyareti planlıydı"
Ankara ziyaretini daha önceden planladıklarını da söyleyen Talat, görüşmeler arasındaki bir günlük ara sayesinde müzakerelerden kopmadan Ankara görüşmelerini gerçekleştirdiklerini söyledi.
Talat, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Taraflar tüm önerilerini yazılı olarak sundular. Artık, al-ver süreci yaşanıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro de Soto, bugüne kadar sunulan önerileri masaya yatırıp "tartışın" diyecekler.
* Bu yarın (Cuma) başlayacak. Farklı bir düşünce varsa, bu da görüşme sürecinde ortaya çıkacak.
"Yol haritası, uzlaşmayı kolaylaştırıyor"
* BM'nin sunduğu yol haritası, tarafların kaçınılmaz bir sona ilerlemek zorunda olduklarını ortaya koydu. Yepyeni bir durum ortaya çıktı.
* Çözüm süreci, ilk kez bir takvimle eşleşti. Bu tabii ki, çok önemli bir avantaj; uzlaşmayı zorlayacak bir gelişme.
* Sonuçlar, referandumlar sonucunda ortaya çıkacak. Kesin sonucu bilmek mümkün değil ama, ben çözümden umutluyum. Çözüm ihtimalini yüzde 80 görüyorum.
* Her iki tarafın da kabul edeceği bir anlaşma metni hazırlamak, temel görevimiz. Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs Rumu'nun gönül rahatlığıyla evet diyeceği bir anlaşmayı sağlamak zorundayız. Görüşmeciler bunu başarırsa, kalıcı bir anlaşmayı da sağlayabiliriz. (BB)