1 Mayıs arifesinde köşe yazarlarının gündeminde 1 Mayıs var. Hürriyet gazetesinden Oktay Ekşi kutlamaların Taksim'de yapılmasına karşı, Mehmet Yılmaz sendikaların ısrarını yanlış buluyor, Milliyet gazetesi yazarı Güneri Cıvaoğlu uyarıyor: "Öngörülemeyen 'kundaklamalar' olabilir." Akşam gazetesi yazarı Burhan Ayeri Vali Muammer Güler'in eleştirilmesine karşı.
Milliyet'ten Nail Güreli, Meral Tamer, Ece Temelkuran, Sabah gazetesi yazarı Hasan Bülent Kahraman ve Akşam gazetesi yazarı Mustafa Dolu Taksim'i yasaklayan AKP'yi eleştiriyor. Radikal gazetesi yayın yönetmeni İsmet Berkan sendikaların çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyor.
Ekşi: Vali haklı
"'Yasa' ve 'hukuk' yönünden haklı olan İstanbul Valisi’dir. Çünkü Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nın verdiği yetkiyle belirlenen meydanlar işçilere de, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen diğer bireylere de açıktır."
"DİSK’in ısrarını da yanlış buluyorum. Hukuksuz ve haksız bir kararla mücadelenin yolu masum insanları polise dövdürtmek değildir....'1 Mayıs hakkımız, söke söke alırız' nostaljik bir slogan olarak kulağa hoş gelebilir ama artık günümüz dünyasında hak aramak için meydanlarda kavga etmek değil, akıllı olup, hukuk yollarını kullanmak gerekiyor."
Cıvaoğlu: Taksim’de hiç öngörülemeyen “kundaklamalar” olabilir
"Kanlı 1 Mayıs’ın görüntülerini belki yeni nesiller bilemez. Tam bir dramdı. Vali Güler’in uyarısını kimse hafife almasın. O 1 Mayıs’tan bu yana köprülerin altından çok sular aktı. Şimdi... Türk-Kürt ve Sünni-Alevi gibi daha derin sosyal fay kırıkları var. Bunlar sinsice kullanılıyor. Taksim’de hiç öngörülemeyen 'kundaklamalar' olabilir."
Güreli:Taksim, 1 Mayıs Alanı olmalı
"Oysa, 1 Mayıs için tarihsel nitelik taşıyan Taksim’i 1 Mayıs Alanı olarak işçilerin, emekçilerin, halkın şenliğine açsalar, geçmişteki kara lekeyi bir ölçüde silmiş olurlar. Şunu da akıldan çıkarmamalı: Batı emperyalizmi, tavına getirip sömürdüğü bir ülkede işçilerin halkla birlik ve dayanışma içinde sermaye iktidarına seçenek oluşturmasını istemez... Ola ki, Taksim yasağı son anda bir defalık kaldırılsa, bu sorunun özünü çözmüş olmaz."
Tamer: Provokasyon yok, muhalif duruş var
“Size en yüksek zammı biz yaptık; hastanelerde hayatınızı kolaylaştırdık, nemalarınızı ödedik. Daha ne sokaklara dökülüyorsunuz?” Mantık bu! Sendikaların 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama ısrarının herhangi bir provokatif yanı yok; aksine saygı duyulacak muhalif bir duruş.
Berkan: Sendikalar soğukkanlı olmak zorundalar
Hayatta 'fetiş'lere sahip olmak çok da sağlıklı bir davranışın ifadesi sayılmaz. Ancak öte yandan, emekçilerin 1 Mayıs bayramını Taksim'de kutlamak istemesi şeklindeki 'fetiş' bana bunu engellemeye çalışanların sahip olduğu 'fetiş'ten çok daha masum, çok daha anlamlı geliyor. Sendikalar eskiye göre on kat daha dikkatli, on kat daha sorumlu davranmak, provokasyonun hiçbir türlüsüne fırsat vermemek, ajitasyonun hiçbir türlüsüne gelmemek zorundalar.
Kahraman: Ben suçsuzum diyen devlet 1 Mayıs'tan niye kaçıyor?
"1 Mayıs'lar Türkiye'de gladyoların, kontr-gerillaların 'iş gördüğü' platformlardır. 1 Mayıs'a katılanlar zihinlerinde bunu saklı tutarlar ve bu nedenle devletle yüzleşmek isterler. O doğal. Asıl şaşırtıcı olanı sürekli olarak "ben suçsuzum" diyen devletin 1 Mayıs'tan kaçması. Bu, onun suçluluğunun bilincinde olduğunun bir göstergesi, bir ikrarı olmasın sakın?"
Dolu: 1 Mayıs'ı germeyin
"O zaman Taksim’e gideceklere önerim, sırtlarına post, bacaklarına tekmelik sarmalarıdır. Bu inat ülkeyi iyi yere götürmez... Her yıl olduğu gibi ben yine hem doğum günümü hem de Emeğin Bayramı’nı emekçilerle Taksim’de kutlayacağım."
Ayeri: Vali aslanlara yem edilmemeli
"...Bu işe gaz verenler bıraksınlar 1977 ve 1996’daki katliamları, geçen yıl, tuvaletler sokağında bulunan patlayıcıları hatırlasınlar. Şimdiden söyleyelim; saydığımız ve gerçekten sevdiğimiz Vali Güler’in de ‘Aslanlara atılması’ büyük olasılıktır. Ancak, emekçi federasyonlarını yönetenler de kıyımdan nasiplerini alırlar. En başta da Sayın Çelebi. Dileriz, uyarılarımızda geç kalmamışızdır. Sağduyuyu, kanla büyüyen provokasyoncu örgütlerden bekliyorsanız, hayal görüyorsunuz demektir." (EZÖ)