Taksim Gezi Parkı'nda dün öğleden sonra aniden toplanan yaklaşık 30 kişi, etraflarındaki onlarca insana aldırmadan parkın granit taşlarına "mat"larını sererek yoga yapmaya başladı.
21 Nisan Dünya Günü vesilesiyle toplanan grup üyeleri, amaçlarının Taksim Gezi Parkı'ndaki 606 ağacı kurtarmak için seslerini duyurmak ve parkın insanların bir araya geldiği bir mekan olarak kalmasını sağlamak olduğunu belirtti.
Kendilerine "Med Mob Mandala" diyen grup üyeleri, "güneşe selam" verdi, "ağaç duruşu" yaptı, etraflarındaki onca gürültüye aldırmadan "sessiz meditasyon"a daldı ve "şifa çemberi" oluşturdu. En son olarak da bütün dünyada yapılan "UNIFY Earth Day" dansını yaptı. Etkinliğe, Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği ve Taksim Dayanışması da destek verdi.
bianet'e konuşan etkinlik rehberlerinden yoga eğitmeni Sinem Er, Dünya Günü'nün Türkiye'de ilk defa kullandığını hatırlatarak, "İlk defa kutlanacak olsa da, Dünya Günü İstanbul için büyük örnek teşkil ediyor. Özellikle de Taksim Gezi Parkı için. Biz evde tek başımıza meditasyon da yapabilirdik. Ama hep beraber dışarıda yapmak çok daha ayrı bir öneme sahip. Özellikle de bir şeyleri değiştirebilmek için" dedi.
Özdal: Parkı günlük hayatımızın bir parçası yapmalıyız
Etkinliğe katılan Mehmet Özdal aslında hayatı boyunca ne yoga ne de meditasyon yapmış. "Yeter ki Gezi Parkı'nda olsun, tavla oynama etkinliği bile gelmeye hazırım" diyor Özdal sigarasından nefes çekmeden önce. Geçen cumartesi katıldığı "Ayağa Kalk" festivalinin ardından parkın farkına varmış.
"Cumartesi eyleminden sonra anladım. Taksim Gezi Parkı'nı kurtarmak için mücadeleye destek veriyorum, ama şimdiye kadar parkta hiç vakit geçirmemişim. Egemenler burayı kimsenin kullanmadığını iddia ediyor zaten. Parkı günlük hayatımızın bir parçası yapmalıyız. Onu ancak böyle sahiplenebiliriz."
Özdal, Erasmus Programı ile gittiği Avrupa ülkelerinin büyük şehirlerinde her zaman insanların nefes alabileceği büyük parklar olduğundan bahsediyor.
"Parkların" diye devam ediyor Özdal, "önemli bir işlevi daha var. Taksim giderek üst sınıfa hitap ediyor. Gezi Parkı, orta ve alt sınıfın Taksim'den faydalanabileceğini yegane yerlerden. Çünkü İstiklal Caddesi artık çok pahalı ve kalabalık."
Türkmen: Sokak insana ilham veriyor
bianet'in konuştuğu bir diğer aktivist de Aslı Türkmen. O da parkın tam olarak farkındalığına festivalden sonra varmış.
"Niye şimdi peki?" sorumuzu, "Çünkü Gezi Parkı, birçok insan için Taksim denince ilk akla gelen şey değil sanırım. Kimse bu parkı göremiyor. Otobüs duraklarının kargaşasında çok izole bir durumda" diye yanıtlıyor Türkmen.
İstanbul'da Taksim Gezi Parkı gibi göremediğimiz ama içerisinde ciddi yeşil alan muhafaza eden parkları saymaya başlayan Türkmen, herkesi sıraları gelmeden etraflarındaki yeşil alanlara sahip çıkmaya davet ediyor.
"4 duvar arasında oturmaktan bıktı insanlar" diyor Türkmen. "Dışarının sinerjisi içeride yok. Sürekli bir sıkışmışlık durumu var içeride. Sokak ise insana ilham veriyor. Taksim Gezi Parkı, insanların tiyatro izleyebileceği, yoga yapabileceği, kaykay kayabileceği, çimlerine yatıp dinleyebileceği bir yer olsa kime zararı olur ki?"
Ne olmuştu?
Taksim Dayanışması, 18 Aralık günü Taksim Gezi Parkı'na yapılacak Topçu Kışlası projesine karşı 50 bin imzayı, İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na teslim etti. Kurul, kent tarihi açısından projeyi uygun bulmayarak kışlayı reddetti.
Ancak buna rağmen, Koruma Yüksek Kurulu 28 Şubat günü projeye onay verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise, konuyla ilgili "Topçu Kışlası'nı yapacağız. Kurul reddetmiş. Biz de reddi reddedeceğiz" demişti.
Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği, 13 Nisan'da günboyu gerçekleştirdiği "Ayağa Kalk" festivali ile Taksim Gezi Parkı'ndan binlerce insanı biraraya getirdi. (BM/HK)