PKK örgütü yetkililerinden Murat Karayılan'la Kandil Dağı'nda yaptığı röportaj nedeniyle gazeteci ve aktivist Hakan Tahmaz, Birgün gazetesi imtiyaz sahibi Bülent Yılmaz ve sorumlu müdürü İbrahim Çeşmecioğlu hakkında soruşturma açıldı.
Gazete, 9 Ağustos 2008 tarihli sayısında "Tek Taraflı Ateşkes Sorunu Büyütüyor" başlığıyla yayımlanan röportaj nedeniyle "PKK örgütünün açıklamalarına yer verildiği" iddiasıyla toplatılmıştı.
Karayılan: PKK olarak siyaset yapmak istiyoruz
Gazetenin 10, 11, 12 ve 13. sayfalarında yayımlanan röportajda, "Hakan Tahmaz'la Kandil'de görüşen KCK Başkanı Karayılan sokaktaki insanın artık şiddet istemediğini söylerken bir yandan da 'meşru savunma savaşı' adını verdikleri eylemleri sürdüreceklerini açıkladı" deniyordu.
"Ayrı devlet peşinde olmadıklarını, Kürt Sorunu'nun inkarına karşı dağda olduklarını" söyleyen Karayılan, röportajda, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) kendileri için bir ara halka olduğunu, PKK olarak siyaset yapmak istediklerini, "meşru savunma savaşı" olarak nitelendirdiği eylemleri sürdüreceklerini, bunun bir çelişki olmadığını savunuyordu.
Tahmaz: Kürt Sorunu tüm kapsamıyla bilinmiyor
25 Ağustos'ta ifade vermeleri çıkan davetiye çıkarılan üç kişiden Tahmaz ve Çeşmecioğlu, iki gün sonra (27 Ağustos) İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi savcılarından Kadir Altınbıyık'a soruşturma kapsamında ifade verdiler.
İfadesinde Tahmaz, "terör örgütü propagandası" iddialarına yanıt olarak, gazetecilik yaptığını ve izlenimlerini okuyucularla paylaşmaktan öteye geçmediğini söyledi.
Dört-beş yıldır Kürt Sorunu çerçevesinde silahlı çatışmaların son bulması için çeşitli girişimlerde bulunduğunu ve yeni bir kitap hazırlığında olduğunu savcıya aktaran Tahmaz, bianet'e de aktardığı ifadesinde, "Kürt Sorunu'nun taraflarından biri olan PKK ve Kürt Sorunu'yla Türkiye'nin yüzleşmesi gerektiğini, sorunun tüm kapsamınınsa kamuoyunca bilinmediğini" savundu.
"Soruşturma, 'barış çalışması yapmayın' demek"
"Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bölgeye gittik. Ben sadece Kandil'e de gitmedim. Kuzey Irak'taki gözlemlerim de daha sonra yayımlandı. Sadece röportajla sınırlı değildi. PKK gerçeğinin çıplak hale gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Silahsız şekilde çözülmesi için aktif çaba içerisindeyim.
Bu soruşturma, barış çalışması yapmayın anlamına geliyor. Röportajımın içerisinde, 'bu silahlar ne zaman susacak?' sorusu varken böyle bunu terörle mücadele kapsamına sokulma çabası, Türkiye demokrasinin ne kadar gelişir olduğunu gösterdiği gibi, büyük problemin 30 yıldır süren bir savaşla yüzleşmekten kaçınma olduğunu ve bunun bir felakete doğru Türkiye'yi sürüklediğini düşünüyorum." (EÖ)