Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı’nın 2. İnsan Hakları ve Özgürlük Ödülü, Ankara'da düzenlenen törenle Cumartesi Anneleri/İnsanları’na verildi.
Tahir Elçi Kimdir?
Ödülü Cumartesi İnsanları ve kayıp yakınları Mikail Kırbayır ve Avukat Jiyan Tosun teslim aldı.
MA’nın haberine göre, dün akşam Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılan ödül törenine çok sayıda kişi katıldı.
Elçi: İncitmeden bir hak mücadelesi verdikleri için
Ödül töreninin açılışında konuşan CHP İstanbul Milletvekili, Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, “Mesleki hayatının neredeyse tamamını insan haklarına ve cezasızlıkla mücadeleye vakfetmiş, savaş karşıtı ve şiddetsiz toplum tahayyülü olan hukukun ve adaletin hakim olduğu bir düzenin inşası için mücadele veren bir hukukçunun mirasını devralan Tahir Elçi Vakfı, bu yılki ödülü Cumartesi Anneleri’ne vermeye değer görmüştür” dedi.
Türkan Elçi: Katillerin korunduğunu bizlere bu sokak öğretti
Elçi, Cumartesi Anneleri/ İnsanları’nın mücadelesini anlattı:
“Bir hukuk düzeninden kara bir leke olan cezasızlığın karşısında göğüslerinde mezar taşına dönmüş fotoğraflarla adaleti talep ettikleri için, sivil itaatsiz, şiddete başvurmadan, incitmeden bir hak mücadelesi verdikleri için, tüm engelleme ve hukuksuzluklara rağmen adaleti bekledikleri, vazgeçmedikleri, bu inancı göğsünde bir fotoğraf gibi taşıyıp hep sürdürdükleri için, toplumun kendini ifade edemeyen kesimlerine, bir dil, bir ağız oldukları için, haklarını gasp edenlere, yaşamlarını çalanlara karşı, yılmadan yaşam hakkı unutma yüzleşme hakkı talep ettikleri, cezasızlık geleneğini hukuktan kesip atmak istedikleri için 'Silah, çatışma, operasyon istemiyoruz' diyenlerle aynı sese sahip olan, en doğal hakları olarak adaleti talep eden, faili meçhul yakınlarına müteşekkil Cumartesi Anneleri’nin mücadelesi bizim nazarımızda, oldukça önemli bir yere sahiptir.”
Kılıçdaroğlu: Faili meçhuller, devletin en büyük ayıbıdır
Cumartesi Anneleri/İnsanlarına İnsan Hakları ve Özgürlük Ödülü’nü eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu verdi.
Kılıçdaroğlu, “İnsanlık tarihi acılarla doludur ama bir insanın haksızlıkla karşı karşıya kalması ve hayatını vermesi insanların belleğinde unutmamaları gereken bir olaydır. Tahir Elçi'yi böyle kaybettik. Faili hala bulunamadı. Cumartesi Anneleri, her birimizin insan olarak tek tek düşünüp acılarını paylaşmamız gereken bir olaydır. Bir anne için evladın ne kadar değerli olduğun en iyi anneler bilir. Onlar çok şey istemiyorlar aslında, evlatlarının nerede olduğunu öğrenmek istiyorlar. Mezarlarının başına gidip bir dua etmek istiyorlar” diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medyada konuyla ilgili paylaşımında da şunları yazdı:
“Bir anne için evladın ne kadar çok değerli olduğunu, en iyi anneler bilir. Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın mücadelesi; bir hak mücadelesidir. Onların tek istedikleri evlatlarının nerede olduğunu bilmek ve mezarlarının başına gidip dua etmek istemeleridir. Herkesin saygı duyması gerektiği bir mücadeledir.
Bir devlet için faili meçhul olay o devletin en büyük ayıbıdır. Eğer bu ülkede demokrasiyi savunuyorsak, İnsan haklarını savunuyorsak, insana değer veriyorsak bu ayıptan devleti mutlaka ama mutlaka kurtarmamız gerekiyor. Bunun yolu da mücadeledir. Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın mücadelesi bu açıdan bir hak mücadelesidir.
Dünyanın her yerinde olan bu mücadeleler toplumun karanlık yönünü açmıştır. Aydınlığa giden yoldur aslında Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın mücadelesi…
Demokrasiyi, insan haklarını savunacaksak bu coğrafyada artık huzuru sağlamak zorundayız. Acıların yerini en azından artık kucaklaşmalar almalı, acıyı yaşayana hakkını teslim etmeliyiz… Cumartesi Anneleri/İnsanları’na, hak mücadelesi veren herkese yürek dolusu sevgilerimi, saygılarımı ve selamlarımı iletiyorum.”
Cumartesi Anneleri/İnsanları’na polis ablukası
İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı 25 Ağustos 2018'de yapılan Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 700. buluşmasını "herhangi bir bildirimde bulunulmadığı" iddiasıyla yasakladı.
Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri/İnsanları'na saldıran polis 23 kişiyi gözaltına aldı. Ardından 46 kişiye "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla dava açıldı.
1995'te gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ablası Maside Ocak, darp edilerek gözaltına alınanlar arasındaydı. Annesi Emine Ocak da polis şiddetine maruz kaldı.
Maside Ocak, kolluk görevlileri ve amiri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak Başsavcılığın soruşturmaya yer olmadığı kararı vermesi üzerine başvurduğu İstanbul Sulh Ceza Hakimliği de itirazı kesin olarak reddedince Ocak dosyayı AYM'ye taşıdı.
Yüksek mahkeme, şubat ayında verdiği kararda Anayasa'nın 34. maddesinde düzenlenen "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal" edildiğine hükmetti. Maside Ocak'a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Ardından AYM, Cumartesi İnsanları/Anneleri eylemine saldırıp Sebla Arcan'ı darp eden polis memurlarının, kötü muamele ve eziyet yasağını ihlal ettiğine hükmetti. Görevlilerin yargılanması ve Arcan'a 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Bu iki AYM kararına rağmen, hak savunucularının Galatasaray'da basın açıklaması yapması polis şiddetiyle engellendi.
Son haftalarda hak savunucuları gözaltına alınmasa da meydandaki polis ablukası devam ediyor. Hak savunucuları, polis barikatının önünde açıklama yapmak durumunda kalıyor.
(AS)