Haberin İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi 5 yıl önce, 28 Kasım 2015’te öldürüldü, öldürülmesine ilişkin dava 5 yıl sonra başlayabildi. Ancak Elçi ailesinin avukatları ne soruşturma ne kovuşturma aşamalarında etkin araştırma yapıldığını düşünüyor.
Avukat Nahit Eren konuyla ilgili bianet’e yaptığı açıklamada, “Tahir Bey’in, Elçi ailesinin avukatları ve Diyarbakır Barosu olarak, kovuşturmanın da soruşturma aşamasındaki gibi eksik ve etkin olmayan bir şekilde yürütülmesini kabul etmeyeceğiz” dedi.
Avukat Eren, iddianamede sadece 28 Kasım 2015’te meydana gelen cinayetin konu edilmemesi gerektiğini, ölüm anına kadar giden sürecin, Elçi’nin maruz kaldığı linç kampanyasının da iddianamede yer alması gerektiğini belirtti:
“Ölüm anına kadar gelen sürecin de o iddianamede gündemleşmesini istiyoruz. Linç kampanyasına maruz kalmasına yargı da alet olmuş, hakkında soruşturma başlatılmış, gözaltına alınmıştı. Cinayeti aydınlatmak için bu sürecin de tüm yönleriyle ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Bu olayın da cinayetten bağımsız olmadığını düşünüyoruz, iddianameye konu edilmeliydi.”
“Sıradan bir cinayet gibi ele alındı”
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ölümünden önce katıldığı programda “PKK terör örgütü değildir” şeklindeki sözleri nedeniyle yaygın medyada tepkilere maruz kalmıştı. Bu tepkilerin ardından hakkında yakalama kararı çıkarılmış ve makamında gözaltına alınıp İstanbul’da ifade vermesinin ardından serbest bırakılmıştı.
Nahit Eren, devletin cezasızlık politikasının bir tezahürü olarak olayın sıradan bir cinayet vakası gibi ele alındığını, buna karşın cinayetin cezasızlıkla sonuçlanmaması için mücadele edeceklerini ifade etti.
Neler yapıldı, neler yapılmadı?
Eren, soruşturma ve dava aşamasında yaşananlarla ilgili de şu bilgileri verdi:
Reddi hakim talebi reddedildi
“Soruşturma etkin şekilde yürütülmedi, mahkemenin de tavrı, daha ilk celsede gerçek faillerin açığa çıkarılması yönündeki taleplerimizi dile getirmemize bile izin vermeme yönündeydi. Taleplerimiz soruşturma aşamasında da reddedilmişti.
“Bu sebeple mahkeme hakkında reddi hakim talebinde bulunduk ancak maalesef bu isteğimiz de reddedildi. Üst mahkeme, davanın görüldüğü Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutumunun tarafsızlığına gölge düşürdüğü şeklindeki argümanımızı kabul etmedi.”
Gizli tanıkla dosyanın seyri belirlendi
“Öldürülen polislerin faillerinin yargılandığı dosyayla Tahir Elçi cinayetinin aynı dosyada görülmesi doğru değil. İki vakayı ayrı olarak görüyoruz ama aynı dosyada yer almaları kovuşturmanın da etkin ilerleyeceği konusunda şüphe yaratıyor.
“21 Ekim’deki duruşmadan bir ay önce alınan gizli tanığın beyanıyla dosya farklı bir seyre taşındı. Gizli tanık cinayeti örgüt mensubunun işlediğini söyledi. Bu da dosyanın farklı mecraya taşınmak istendiğini gösteriyor.
“Oysa Londra’da hazırlanan raporda, faillerin polisler olabileceği dile getiriliyordu. Ancak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı aradan geçen 5 yıldan sonra bir gizli tanık beyanına dayanarak cinayeti örgüt mensubu işlemiş gibi iddianame yazdı.
Üç ayrı kameranın kaydı da “kayıp”
“Yargı mercilerinin cinayeti gerçek anlamda aydınlatma yönünde bir tavrı olmadığını görüyoruz. Bu, kameralar önünde işlenen bir cinayet.
“Buna rağmen birçok kamera kaydı ‘kayıp’, soruşturma sağlıklı yürütülmedi. Örneğin Emniyet Müdürlüğü Fotofilm Şube’nin kamera kaydındaki 13 saniyelik kayıt ortada yok. Minarede çekim yapan kameraların da bozuk olduğu tespit edildi. Aynı şekilde PTT’nin kameralarının da görüntülerine ulaşılamadı.
“Bunların hepsi soruşturmanın etkin yürütülmediğini gösteriyor, cinayetin tam anlamıyla aydınlatılmamasına yönelik bir çaba olduğu kaygılarını artırıyor."
Mahkeme talepleri bile dinlemedi
“Bu gibi tüm eksiklerin temin edilmesi için savcılıktan talepte bulunduk ama eksikler giderilmedi. Mahkeme ise talepleri kabul etmemekten öte bu talepleri sunmamıza bile müsaade etmedi.
“Türkan Elçi katılan tarafken konuşmasına dahi izin verilmedi. Biz avukatlar iddianameye dair beyanda bulunmak üzere ilk kez fırsat bulmuşken bize de söz vermeyeceğini, öncelikle sanıkların ifadesini alıp duruşmayı öyle yürüteceğini açıkladı. Mahkeme başkanı, bunun usulen doğru olmadığı, eksikliklerin giderilmesi taleplerini iletmemize izin vermedi.”
13 saniyelik kayıt "kayıp" |
TIKLAYIN - “Tahir Elçi O 13 Saniyede Vuruldu”Avukat Mahsuni Karaman polis kamerasının görüntü kayıtlarında 13 saniyenin kayıp olduğunu, Elçi’nin o 13 saniyede vurulduğunu açıklamıştı: “Görüntülerde iki PKK militanının, Dört Ayaklı Minareye koşuşuna odaklanmış durumda. Ve kayıtların tamamı kesintisiz sürüyor, tüm süreç görünüyor. Görüntü kayıtlarında kesiklik olan tek kayıt, Fotofilm Şube’nin kaydı. Görüntü Elçi’nin sesi duyup irkilmesiyle donuyor, aynı kayıt, iki militanın sokaktan girişiyle başlıyor. görüntü kayıtlarını karşılaştırdık, o kayıtta 13 saniyelik bir boşluk, kesinti var. İşte Tahir Elçi o 13 saniyede vuruluyor.” TIKLAYIN - Forensic Architecture Tahir Elçi Cinayetiyle İlgili Raporunu Açıkladı Londra Üniversitesi’ne bağlı çalışan araştırma ajansı Forensic Architecture’ın cinayetle ilgili adli araştırmasında, olay yerindeki polis memurları kuvvetli suç şüphelisi olarak tanımlanmıştı. İddianamede ne var?Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015’te öldürülmesiyle ilgili iddianameyi 26 Mart 2020’de hazırladı, 10. Ağır Ceza Mahkemesi 3 Nisan 2020’de kabul etti. İddianamede üçü polis dört sanık şüpheli olarak yer alıyor. Sanık polisler M.S., F.T. ile S.T.'nin "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten" 2 yıldan 6 yıla kadar hapsi isteniyor. Diğer şüpheli Uğur Yakışır ise “kasten öldürme, olası kast ile öldürme, 6136 sayılı yasaya muhalefet, devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma, mala zarar verme” ile suçlanıyor ve hakkında ağırlaştırılmış müebbete varan hapis cezası isteniyor. Yakışır, Elçi’nin yanı sıra aynı gün öldürülen polisler Cengiz Erdur ve Ahmet Çiftaslan’ın cinayetiyle ilgili de suçlanıyor. TIKLAYIN - Tahir Elçi Cinayetinde Üçü Polis Dört Kişi Hakkında İddianame Ne olmuştu?Tahir Elçi, 15 Ekim 2015 tarihinde CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu "Tarafsız Bölge" programında "PKK terör örgütü değildir" dedi. Bunun üstüne kanala 700 bin lira para cezası kesilirken, Tahir Elçi 20 Kasım günü Diyarbakır'da, barodaki odasında gözaltına alınarak İstanbul'a getirildi. Elçi, savcılığın tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etmesine karşın Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Elçi hakkında, "terör örgütü propagandası" suçundan 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015'te Diyarbakır, Sur'daki Dört Ayaklı Minare önünde yaptığı basın açıklaması sırasında öldürüldü. |
(AS)