Avukat Cengiz Pazarcı'nın Tahir Canan'ın yeniden yargılanması için Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yaptığı başvuru reddedildi.
Cengiz Pazarcı bianet'e yaptığı değerlendirmede, Adana 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nin 3 Ekim 1980'de Tahir Canan hakkında "insan öldürme" suçlamasıyla vermiş olduğu 36 yıllık hapis cezasıyla ilgili tekrar yargılama talebinde bulunduklarını ifade etti.
Sıkıyönetim mahkemelerinin verdiği kararlardaki hukuksuzluklara dikkat çeken Pazarcı, Canan'a verilen mahkumiyet kararına gerekçe olarak gösterilen deliller arasında da ciddi tutarsızlıklar olduğunu, mahkemenin en kötü ihtimalle iddialarını değerlendirmesi gerektiğini vurguladı.
Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddiaların yeterince doğrulanmadığı ve yenileme talebinde bulunulan hususların yargılama ve temyiz yasa yolu incelemesinde de ileri sürüldüğü gerekçesiyle reddetti.
Tahir Canan sağ görüşlü!
Pazarcı, ret kararı sonrası bir üst mahkemeye itiraz edeceklerini belirterek, 10 Mayıs 1979'da Antep'te sağ görüşlü Abidin Atılgan'ın öldürülmesiyle ilgili 12 Mayıs 1979 tarihli Milliyet gazetesinde yer alan haberi örnek gösterdi.
"Görgü tanıkları failin kim olduğunu bilmemesine rağmen Milliyet gazetesi söz konusu cinayetten iki gün sonra polis yetkililerinden aldığı bilgiye dayanarak Tahir Canan'ın cinayeti işlediğini yazmış. Üstelik haberde ölen kişi solcu, Tahir Canan ise sağcı olarak verilmiş.
"Bu polisin yaptığı teşhisin sahteliğini göstermek açısından bizim için önemli.
Dilekçeden notlar
"Ceza hukukunun temel ilkesi masumiyet karinesidir; herkes aksi mahkeme kararı ile ispat edilene kadar masumdur. Ancak olağanüstü mahkemelerin anlayışı masumluğu ispat edilene kadar sanık suçludur şeklindedir. Bu itibarla mahkeme kararını önceden vermiş sadece sözde yargılama yapmıştır.
"Müvekkil Tahir Canan, 1979 yılında ailesi ile birlikte göç ederek geldiği Gaziantep'te terzi dükkânı işletmektedir. Bütün düşüncesi evine ekmek götürmektir. Ancak dönem, şartları gereği politikaya uzak duramaz.
"1977 yılında terzi dükkânına gelen arkadaşları vasıtasıyla sol düşüncelerle tanışır. Önceleri sadece dinler. (...) Örgüte girmez ama Yeni kurulan Karşıyaka Halk Derneğine üye ve yönetici olur. Yaşadığı mahalle, insanlarının yoksulluklarını ve bu yoksulluğa sebep olanları gördüğünden, hayata karşı tavrını ezilenlerden yana koyar.
"Terzi dükkânını işçiler, öğrenciler ve halkın geldiği sohbet ve politika merkezi haline getirir. Bu durum gerek karşıt düşünceli insanların gerekse siyasi şubenin ona diş bilemesine yol açar. Bir kaç kez siyasi şube polislerince gözaltına alınır. Bu gözaltılar gayri resmi olarak ta yapılır. Politik faaliyetlere karışmaması için tehdit edilir, şehir dışına çıkartılarak dövülür, Ölümle tehdit edilir.
"10 Mayıs 1979'da Gaziantep'te sağ görüşlü olduğu bilinen Abidin ve Hüseyin Atılgan kardeşler evlerinin önünde silahlı saldırıya uğrarlar. Kardeşlerden Abidin ölür, Hüseyin ise yaralanır. Başka bir olaydan dolayı firari konumunda bulunan Tahir Canan 25 Mayıs 1979'da yakalanır.
"Silahlı saldırıdan yaralanan Hüseyin Atılgan, 30 Mayıs 1979'da karakolda kendilerini vuran kişi olarak Tahir Canan'ı 'teşhis' eder. Dosya, Adana 1 Numaralı Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesine gönderilir. Mahkeme, 3 Ekim 1980 tarih ve E:1980/1607,K:1980/306 sayılı Kesinleşen Mahkûmiyet Hükmü ile Tahir Canan'ı 40 yıl ağır hapis ve bir yıl hapis cezası ile cezalandırma kararı verir.
Çelişkiler
Avukat Cengiz Pazarcı Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği Tahir Canan'ın yargılanmasının yenilenmesiyle ilgili dilekçede yargı sürecindeki çelişkilere şöyle dikkat çekti:
* Olayda yaralanan Hüseyin Atılgan ilk ifadesinde arkalarından ateş edildiğini, ateş edenin 1,50 boylarında siyah takım elbiseli olduğunu söylemiş, karakolda o kişinin Tahir Canan olduğunu teşhis etmiştir.
* Atılgan Canan'ı karakolda ilk defa gördüğünü söylese de babası Ahmet Atılgan Tahir Canan'ı tanıdığını, olaydan iki ay önce Tahir'in 'Oğlunun terbiyesini ver yoksa onu temizlerim' diyerek tehdit ettiğini söyler. Ölümle tehdit edilenlerin kendilerini kimin tehdit ettiğini öğrenmemiş olmaları ve görmemiş olmaları imkansızdır, zira aynı mahallede yaşamaktadırlar, karşıt görüşlüdürler ve bilinen insanlardır.
* Milliyet gazetesinde 12 Mayıs 1979 tarihinde çıkan haber bize polis yönlendirmesinin açık olduğunu kanıtlamaktadır. 10 Mayıs 1979 tarihindeki silahlı eylemi gördüğünü iddia eden iki kişi vardır. İkisi de faili ismen tanımamaktadır ve ifadeleri de o yöndedir. Ancak gazete haberine göre olayı gören tanık olmamasına rağmen polis yetkilileri faili bilmektedir.
* Sağ görüşlü Hüseyin kendisiyle aynı dünya görüşünü paylaşan görevlilerin yönlendirmesiyle karakolda kendisine gösterilen Tahir Canan tarafından vurulduklarını belirterek gazete haberinden sekiz gün sonra Tahir Canan'ı "teşhis eder". Bu durum yapılan teşhis ve sonucunda tutulan teşhis tutanağının polisin komplosu olduğunu ve sahte olduğunu göstermektedir. Sadece bu sebebin bile yargılamanın yenilenmesi için yeterli olduğu kanaatindeyiz.
* Olayda kullanılan silah 9 mm çapındadır, bulunamamıştır. Tahir Canan yakalandığında üzerinden çıkan silah 7.65 çapındadır. Bu husus mahkemece dikkate alınmaz.
* Müvekkil mahkeme safahatında kendisini öldürdüğü iddia edilen şahsı PKK örgütünün üstlendiğine dair gazete haberlerini sunmuştur. Bu hususla ilgili mahkeme araştırma yapmış ve poliste verdiği ifadede Abidin ve Hüseyin Atılgan kardeşleri vurduğunu iddia eden şüpheliye ulaşmıştır.
* Söz konusu Abidin Atılgan cinayetini Süleyman Külek isminde bir şahıs üstlenmiştir. Süleyman Külek poliste verdiği ifadede Abidin Atılganı kendisinin vurduğunu belirtmiş, Ancak Mahkeme tarafından alınan ifadesinde ifadeyi polislerin yazdığını kendisinin de imzalandığını söylemiştir.
* Portakal haber sitesinde çıkan bir habere göre Abdullah Öcalan yakalandığında, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ankara DGM Başsavcılığı'na gönderdiği hazırlık dosyasında Öcalan'ın 1076-1981 Gaziantep'te sağcı-solcu 70 kişiyi öldürmeye azmettirdiği belirtilmiş, öldürülen bazı sağ ve sol görüşlü kişilerin isimleri arasında Abidin Atılgan'ın da ismine yer verilmiştir. Bu durumda bir çelişki vardır; 80'li yıllarda yapılan yargılamada PKK iddiası yeterince araştırılmamasına rağmen 2000'li yıllarda yapılan hazırlık soruşturması dosyasında Abidin Atılgan'ın PKK tarafından vurulduğu savcılıkça bildirilmiştir.
* Buradan çıkan sonuç Devlet yetkililerinin Abidin Atılgan'ın Tahir Canan tarafından vurulmadığına ilişkin bilgisi vardır. Ve bu bilgi yargılamayı yapan Mahkemeden gizlenilmiştir. (EKN)