* Fotoğraf: Anadolu Ajansı (AA)
Ukrayna, Rusya, Birleşmiş Milletler (BM) ve Türkiye arasından imzalanan tahıl koridoru anlaşması kapsamında Odessa limanından ayrılan ilk gemi Razoni, bu gece yarısı İstanbul'da olacak.
Anlaşma kapsamında İstanbul'da kurulan Müşterek Koordinasyon Merkezi'nin (MKM) Koordinatörü Tuğamiral Özcan Altunbulak, Ukrayna'dan dün (1 Ağustos) hareket eden ve mısır taşıyan kuru yük gemisinin bu gece İstanbul'da demirlemesinin beklendiğini söyledi.
Lübnan'ın Tripoli Limanı'na gitmek üzere Odessa'dan hareket eden ve 27 bin ton mısır taşıyan gemi hakkında bilgi veren Tuğamiral Altunbulak, "Ukrayna'nın 3 limanından tahıl ve benzeri gıda maddelerini çıkarabilecek gemilerin hazırlıkları ve planlamasının devam ettiğini" söyledi.
"Deniz koşullarına" atıfta bulunan Altunbulak, "daha önce gelmesini bekledikleri" gemiye ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Gerekli işlemler sonrasında Raoni isimli gemiye, Türkiye, Rusya Federasyonu, Ukrayna, BM temsilcilerinden oluşan bir heyetle denetim icra edilecek ve denetleme neticesine göre gemi yoluna devam edecektir."
MKM'nin görev ve sorumlulukları hakkında da konuşan MKM Koordinatörü Altunbulak, söz konusu görev ve sorumlulukları şöyle özetledi:
"Girişime dahil olacak ticari gemilerin kaydını ve takibini yapmak, bu gemilerin Ukrayna limanlarına giriş çıkış planını oluşturmak ve uygulamak, Türkiye'de belirlenecek bir limanda Ukrayna'ya giden ve gelen gemilerin denetimini yaptırmak, uydu, internet ve diğer muhabere imkanları ile ticari gemilerin intikalini teknik olarak takip etmek, tüm faaliyetlerini taraf ülkeler ve BM ile koordineli olarak icra etmek görev ve sorumluluklarını üstlenmiştir."
"Batı'yı dışlamaktan haz duyuyorlar"
Öte yandan, 22 Temmuz'da İstanbul'da imzalanan anlaşma kapsamında başlayan tahıl sevkiyatı Avrupa basınında da geniş yer buldu.
euro|topics'in derlemesiyle aktarıyoruz...
The Times (İngiltere): Putin'in parmağı hala tetikte
The Times'a göre, "rahat bir nefes almak için henüz çok erken":
"Putin, buğday ve mısırın Ukrayna limanlarından gıdım gıdım ayrılmasına izin vererek utanmadan güney yarımkürede bir kurtarıcı olarak görülmek istiyor. Ayrıca, Rus gübresine yönelik ihracat yaptırımlarının hafifletileceğini ve Ukrayna'nın sahil boyunca döşenen deniz mayınlarının yerlerini açıklamak zorunda kalacağını hesap ediyor. ... Putin'in savaş hedeflerinden uzaklaşmasını beklemek saflık olur. ... Parmağı hâlâ tetikte."
Frankfurter Allgemeine Zeitung (Almanya): Şimdiye kadarki daha çok bir imaj kampanyasıydı
Almanya'nın Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, "Rusya'nın bu tavizi vermek zorunda kaldığı" kanısında:
"Moskova tahıl ihracatına yönelik bir düzenleme yapılmasını kabul etmeseydi, yaratıcı Rus propagandasının bile küresel gıda kıtlığının kabahatini Batı'ya yüklemeye devam etmesi güçleşirdi. Batı, bu yalanın 'küresel Güney'de' kendine hayli sağlam bir zemin bulduğu gerçeğiyle yaşamak zorunda. Doğalgazda olanın aynısı tahıl için de geçerli. Rusya yeni engeller için bahane bulmak isterse, bunu yapar. Dolayısıyla, şu anda 26.000 ton mısır Karadeniz'de ilerliyor olsa da dünyanın (yeniden) yeterli ekmeğe sahip olması için daha çok şey yapılması gerekiyor."
Corriere della Sera (İtalya): Pek çok kazananı olan bir başarı
İtalya'nın Corriere della Sera gazetesi, "anlaşmanın başarılı olmasında pek çok tarafın çıkarı olduğuna" değindi:
"BM Genel Sekreteri António Guterres'in Putin'e vaatleri arasında, yaptırımların hafifletilmesi de var. Kiev anlaşmayı, savaş nedeniyle komaya giren ekonomisinin kurtuluşu için ilk somut emare olarak görüyor: Gayrisafi milli hasılasının yarısından fazlası tarımsal ihracata bağlı.
Ancak ,başarıda aslan payı, yeniden Moskova ile Batı arasındaki büyük arabulucu rolüne bürünen Erdoğan'a gidiyor. Kendisi NATO'nun gerçek bir üyesi ve aynı zamanda da süper güçlerle eşit seviyede müzakere edebilen, partiler üstü bir lider."
France Inter: Onları birleştiren, Batı'yı dışlamaktan duydukları haz
France Inter, tahıl anlaşmasının hayata geçirilmesinin aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu denli iyi geçinmesinden de kaynaklandığı analizinde bulundu:
"Bu iki adam, otoriter iktidar anlayışı ve emperyalist fikirler bakımından benzer yaklaşımlara sahip. Rusya açısından Ukraynasız bir imparatorluk olmanın anlamı yok. Türkiye örneğinde ise durum daha karmaşık: Erdoğan bir bakıma, Türkiye Kürdistanı'nın kendi Ukraynası olduğuna inanıyor.
"Suriye ve Libya'da çatışsalar da bu iki adam birbirine saygı duyuyor. Batı'yı dışlamaktan özel bir haz duyarak, geçmişi aynı şekilde yorumluyor ve Rusya-Ukrayna tahıl anlaşmasında olduğu gibi hızlı uzlaşı yolları bulmayı da biliyorlar." (SD)