Türkiye vatandaşlığı düşürülerek sınırdışı edilen insan hakları savunucusu Taha Elgazi, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü kapsamında bianet'e konuştu.

İHD'DEN 'KARARI İPTAL EDİN' ÇAĞRISI
'Adres teyidi' denilerek gözaltına alınan Taha Elgazi ve eşi sınır dışı edildi
Elgazi şu an başkent Şam'da yaşıyor. Aynı zamanda Fizik öğretmeni de olan Elgazi, sınır dışı edildiği mayıs ayından bu yana eğitimi ile ilgili çalışmalarına odaklanmış durumda. Dosyası ile ilgili itiraz sürecini ise avukatları Abdülhalim Yılmaz ve Gülden Sönmez takip ediyor. Avukatları da Elgazi'nin gerek Türkiye'ye geri dönebilmesi gerekse de vatandaşlık alabilmesi konusunda, önümüzdeki yıl mayıs ya da haziran ayı gibi olumlu bir sonuç almayı bekliyor.
"Haklarını savunmaktan korkuyorlar"
Elgazi, göçmenlerin haklarını savunan biri olarak vatandaşlığının elinden alınıp sınır dışı edilmesinin Türkiye'deki göçmenleri de tedirgin ettiğini söylüyor:
"Tedirginlik ortamı yarattı aslında. Herkes artık korkuyor. Kendi haklarını savunmaktan korkuyorlar. Herkes şu cümleyi kullanıyor: 'Taha hoca yıllardır bizim hakkımızı savundu, bizim sesimiz oldu. Bu nedenle vatandaşlığı alınıp sınırdışı edildi.' Bu durum sadece bana yapılan hukuksuzluktan ibaret değil, Suriyeli sığınmacıların hak mücadelesini de geriletti."
Suriyeli göçmenlerin geçici koruma statülerinin kaldırılmasından endişelendiklerini söyleyen Elgazi, "İktidara yakın bazı gazetelerde 'Türkiye önümüzdeki yıl geçici koruma statüsünü iptal edecek' şeklinde haberler çıktı. Bu elbette korku ve endişe yaratıyor" dedi ve şöyle devam etti:
"Toplumsal sorun ortaya çıkarabilir"
"Bu durumu hem Türkiye'deki hem de Suriye'ye dönen sığınmacılar açısından şöyle değerlendirebilirim. Geçici koruma statüsü aslında sadece Esad rejimin yaptığı insan hakları ihlalleri ya da katliamlarla alakalı değil. Şimdi herkes şunu düşünüyor. 'Esad rejim düştü, Suriyeliler dönsün. Artık Türkiye'de ya da Avrupa'da kalmalarına herhangi bir sebep kalmadı.' Ancak Suriye'de sığınmacıların Türkiye'ye gelmesinin sebebi sadece Esad rejimin zulmüne maruz kalmaları nedeniyle olmadı. Farklı sebepler de var.
"Sahil bölgelerine, Süveyde'ye, Halep'e ya da Şam'a dönüş hala çoğu için hala güvenli değil. Suriye'ye toplu dönüş bir iç sosyoloji sorunu ortaya çıkarabilir. İşsizlik oranı yüksek, konut konusu büyük bir sorun. Yani bugün Suriye'nin yüzde 60'ı yerle bir edilmiş durumda. Dönseler evleri yok, işsizlik bir diğer sorun."
"Ulusal ve uluslararası hukuka aykırı"
Birleşmiş Milletler'in göç verilerine işaret eden Elgazi, Suriye'nin içinde yaklaşık 6 milyon iç göçmen olduğunu ve bir buçuk milyondan fazla insanın çadırlarda yaşadığını hatırlattı:
"Avrupa'da, Türkiye'de, Lübnan'da, Ürdün'de bulunan sığınmacıları ülkelerine göndermeden önce Suriye'de çadırlarda yaşayan insanlar önce evlerine taşınmalı. Bu nedenle sığınmacıların şu an ülkelerine gönderilmesi hem ulusal hukuka aykırı hem de Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı."
"Aşırı sağın yükselişi tehlikeli"
Elgazi, son olarak Avrupa'da aşırı sağın yükselmesinin ve yeni seçilen liderlerin göçmen karşıtı politikaları benimsemelerinin tehlikelerine dikkat çekti:
"Maalesef son seçimlerde Amerika'da göçmen karşıtı politikaları uygulayan Trump'ın seçilmesi kaygı verici. Yine Avrupa'da aşırı sağcıların gitgide siyaset alanında yer aldıklarını görüyoruz. İtalya, Fransa ve Hollanda buna örnek. Bu aşırı sağcıların hitabları, sözleri ve fikirlerinin yanı sıra politikaları da göçmen karşıtı. Bu politikalar maalesef ülkelerinde iç savaşı yaşayanlar için gayriinsani bir duruma koyuyor. Böyle devam ederse, aşırı sağın etkisi sadece Avrupa ile sınırlı kalmayabilir; Orta Doğu'da ve Kuzey Afrika'da da etkisi yayılabilir."
(AB)







