Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel ve Sebahat Tuncel ile birlikte “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun” ve “Su Kanun”u tasarısı ile "Mera Kanununda Değişiklik Kanun”u hakkında basın toplantısı yaptı.
Açıklamada, bu kanun tasarılarının ve kanun değişikliklerinin "su Havzalarına, ormanlara, meralara, kıyı ekosistemine ve biyoçeşitliliğe sermayenin ve iktidarın saldırısı" olduğu belirtildi.
"Doğayı; dereleri, meraları, ormanları, yeraltı sularını, madenleri, biyolojik tür ve çeşitliliği şirketlerin sermaye birikimine sokan,
"Bugüne değin alınmış sit kararlarını ve tabiat parklarını, milli parkların koruma kararlarını ve mahkeme kararlarını kaldıran,
"Doğal alanlar ile ilgili kararları Hükümetin politikaları doğrultusunda alan bakanlığın kurullarına ve bakanın doğrudan onayına bırakan, bu yasa tasarıları ve değişiklikleri geri çekilmeli."
"Tabiatı koruma değil, kullanma yasası"
Açıklamaya göre, Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun tasarısı yasallaşırsa;
* Tür ve habitatları koruma bahanesi ile doğal alanların işletme yetkisi il özel idarelere, belediyelere, vakıf ve derneklere bakan onayı ile verilebilecek.
* Böylece sadece doğal alanlar değil Anadolu’da yetişen tüm biyolojik tür ve çeşitler de doğrudan bakanın yetkisi ile Koruma statüleri iptal edilerek koruma esaslı değil kullanma esaslı ticarileştirilecek.
* Böylece Milli Park olan Munzur vadisinde, Arılı, Çağlayan, İkizdere Vadileri gibi 1. derece sit alanı ilan edilen vadilerde şirketlerin faaliyetleri yasallaşacak ve koruma alanlarında HES, RES, GES Termik santral inşaatları, maden arama ve işletme tesisleri hız kazanacak.
* İstanbul’a yapılması planlanan kuzey ormanlarını, tarım arazilerini, su havzalarını, doğal ve yabanıl hayatı tehdit eden 3. Boğaz Köprüsü projesi ve bağlantı yollarının önündeki engellerden biri daha yasal olarak kalkacak.
"Su ticarileşiyor"
Su Yasa Kanunu tasarısı yasalaşırsa;
* Suyun ve su havzalarının kullanıma açılması, sermaye birikimine sokulması, müdahalenin yapılabilir olması, resterasyonu, ticarileştirilmesi, kıyı suları dâhil olmak üzere kıyı çizgisiden deniz içine doğru 1852 m genişliğinde deniz ekosisteminin kullanıma açılması ve yüzeysel, yeraltı sularının ve doğal mineralli suların sermayeye tahsisini yasallaştırılmaya ve bu tahsisin havza su tahsis planları ile yapılmasının önü açılacak.
* Yaylak, kışlak ve meraları şirketlere devrederek geçimlik hayvancılığı, bu doğal alanlarda yaşayan tüm canlıların yaşam hakkını, bu alanların su havzaları için işlevini ortadan kaldıran kararlar ise Mera Kanunuda değişiklik kanunu ile uygulanmaya çalışılıyor. (NV)