* Fotoğraf: Safran Allahverdi / AA
Diplomatik dokunulmazlık veya “yargı bağışıklığı” ne anlama geliyor?
Yani, diplomatların ya da konsolosluk görevlilerinin hangileri işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili yargı önüne çıkarılamıyor?
Konsolosluk da diplomatik misyon ile aynı kanunlara mı tabi?
“Yargı dokunulmazlığı” kimleri ve hangi suçları kapsıyor?
Cinayet de bu suçlardan biri mi?
Bu sorular, Suudi Arabistanlı Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı’nın konsoloslukta öldürüldüğü iddiaları sonrasında gündeme geldi.
Kaşıkçı’nın konsolosluk binası içinde öldürüldüğü ileri sürülüyor ve bugün itibariyle binada halen bir inceleme yapılmadı. İddiaların kanıtlanması halinde konsolosluk görevlileri veya başka Suudi yetkililerin ceza yargılamasına tabi olup olmadığını, Prof. Dr. Turgut Tarhanlı’ya sorduk.
Bilgi Üniversitesi uluslararası hukuk ve insan hakları hukuku öğretim üyesi ve Bilgi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Tarhanlı, sorularımızın cevabının, “Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi”nde olduğunu söyledi.
Yani, medyada sıkça konuşulan “tam cezai bağışıklığın” konsolosluk memurları için geçerli olmadığı bilgisini verdi.
Biz de sözleşmedeki olası yaptırımları inceledik.
Neden “tam cezai bağışıklık” konuşuluyor?
Türkiye’nin de tabi olduğu “Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi”nin 31/1. maddesine göre, “Diplomatik ajan, kabul eden Devletin cezaî yargısından bağışıktır.”
Ancak bu kanun, konsoloslukları kapsamıyor. Yaygın kanı, tüm Suudi Arabistan görevlilerinin cezai işlemlerden bağışık olduğu. Bu algı da, bu kanuna dayanıyor.
Peki, konsolosluk görevlileri hangi kanuna tabi?
“24 Nisan 1963 tarihinde Viyana'da imzalanan Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” Türkiye’de 20 Eylül 1975’te kabul edildi, 27 Eylül 1975 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Konsolosluklar da bu kanuna tabi.
Olay büyükelçilik gibi bir diplomatik misyonda gerçekleşseydi, o durumda tam bir dokunulmazlıktan ve “en fazla sınırdışı etmek” gibi bir yaptırımdan bahsetmek mümkün olacaktı.
Konsolosluk memuru gözaltına alınıp tutuklanabilir mi?
Gözaltı, tutuklama, yargılama gibi konular, Sözleşmenin “MESLEKTEN KONSOLOSLUK MEMURLARI ÎLE KONSOLOSLUĞUN DİĞER MENSUPLARINA İLİŞKİN KOLAYLIKLAR, AYRICALIKLAR VE DOKUNULMAZLIKLAR” başlıklı bölümünde anlatılıyor.
Bu bölümdeki 41. maddede de “dokunulmazlık” konusu şöyle düzenleniyor:
“Konsolosluk memurlarının kişisel dokunulmazlığı
1. Konsolosluk memurlarının tutuklanmaları veya gözaltına alınmaları, ancak, ağır bir suç halinde ve yetkili adlî makamın kararı ile olur.
2. Bu maddenin 1nci fıkrasında öngörülen hal saklı kalmak üzere, kesinleşmiş adlî bir kararın uygulanması dışında, Konsolosluk memurları hapsedilemez ve herhangi bir şekilde kişisel hürriyetleri kısıtlamaya tabi tutulamaz.”
Yani, konsolosluk memurlarının, Kaşıkçı’yla ilgili ileri sürülen iddialarla bağlantılı olarak şüpheli sıfatını taşıması, “ağır suç şüphesiyle” ve savcılık kararıyla mümkün.
Aynı şekilde kesinleşmiş bir yargı kararı olduğunda da hapsedilmeleri kanun dahilinde.
Konsolosluk görevlisi yargılanabilir mi?
Sözleşmenin aynı maddesinin 3. fıkrasında da yargılama konusu açıklanıyor:
“Aleyhine cezaî bir dava ikame edilen Konsolosluk memuru yetkili makamların önüne çıkmak zorundadır.
“Bu maddenin 1nci fıkrasında zikredilen hallerde, bir Konsolosluk memurunun gözaltına alınması kaçınılmaz olduğu takdirde, aleyhine ikame edilecek dava en kısa zamanda açılmalıdır.”
Bu maddeye göre, konsolosluk memurları gözaltı işlemine ve yargılamaya tabi olabiliyor.
Hangi suçlardan yargılanabilirler?
Sözleşmenin 43. maddesi, “Yargı bağışıklığı” başlığını taşıyor.
Buna göre, konsolosluk çalışanları sadece resmi görevleri dahilindeki suçlardan cezai bağışıklığa sahip.
Prof. Dr. Tarhanlı, Kaşıkçı’yla ilgili öne sürülen iddiaların ağır suç kapsamına girdiğini, vize vermek gibi konsolosluk işlemleriyle bağlı “resmi suç” sayılamayacağından, bu maddenin geçerli olmayacağını belirtti, ““Ayrıcalık ve bağışıklıklar, olağan konsolosluk hizmetlerinin verilmesiyle sınırlıdır” dedi.
Yani, örneğin “cinayet” gibi bir suçlamayla karşı karşıya kalan konsolosluk memuru, Türk Ceza Kanunu’nu (TCK) ihlal etmekten yargılanabilir.
Maddenin 1. fıkrası şöyle:
“Konsolosluk memurları ve Konsolosluk hizmetlileri, resmî görevlerinin yerine getirilmesi sırasında işledikleri fiillerden dolayı kabul eden Devletin adlî ve idarî makamlarının yargısına tabi değildirler.” (AS)