bianet Eminönü'ne gitti, halka "acil durum susuzluk projelerini" sordu. Konuştuğumuz insanlar diş fırçalamada, duş almada su tasarrufu şöyle dursun, damlanın bile hesabını yapar olmuş.
Sorunun kökeni küresel ısınma değil meclis
Bankacı Nermin Altıok, sorunun kökenini küresel ısınmaya değil, Meclise bağlıyor. "Hükümetin su politikası olsaydı iş bu raddeye gelmezdi" diyor. Çevre sorunlarının ihmal edildiğini belirten Altıok, tedbir olarak belediyelerinin önerilerini ise "komik" buluyor: "İki damla suyun tasarrufuna düşüyorlar, o da iyi ama asıl önemlisi baştakilerin duyarlı olması."
Esnaf İrfan Canır,İstanbul'un büyük köy olmasından şikayetçi. Canır, belediyenin daha önceden tedbir alabileceğini düşünüyor. Yağmur ormanlarıyla ilgili dünya çapında kampanya olduğunu hatırlatan Canır ekliyor, "başkaları dünyayı ayağa kaldırıyor, biz burnumuzun dibindeki havzaları kurutuyoruz."
"Halıları kaldırdık"
Ev hanımı Gülay Gümüş kendi deyimiyle radikal bir karar alıp, halıları kaldırmış. Gümüş, yaz boyunca tozlanan halıların yaz sonunda bir de yıkanma derdi olduğunu anlatıyor: "Halıları yaz başı temizleyiciye verdim. Kilimleri attım yere. Bir de onun su derdi olmasın diye."
Emekli Nebahat Pilav, belediyenin dediği gibi duş suyuna dikkat etmiyormuş, kurna usulü yıkanıyormuş. Buna karşın onun belediyenin düşünmediği önerileri var: Sebze suyuyla çiçek sulamak gibi. Doğma büyüme İstanbullu Pilav, "İstanbul'un hep su sıkıntısı vardı. Sarnıçları boşuna yapmadı Bizanslılar. Onların yüzyıllar önceki aklı bunlarda gram yok."
Kıştan tedbir alsalardı
Öğretmen Ayşe Seyhan "Belediye kıştan bir gün su kesip bir gün verebilirdi. Yazın susuz kalmak hem zor hem tehlikeli. Hastalıklara davetiye çıkarıyorlar" diyor. Öğrencilerine suyu tasarruflu kullanmaları konusunda telkinlerde bulunmuş: "Ama çocuklara meyveyi az suyla yıkayın diyemezsiniz." Evlerine depo taktırmışlar, ona göre dikkat ediyorlarmış kullanıma.
Abdest alırken konuştuğumuz ve "Bir abdestle iki namaz geçirmeye çalışıyorum" diyen Veysel Kartal, yaz aylarında bunun çok zor olduğunu söylüyor. Yine de hem her zaman abdest alacak yer bulamadığından hem su sıkıntısından dikkat ediyormuş.
Alafranga tuvaletlerden korkuyoruz
Alafranga tuvaletlerden tiksindiğini söyleyen Belgin Kılıç, her yanı çamaşır suyuyla temizliyormuş. Bulaşık suyuyla balkon yıkamaya başladığını aktaran Kılıç, fırçasını hortumdan su akıtarak temizleyen bir boyacıyı da uyarmış.
Emekli memur Nermin Özdemir bahçe ve balkondaki çiçekleri daha az suladığını söylüyor. Kardeşi Türkan Özdemir'se oğlunu 5 dakikada banyo yapma konusunda eğitmiş.
Sevişmiyoruz
Adı Safiye olan ev hanımı, "susuzluk tedbirleriniz neler?" sorusunu gülerek "daha dikkatli sevişiyoruz" diye yanıtlıyor. "Şaka bir yana" diyor, su yüzünden korka korka banyo alır olduk. Bir şarkı vardı Emel Sayın ağlardı söylerken, 'Yağdır Mevlam Su' diye, onu söylüyoruz işte." (AÖ/EÜ)