bianet'in görüştüğü, dönemin İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Akın Birdal'saSusurluk ve devamındaki örgütlenmeler açığa çıkarılmadan, toplumun demokratikleşmesinin mümkün olmadığını söyledi.
"Başbakan kendi savlarının doğruluğuna inanıyorsa, tartışmaları sonuçlandırma ve olası bir erken/olağanüstü seçimden sonuç almak istiyorsa, söylediğini yapmalı. Bunun için cesaret ve kararlılık gerekir. Çünkü, Türkiye'de hukuk dışı örgütlenmeler kurumlaşmış durumda."
Sağlar: Susurluk'u sonuç alacaksanız gündeme getirmek gerek
Sağlar, Susurluk dosyasını açmanın düzeni değiştirmekle eş anlamlı olduğunu söyledi.
"Susurluk dosyası diye bilinen dosya, düzenle ilgilidir. Erdoğan'ın bu nedenle gücü yok. Aklı sadece laik demokratik cumhuriyeti ılımlı İslam'a çevirmekte. Deniz Baykal'sa, Susurluk dosyasında askerin de olduğu aklına geldikten sonra, 'fasa fiso' dedi. Muhalefetin yapması gerekenlerden çok uzakta. Düzeni değiştirmek gibi bir dertleri yok."
Sağlar, Susurluk dosyasıyla ilgili sonuç almak için her şeyden önce, "Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olduğunu açıkça kabul etmek gerek" dedikten sonra ekledi.
"Çünkü, düzenle ilgili mücadele etmek gerek."
Sağlar, "düzen"i de şöyle tanımladı:
"Hukuk dışına çıkmış, demokrasiyi askıya almaya niyetli, egemenliğin halka değil, militer yapıya ait olduğunu düşünen düzen."
Birdal: Ağar ve MGK gündeme gelmeli
Danıştay'a saldırıyla ilgili Susurluk bağlantısı, saldırının azmettiricisi zannıyla gözaltına alınan eski subay Muzaffer Tekin'in adı Susurluk dosyasında geçen emekli general Veli Küçük'le ilişkisinin ortaya çıkmasından sonra geldi.
Susurluk döneminde Tuğgeneral olan Veli Küçük, Susurluk'la ilgili Meclis Araştırma Komisyonu'na ifade vermeyi reddetmişti. Ancak, bu bağlantılarla ilgili çıkarılan haritalarda, yeniden gündeme gelen Susurluk ilişkileriyle ilgili sözü edilmeyen iki ad var.
* Mehmet Ağar
* Gazeteci İsmet Berkan'ın "Susurluk'ta ortaya çıkan 'gayri nizami savaş' çetesine" onay verdiğini yazdığı, "devletin en üst güvenlik organı Milli Güvenlik Kurulu."
Sağlar, Küçük ve Ağar için, "Biri JİTEM'ci, biri de Emniyet Genel Müdürü olarak operasyonların içinde bulunan kişiler bunlar" dedikten sonra, Ağar ve MGK'nin onayının gündeme gelmemesini "Mehmet Ağar'ın Doğru Yol Partisi'nin genel başkanı olması, yaptıklarını tarihten silmez.Düzenin içinde de, dosyada da zaten varlardı. Asıl, neden yakalanmadılar, diye sormak gerek. Susurluk'u sonuç alacaksanız gündeme getirmek gerekiyor" diye yorumladı.
Akın Birdal da, "Hiç kimse dokunulmaz değil. Kuşkusuz, Susurluk konuşulacak, tartışılacaksa bu adlar gündeme getirilmeli. Öncelikle hükümet, sonra da yargı tarafından" dedi.
"Hukuk dışı örgütlenmelerde yer almış olanlarla ilgili, caydırıcılık bir yana, ödüllendirmeleri anlamına gelen gelişmeler yaşandı. Yapanın yanına kaldıkça, bu tür eyleme girişenler cesaretlendirilmiş, özendirilmiş oluyor. Susurluk örnek gösteriliyor."
Hukuk dışı yapılanmaya bulaşmamış herkese görev düşüyor
Sağlar, Susurluk dosyasının yeniden gündeme gelmesiyle ilgili de, "esas görevin halka düştüğünü" söyledi.
"Pratikte görev yasama organına, yargıya düşüyor. Ama halkın sahip çıkması esas. Yoksa yargıç da korkar, yasama da."
Birdal da, "Bu yapılanmalara uzaktan yakından bulaşmamış herkese görev düşer" dedi.
"Çünkü,yargı da, yasama da, yürütme de, güvenlik güçleri de, herkes sorumlu. Susurluk'un üzerine gidilmedi; açığa çıkarılmadı."
Birdal, Danıştay'a saldırıyla ilgili ortaya çıkan ilişkilerin Susurluk'tan çok da farklı olmadığı kanısında.
"Burada da hukuk dışı örgütlenme, demokratik kurumlara saldırı, terörize etme var. Bence demokratik kurumlarının işlevsizliği, başka kurumları besliyor. Onların öne çıkmasına neden oluyor. Örgüt de, yapılmak istenen de aynı. Sadece aktörler değişiyor." (TK)