8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile açıklama yayınlayan kadın örgütleri, hak savunucuları ve aktivistler, “Dayanışmayı büyütmekten vazgeçemeyeceğiz” diye seslendi.
EŞİK: Dayanışmayı büyüteceğiz
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) 8 Mart 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için açıklama yaptı. Yapılan açıklamada iktidarın yarattığı deprem felaketinin gölgesinde kutlansa da umudun ve dayanışmanın yeşereceği mesajı verildi.
EŞİK, 8 Mart’a ilişkin yaptığı açıklamada şöyle denildi:
“Öldürülen kadınlara, katledilen doğaya, hak mücadelesi verenlere, kendimize, çocuklarımıza ve depremde kaybettiğimiz on binlere söz verdik. İyiliğe dair her şeyi yok etmeye çalışanlara karşı, toplumsal dayanışmayı büyütmekten ve hukuka sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğiz.
“Afetler, mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve ayrımcılıkları daha da derinleştirir. 6 Şubat depremleri de buna neden oldu. Kadınlar ve kız çocukları, sağlık hizmetlerine, yeterli besin ve suya, hijyen koşullarına, eğitim, teknoloji ve bilgiye erişimde yaşadıkları eşitsizliklerden dolayı; ölüm, hastalık ve hak ihlaline uğrama konusunda en riskli gruplardan biri. Deprem bölgesine yönelik tüm faaliyetler bu gerçek gözetilerek planlanmak zorunda.”
Nazlıaka: İstifa edin
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin, Antep’te depremzedelerle basın açıklaması yaptı.
Nazlıaka, afet bölgelerindeki depremzede kadın ve çocuklar için kurulan Kadın Danışma Merkezleri’nin Gaziantep Nurdağı ilçesinde kurulan konteynırının açılışını yaptı. Şunları söyledi:
“Üzerinden bir ay geçen bu deprem hiç kuşkusuz ki herkesi, ama en çok da kadınları, çocukları, engellileri ve yaşlıları etkiledi. İktidarın eşitsizliği besleyen zihniyeti nedeniyle, bakım yükü afet bölgesinde de kadının sırtında. Derin bir acı yaşayan kadınlar, yüreğine taş basıp yemek yapmak, ailedeki çocuğa, yaşlıya, engelliye bakmak, çadıra su taşımak, çamaşır yıkamak gibi işleri de üstlendi. Halen barınma, tuvalet ve banyo sorunu çözülmemiş olan insanlar var. Bu koşulsuzluklar en çok da kadınları zorluyor.
“Evsiz kalan yüz binlerce yurttaşımız sırtlarına bütün bu zorlukları yüklenerek farklı illere göç etti. Çocuklar en temel ihtiyaçları olan eğitimden mahrum kaldı.
“Ülkemizde her üç kadından sadece biri kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor. Tablo bu kadar ürkütücü iken, yaşanan deprem binlerce kadını işsizlik kıskacına hapsetti. Depremde kadınlar, kanından, canından, malından olduğu yetmezmiş gibi, bir de işsiz kaldı. Geleceksiz kaldı.
“Yaşananlar öylesine ağır ki...Bu nedenle çok öfkeliyiz. Ağzını her açtığında “üç çocuk, beş çocuk” diye dayatanlar, bu süreçte hamile kadınlar için ne yaptı? Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun verilerine göre, deprem bölgelerinde 226 bin hamile kadın bulunuyor. Bu kadınların gebe takibi bir yana resmen unutuldular, yok sayıldılar. Hamile kadınlar, stres nedeniyle düşük tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldı. Beslenemeyen lohusa kadınlar sütten kesildi. Küçücük bebekler karda kışta sokakta kaldı. İktidar ne yaptı? Koskocaman bir hiç!
“Depremde AFAD afetin ta kendisi oldu. Çadır dağıtması gereken Kızılay, parayla çadır sattı. Kayıp çocukların peşine düşmesi gereken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, hesap soruyoruz diye bizim peşimize düştü. Ne yaparlarsa yapsınlar, bizi susturamayacaklar! Buradan bir kez daha ilan ediyoruz: deprem sonrası açığa çıkan refakatsiz ve kayıp çocuklarımızın peşini asla bırakmadık, bırakmayacağız.
"Bakan Derya Yanık refakatsiz çocukları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı dışında hiçbir kurum ya da kuruluşa teslim etmediklerini iddia etti. Oysa bugün basına yansıyan haberlere göre, Adıyaman'da 1100 çocuk başka bir kurumda görünüyor. Bu çocuklar oraya ne zaman, ne koşullarda ve kim tarafından teslim edildi? Eğer haberiniz yoksa neden hala o koltukta oturmaya devam ediyorsunuz? Buradan bir kez daha sizi istifaya davet ediyorum.
İHD: Unutmayacağız, hesap soracağız
“Unutmayacağız, hesap soracağız, sokakta olacağız” başlıklı bir açıklama yayınlayan İnsan hakları Derneği, taleplerini sıraladı:
- Tüm deprem bölgesinde güvenli prefabrik evlerin, konteyner evlerin, kış koşullarına uygun çadır alanlarının ihtiyacı karşılayacak sayıda ve insani yaşam koşullarında oluşturulmasını,
- Sağlık sorunlarının artmaması için yaygın ve kadınlar için ayır, erişilebilir, hijyenik, güvenli, temiz tuvalet ve banyolar kurulmasını,
- Temiz suya ve elektriğe erişimin kesintisiz olarak sağlanmasını,
- Her bir kadın+nın her an ulaşabileceği yaygınlıkta; erkek şiddeti, taciz, deprem travması ya da yaşadıkları her türlü soruna karşı psikososyal ve hukuki destek alabileceği, bunun yanı sıra hijyenik ihtiyaçlarını temin edebileceği kadın merkezlerinin oluşturulmasını,
- Depremde iyice artan bakım emeği yükünü kadınların üzerinden alabilecek kreş ve yaşlı bakım evlerinin açılmasını,
- Kız çocuklarının eğitimden kopmalarının önüne geçmek için destekleyici önlemlerin alınmasını,
- Mahpus kadınlara psikososyal destek sağlanmasını, açık görüş ve telefon haklarının artırılmasını,
- 0-6 yaş arasında çocuklarıyla birlikte hapishanelerde olan kadın mahpusların ev hapsi gibi hapishane dışı tedbirlerle tahliye edilmesini,
- Yakınlarını kaybeden mahpus kadınların yas tutma hakkı gözetilerek mazeret izinlerinin sağlanmasını,
- Deprem bölgelerinde koruma kararı olan kadınların güvenliğinin sağlanmasını, yaşamsal önem taşıyan kadın sığınaklarının güvenli bölgelere taşınmasını,
- Kadınlar için yapılan bütün çalışmaların çok dilli olmasını acilen talep ediyoruz.
“Bütün bu yaşatılanları unutmayacağız, sorumlulardan hesap soracağız, birbirimize sahip çıkacağız, yıkılan her şehirde yaşamı dayanışmayla yeniden kurarak umudu yeşertmeye devam edeceğiz.
Depremde yaşamını yitiren İHD üyesi yol arkadaşlarımız; Hatay’da Hatice Can, Adıyaman’da Medine Taştan, Diyarbakır’da Melike Alp ve henüz haber alamadığımız canlarımız için de 8 Mart’ta yan yana sokaklarda olacağız.”
Tanrıkulu, bianet çeteleye yer verdi
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da 8 Mart vesilesi ile bir rapor yayınladı. bianet’in erkek şiddeti çetelelerine de yer veren Tanrıkulu’nun raporundan öne çıkanlar şöyle:
*2002-2022 yılları arasında Türkiye’de -en az- 7.398 kadının yaşam hakkı ihlal edilmiştir.
*bianet tarafından hazırlanan “erkek şiddeti çetelesi”ne göre, 2022 yılında 327 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
(EMK)