Süryanice, Afro-Asyatik eski adıyla Hami-Sami dil ailesinin alt kolu olan Sami koluna mensup Aramice’nin, Edessa (Urfa) lehçesidir. Hristiyanlığı kabul eden ilk toplum olan Süryaniler tarafından konuşulur.
UNESCO’nun Tehlike Altındaki Diller Atlasına göre Türkiye’den 18 dilden biri olan Süryanice ve lehçeleri yok olma tehlikesinde…
17 Kasım 1999’da Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 21 Şubat, Uluslararası Anadili Günü olarak ilan edildi. 2000 yılından beri Uluslararası Anadili Günü, dilsel ve kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği teşvik etmek amacıyla her yıl tüm dünyada kutlanıyor.
UNESCO’nun Tehlike Altındaki Diller Atlasında dünyada konuşulan yaklaşık 7000 dilin en az yüzde 45’i; Türkiye’de ise 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi altında görülüyor. Çalışmada görevlendirilen dilbilimciler tarafından hazırlanan atlasta Abhazca, Adige, Kabar-Çerkes Dilleri ve Zazaca kırılgan diller kategorisinde; Abazaca, Batı Ermenicesi, Gagavuzca, Hemşince, Lazca, Pontus Rumcası, Romanca ve Süryani dilleri ailesinden Suret kesinlikle tehlikede, Ladino ve Süryani dilleri ailesinden Turoyo ciddi tehlikede, Hertevin kritik tehlikede, Kapadokya Rumcası, Ubıhça ve bir başka Süryani dilleri ailesinden olan Mlahso 1950’lerden sonra tamamen yok olmuş kategorisinde yer alıyor.
BM verilerine göre, çok dilli ve çok kültürlü toplumlar, geleneksel bilgi, kültürel miras için köprü görevi gören dillerini koruyarak gelişir fakat dilsel çeşitlilik, çoğu dilin artarak yok olmasıyla tehlike altında. Dünya nüfusun yüzde 40'ı kendi anadillerinde eğitim almaktan yoksun. Her iki haftada bir dil beraberinde tüm kültürel ve entelektüel mirasını da alarak kayboluyor.
Birçok medeniyetin gelişmesinde, kalkınmasında önemli rol oynayan Mezopotamya’nın kadim halkı Süryaniler, dillerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Dillerini zorluk ve engellere rağmen gündelik hayatta konuşan Süryaniler dillerini kaybetmemek için direnirken Süryanicenin yok olması kültürel, dini ve sosyal açıdan büyük kayıp olarak nitelendiriliyor.
Avrupa Süryaniler Birliği (ESU) üyesi, Süryani gazeteci – aktivist David Vergili ile Süryanicenin gelişimi, katkıları, dilin son durumu ve yok olmaması için neler yapılabileceği hakkında konuştuk.
Süryanice, dönemin Lingua Franca’sı yani ortak dili
Süryanicenin, birçok uygarlığa kültürel, sosyal ve tarihi anlamda katkılar sağladığı biliniyor, Süryanicenin geçmişinden ve gelişim sürecinden kısaca bahseder misiniz?
Mezopotamya ve Ortadoğu uygarlığının gelişmesinden kültürel zenginliğin, birikimin dünyaya açılmasına kadar Süryanicenin büyük etkisi bulunur. Bölge dilleriyle beraber Süryanicenin katkısı bugüne kadar geniş çevrelerce kabul edilen bir olgudur.
Özellikle Süryanicenin bir döneme kadar, Arapça dilinin bölgede hakimiyet kurmasından önce Ortadoğu’nun ve egemen güçlerin ekonomik, siyasi ve kültürel anlamda lingua franca’sı yani ortak dili rolüne sahipti. Semitik diller orijinli Süryanice, bugün itibariyle başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu’nun farklı ülkelerinde ve Süryani diasporasının bulunduğu batı ülkelerinde halen aktif bir şekilde kullanılıyor.
Yunancadan, Süryaniceye sonra Arapçaya
Süryanice, sosyal, kültürel ve tarihi anlamda değerli eserlerin yayılmasına, diğer kültürlerin gelişimine katkı sağlamış. Birçok kültürle etkileşime girilmesine ön ayak olmuş. Süryanice ilk yüzyıllardan başlayarak Arapçanın bölgeye yayıldığı 7. Yüzyıla kadar yerini koruyan, Yunan felsefesi ve yazının Ortadoğu’ya ulaştırılmasında bir köprü görevi görmüştür.
Yunanca felsefe klasikleri, Süryani filozoflarca Yunancadan, Süryaniceye sonra Arapçaya tercüme edilir ve ardından felsefe, edebiyat çevrelerinin hizmetine sunulurdu. Bu anlamda, Bağdat akademisi ve akademinin şahsiyetlerinden Süryani Hunayn İbn İshak’ın çalışmaları önemli yer tutmaktadır.
Süryanice, tarih, coğrafya, felsefe ve teoloji bilimlerinde sıklıkla kullanılan bir dil olmanın yanı sıra Süryani yazar ve entelektüellerin yoğun olarak ürün verdikleri dil oldu. Özellikle dinsel, teolojik ve felsefi envanterin oluşmasında Süryani yazarlar Bar Ebroyo ve Mor Afrem’in çalışmaları temel alınır.
1915’le Süryanice ağır darbe alır
Zamanında diller arasında bir köprü ve ortak dil olan Süryanicenin zayıflamasına neler sebep oldu?
Arapça dilinin bölgede hakimiyet kurmasıyla farklı siyasi, askeri yapıların Ortadoğu’da yıllarca devam eden güç mücadeleleri bununla bağlantılı olarak Süryanilerin yaşadığı katliam ve sürgünler, Süryanicenin zayıflamasına ve güç kaybetmesine sebep oldu.
Farklı dönemlerde Süryanice özgün çalışmalar yapıldıysa da eski dönemle kıyaslandığında artık hâkim pozisyonunu kaybederek sadece Süryaniler arasında konuşulan bir dil haline gelmiş.
19. yüzyılın son dönemlerinde, Süryanilerin dış dünyayla bağlantı ve etkileşimin başladığı ve son yüzyıl Süryani Rönesans’ı olarak adlandırılan dönemde Süryanice edebiyatının ve basının hayat bulduğu bir dönem ile karşılaşmaktayız.
Diyarbakır, Urmiye, Siirt ve Harput gibi Süryanilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde kitap, sözlük çalışmalarıyla gazete yayınlarının başladığı ve bunların 1915 yılına kadar aralıksız devam ettiği görülmektedir. Fakat bu dönem 1915 ile son bularak Süryanice ağır bir darbe alır.
Süryanicenin son durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa’ya yoğun olarak başlayan göç dalgası sonrasında kültürel ve sosyal çalışmalar etrafında Süryanice süreli yayınlar, dergiler ve gazeteler yayınlanmaya başladı. Son yıllarda Avrupa’da açılan Süryani televizyon kanalları, Süryanice dilinin toplumun farklı kesimlerine ulaştırmada değerli araç oldu.
Bununla beraber Avrupa Birliği destekli projeler de ayrıca modern iletişim teknolojilerinden yararlanarak yapılan çalışmalar, genç nüfusun dille olan ilişkisini tekrar aktifleştirdi. Süryanice, bütün zorluk ve engellere rağmen anadilini bilen Süryaniler arasında gündelik hayatta halen kullanılıyor.
Süryanicenin yok olması kültürel, dini ve sosyal bir kayıp
UNESCO’nun Tehlike Altındaki Diller Atlasına göre Süryanice ve lehçelerinin yok olma tehlikesi altında, bu kadim dilin yok olmaması için neler yapılabilir?
Dilimizin yok olma tehlikesi altında olması öncelikle ülke, çok kültürlülük ve Süryaniler için kaygı ve üzüntü verici bir gerçeklik, Süryanilerin azınlık olmaları yanında ve Süryanice okullarının eksikliği önemli birer engel olarak önümüze çıkıyor.
Ortadoğu medeniyetinin gelişmesi ve kalkınmasında önemli rol oynamış Süryanicenin yok olması kültürel, dini ve sosyal bir kayıptır. Bu dilin ve lehçelerin korunması için öncelikle yasal çerçeve dahiline alınması ve devlet tarafından gerekli eğitim kurumlarının desteklenmesi ve teşvikiyle mümkün olacak.
Kültür ve dini kurumlarda eğitim veren Süryani medreselerinin güvence altına alınması gerekir. Süryanicenin unutulmaması ve geliştirilmesi tarih açısından önemli yer tutmaktadır.
Son dönemlerde Süryaniler için olumlu atılımlar yapılmış olsa da anadillerini öğrenmeleri konusunda daha teşvik edici atılımlar yapılmalı. Süryanice, sadece kiliselerde, evlerde konuşulan bir dil olmamalı.
Süryaniceyle beraber coğrafyamızda konuşulan, tehlike altındaki diller anayasa ile koruma ve güvence altına alınarak yaşatılmalı, anadilde eğitim hakkı sağlanmalıdır.
Süryani Kilisesinin ruhani inşası hakkında ve kilisenin temelini oluşturan azizlerin anıldığı Kilise Kutsama Pazarı’nda okunan bir Süryanice (Serto Antioch Bible - Font), ilahiyle söyleşiyi sonlandırıyoruz.
ܥܰܠ ܬܰܪ̈ܥܰܝܟܝ̱ ܥܺܕܬܳܐ
ܥܰܠ ܬܰܪ̈ܥܰܝܟܝ̱ ܥܺܕܬܳܐ ܢܳܛܽܘܪ̈ܶܐ ܩܳܝܡܺܝܢ܇ ܒܠܶܠܝܳܐ ܘܒܺܐܝܡܳܡܳܐ ܡܶܢ ܒܺܝܫܳܐ ܢܳܛܪܺܝܢ. ܫܶܡܥܽܘܢ ܫܶܬܶܐܣܬܳܐ ܘܦܰܘܠܽܘܣ ܐܰܪܕܺܝܟܠܳܐ܇ ܘܝܽܘܚܰܢܳܢ ܕܰܥܒܺܝܕ ܫܰܘܫܒܺܝܢܳܐ ܘܪܳܚܡܳܐ. ܗ̄ܘܗ̄ ܕܰܘܺܝܕ ܟܶܢܳܪܳܐ ܕܪܽܘܚܳܐ ܩܰܕܺܝܫܳܐ܀
ܥܰܠ ܫܶܡܥܽܘܢ ܟܺܐܦܳܐ: ܡܳܪܰܢ ܥܺܕܬܶܗ ܒܢܳܐ. ܘܥܰܠ ܫܰܒܥܝܺܢ ܘܰܬܪܶܝܢ ܥܰܡܽܘܕܺܝ̈ܢ ܐܰܬܩܢܳܗ̇. ܡܶܢ ܛܘܪ̈ܰܝ ܩܰܪܕܽܘ ܪܳܡܳܐ
ܘܰܡܥܰܠܝܳܐ. ܐܰܪܕܺܝܟܠܐܳ ܕܰܒܢܳܐ ܒܰܡܪ̈ܰܘܡܶܐ ܡܰܥܡܪܶܗ ܗ̄ܘܗ̄ ܒܪܺܝܟ ܕܰܒܢܳܐ ܠܥܺܕܬܶܗ ܘܐܰܬܩܶܢ ܒܳܗ̇ ܡܰܕܒܚܳܐ܀
Ey Kilise, kapılarında seni kötülüklerden korumak için gece gündüz nöbet tutan muhafızlar var. Simon senin temelindir ve Pavlus senin mimarındır ve Yuhanna vaftiz babası olarak atanır ve sevilir. Haleluya-Haleluya (Şükürler olsun-Şükürler olsun), Davut Kutsal Ruhun liridir.
Simon Petrus -kaya- üzerine Rabbimiz Kilisesini inşa etti. Ve 72 sütun üzerinde onu güçlendirdi. Mimar, yüksek ve yüce Ağrı Dağı'ndan yapılarını yükseklere inşa etti. Haleluya-Haleluya, Kilisesini inşa eden ve içinde sunağı kuran kutsanmıştır.
(Yİ/AS)