İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch / HRW) İçişleri Bakanlığı’nın, hassas durumdaki bu çocukların, hem Türkiye’nin kendi mevzuatı hem de uluslararası hukuk uyarınca hakları olan eğitimi almalarını önleyen, Suriyeli olmayan sığınmacılara ilişkin politikalarını düzeltmeleri gerektiğini belirtti.
HRW’de çocuk hakları alanında Mercator bursiyeri olan Simon Rau “Türkiye yasalarla ülkedeki tüm çocukların eğitim görmesini güvence altına almaktadır ancak birçok sığınmacı çocuk için bu, boş bir vaadden öteye geçmiyor. Türkiye’nin sığınmacı çocuklar dahil tüm çocukların okula gitmesini sağlamak için atabileceği makul adımlar var” dedi.
Rau eğitimin çocuklara ve ailelerine umut verdiğini, beceri ve zenginlik kazandırdığını ve çocukların daha sağlıklı olmasını sağladığını; dolayısıyla çocuklar için faydalı olanın Türkiye‘nin de çıkarına olacağını ifade etti.
“Mesele daha iyi bir gelecekle son derece belirsiz bir gelecek arasında seçim yapmaktan ibaret.”
TIKLAYIN - MÜLTECİ ÇOCUKLAR DEVLET OKULLARINDA SORUNLARLA BAŞBAŞA
Eğitime erişimin imkansızlığı |
*Türkiye’de 2,8 milyon Suriyeli ile çoğu Irak, Afganistan ve İran’dan olmak üzere, farklı ülkelerden gelen yaklaşık 290 bin sığınmacı yaşıyor. *Suriye dışındaki ülkelerden gelen sığınmacılar, devletin yönlendirdiği şehirlerde yaşamak zorundalar. Bu şehirlerde iş olanağı az ve yardım kısıtlı olsa bile başka bir yere taşınmaları yasak. Yönlendirildikleri kentlerde kalan sığınmacıların çocukları yoksulluktan kaynaklanan engeller yüzünden eğitime erişemeyebiliyor; aileler eğitimle ilgili masrafları karşılayamıyor veya çocuklarını okul yerine işe göndermekten başka çareleri olmadığını düşünüyorlar. *İş aramak için uydukentlerden ayrılanlar ise hukuki statülerini kaybediyor ve bu nedenle çocuklarını okula kaydettiremiyorlar. * Resmi istatistiklere göre Türkiye’de Suriye dışındaki ülkelerden 42 bin 221 okul çağında mülteci ve sığınmacı çocuk bulunuyor. Fakat bu çocukların kaçının okula gittiğine dair güvenilir bir veri mevcut değil. * Türkiye hükümeti, maddi destek sağlanması durumunda mevcut okul döneminin bittiği Haziran’a kadar tüm Suriyeli mülteci çocukları okula kaydedeceğini taahhüt etse de, Suriyeli olmayan sığınmacı çocuklar için benzeri bir vaatte bulunmadı. 2016 yılında okula kaydolan Suriyeli çocuk sayısı önceki eğitim dönemine oranla yüzde 50 arttı. * Türkiye’de Avrupalı, Suriyeli ve Suriyeli olmayan sığınmacılar için farklı iltica kanunu ve uygulamaları bulunuyor. Suriyeli olmayan sığınmacılar hukuki statü kazanmak ve bu statüyü korumak için yönlendirildikleri şehirde iki haftada bir imza vermek zorundalar. Çalışacak iş bulamamak veya insani yardım olanaklarına erişememek gibi gerekçelerle şehir değiştiremezler. Geçici de olsa seyahat edebilmek için de izin almaları gerekiyor. Kaynak: HRW |
Sığınmacılarla görüşmeler
HRW Mart 2017’de, yaşları 5-17 arasında değişen 68 Afganistanlı ve İranlı çocuğun aileleriyle görüştü. Görüşmeler sığınmacıların ikamet için yönlendirildikleri uydukentlerden Denizli, Trabzon ve Gümüşhane ile uydukent olmayan İstanbul’da yapıldı.
Afganistan’dan ve diğer ülkelerden gelen binlerce kişi, uydukent olmadığını bilmelerine rağmen iş bulabilmek için İstanbul’a taşındıklarından hukuki bir statüye sahip değiller ve gözaltına alınma riskiyle karşı karşıyalar.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü altısı İstanbul’da olmak üzere yedi çocuk Türkiye’de herhangi bir hukuki statüleri bulunmadığı için okula gidemediklerini söyledi.
Misafir ama ancak uydukentte |
Milli Eğitim Bakanlığı okullara, sığınmacı statüsü başvuruları henüz tamamlanmamış çocukların sınıflara misafir öğrenci olarak kabul edilmeleri yönünde bir talimat gönderdi. Ancak bu uygulama İstanbul gibi, Suriyeli olmayanların ikamet etmelerine izin verilmeyen şehirlerde yaşayan ve mülteci statüsü bulunmayan çocuklar için geçerli değil. |
Aralarından ikisi, tanıdıkları 17 yaşındaki belgesiz bir Afgan gencin ocak ayında İstanbul’da yakalanıp sınırdışı edildiğini anlattı.
18 yaşındaki Şaruk (tam ismi, diğer görüşülenlerle de olduğu gibi, güvenlik amacıyla kullanılmıyor) Afganistan’dan gelmiş ve beş aydır İstanbul Zeytinburnu’nda yaşıyor. Şaruk, ailesinin sığınmacı kaydı olmadığını, bu yüzden yaşları 6 ila 14 arasında değişen beş kardeşinin de geçerli belgeleri olmadığı için okula kayıt yaptıramadıklarını anlattı ve “Hiç okula gidebilecekler mi, bilmiyorum” dedi.
Uydukentlerde bile sığınmacı çocuklardan bazıları okula kayıt yaptırabileceklerinin farkında değildi veya okul personeli kendilerine bu seçenekten söz etmemişti. Ayrıca, henüz resmi kimlik belgesini almamış olan misafir öğrenciler eğitim yılı sonunda karne de alamayacaklar.
Görüşülen on çocuk okula gidiyorlardı ama ya hukuki statü almayı beklerken eğitim yılının ilk dört ayını kaçırmışlardı ya da nihayet resmi kimlik kartlarını aldıklarında okul müdürleri kendilerine bu kadar geç kayıt yaptıramayacaklarını ve bir sonraki yılı beklemeleri gerektiğini söylemişti.
Bazı aileler de okul müdürlerinin veya bulundukları yerlerdeki milli eğitim müdürlüğü yetkililerin aldıkları keyfi kararlar yüzünden çocuklarının okula gidemediğini anlattı. Üç Afgan öğrenci, okul müdürünün TEOG sınavına girmelerine izin vermeyip meslek okuluna kaydolmaları yönündeki ısrarları yüzünden okumaktan vazgeçti.
Yoksulluk çocuk işçi yaratıyor |
Yoksulluk da çocukların okula gitmeyip çocuk işçi olmaya itilmelerinde önemli bir unsur. HRW’nin 10’u İstanbul’da olmak üzere görüştüğü 19 çocuk ya çalışıyor veya iş arıyordu. Türkiye’de sığınmacılar iltica başvurusu yaptıktan altı ay sonra çalışma iznine başvurabiliyorlar. Bunun için sığınmacının gönderildiği ilde kendisine kefil olacak bir işveren göstermesi gerekiyor. Ancak, resmi şartlar öylesine zorlayıcı ki, uygulamada sığınmacıların kayıtlı işgücü piyasasında iş bulma olanakları çok düşük. Örneğin, işveren her yabancı işçiye karşılık en az beş Türk vatandaşı çalıştırmak zorunda. Türkiye’de mülteci ve sığınmacılara destek veren sivil toplum kuruluşları çalışanları, potansiyel işverenlerin, asgari ücret ve sosyal sigorta primleri ödeme şartları yüzünden, kayıt dışı işçileri kaydettirmeye istekli olmadıklarını anlattı. |
Çalışma izni çok zor
HRW’nin görüştüğü sığınmacılardan, Türkiye’de altı aydan uzun süredir bulunanlar arasında çalışma izni alabilmiş kimse yoktu. Bunun sebebi kendilerine kefil olacak bir işveren bulamamalarıydı.
İstanbul’da mültecilere destek alanında çalışan bir sosyal hizmet uzmanı, bu işi yaptığı iki buçuk sene boyunca Suriyeli olmayan sığınmacılar arasında çalışma izni olan kimseyi görmediğini söyledi.
Trabzon’da ikamet eden Afganlara yardım eden bir hayır derneğinin başkanı ise, şehirde yaşayan 4200 Afgan’ın yalnızca 25 kadarının çalışma izni olduğunu ve polisin Afganları izinsiz çalıştıkları gerekçesiyle sürekli gözaltına alarak sınırdışı etmekle tehdit ettiğini anlattı.
TIKLAYIN - TÜRKİYE'DE SURİYELİ MÜLTECİ ÇOCUKLARIN YÜZDE 40'I OKULA GİDEMİYOR
Mültecilik, yoksulluk, açlık
Anne babaların kayıtlı olarak çalışmasının önündeki engeller, mali bakımdan da çocuklarını okula göndermelerini de zorlaştırıyor. Devlet okulları ücretsiz olsa da, üç vakada görüşülen veliler, ulaşım, kırtasiye, okul forması ve malzemeleri gibi eğitim giderlerini karşılayamadıklarını anlattı.
Denizli’de yaşayan 18 yaşındaki Afganistanlı Masume, Türkiye’ye üç yıl önce gelmiş. Bir Türkiye vatandaşının aylık okul servis bedeli olan 150 TL’yi ödemesi sayesinde bir yıl ortaöğretime devam edebilen Masume, “öğlenleri kendime yiyecek bir şey alacak param yoktu” dedi.
İki yıl önce bu hayırsever ödeme yapmayı kesince okuldan ayrılmak zorunda kalmış. Masume’nin babası Server, çöpten geri dönüşüm malzemesi toplayarak günde 10-15 lira kazanıyor. Türkiye’de günlük asgari ücret 59 lira. Server “Birkaç gün önce, üst üste üç gece aç yattık. Ekmek almaya bile paramız yok” dedi.
Dil desteği yok
Mülteci aileler ve çocuklar Türkçe dil öğretim desteğinin olmamasından da yakındı. Türkiye’de her yaş için lisan eğitimi veren halk eğitim merkezleri bulunuyor ama sığınmacılar buralara kayıt yaptırabilmek için hukuki statüye sahip olduklarını kanıtlamak zorundalar.
Bazı sığınmacılar bu derslerin yetersiz olduğunu ve bu yüzden bıraktıklarını da söyledi. Görüşülen çocukların hiçbirine gittikleri devlet okullarında ilave Türkçe dersi verilmemişti. (YY)
Öneriler |
HRW’den yapılan açıklamada Türkiye’nin atması gereken adımlara dair öneriler de yer aldı. “Türkiye sığınmacıları iş imkânı veya insani yardım olanaklarının bulunmadığı şehirlere yönlendirmemeli, faydalanabilecekleri desteklerle ilgili bilgi vermeli ve sığınmacıların maddi ihtiyaç nedeniyle yaşadıkları uydukentten bir başkasına taşınmalarına izin vermelidir. “Türkiye, ülkesinde bulunan sığınmacıların ikametlerini düzenlemekte haklı bir menfaate sahip olsa da; Milli Eğitim Bakanlığı, çocukların hukuki statülerinden bağımsız olarak okula kaydolmalarına izin vermeli ve çocukları haksız yere eğitimden dışlanmış aileler için -bu konuda keyfi kararlar veren yetkililere yaptırım uygulanmasını da içeren- çözüm yolları sunmalı ve geliştireceği politikaların uygulanmasını sağlamalıdır. “Uluslararası bağışçılar, yardımların ihtiyaca bağlı olarak çocukların okula gitmesini sağlamak üzere kullanıldığından emin olmalıdır. “Çocukların orta öğretim seviye sınavlarına girmesinin önündeki, pasaport sahibi olma şartı gibi, keyfi engeller kaldırılmalıdır.” |
TIKLAYIN - SURİYELİ MÜLTECİ ÇOCUKLARIN EĞİTİME ERİŞİMİ İÇİN ÖNERİLER
HRW'nin açıklamaısnın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.