İstanbul'da dün (27 Mart) toplanan Suriyeli muhalif gruplar Suriye Ulusal Konseyi'nin (SUK) çatısı altında toplanmaya karar verdi. Ancak bu durum tüm muhalif gruplar için geçerli değil.
Her ne kadar Suriye Ulusal Konseyi'nden George Sabra'nın ifadesiyle "Suriye ulusal misakı üzerinde anlaşmaya varıldı" ise de toplantı sonucunda muhalif grupların bölünmüşlüğü de ortaya çıktı.
Tereddütlü gruplar var
Toplantıyı izleyen BBC, muhabiri Jonathan Head'in izlenimlerine yer verdiği haberinde, görüşmeler esnasında bazı muhalif grupların sık sık toplantıyı terk ettiklerini ve basına Suriye Ulusal Konseyi aleyhine demeçler verdiklerini yazdı.
Sabra'nın tereddütleri olan grupları ikna etmek için sarfettiği sözlere de yer verdi. "Herhangi bir ırk ayrımı veya vatandaşlar arasında tefrikaya gidilmeyecektir. Gerek dini açıdan olsun gerekse ırk açısından olsun Türkmen, Süryani, Arap, Kürt ve bütün bu mozaik, Suriye halkını oluşturan temel unsurlardır. Hepsi aynı eşit haklara ve görevlere haizdir.''
Sabra'nın çabası boşuna değil. Başta Kürtler olmak üzere tatmin olmayan muhalif gruplar bulunuyor. Nitekim Kürtlerin kaydadeğer bir kısmı Kürt haklarına yeterince yer verilmediğini düşündüğü için SUK çatısı altında olmayı reddediyor.
Bununla birlikte SUK'a şans tanıyanlar da var. BBC'nin haberinde "Kürt lider Heytam el Malir ile diğer bazı liderlerin geri döndüğü" bildiriliyordu. "Bu liderler SUK'un daha demokratik bir yapıya büründürülmesi ve üç hafta içinde genişletilmesi şartını koştular."
Kürtlerin ayrılmasıyla ilgili olarak üzgün olduklarını belirten Sabra Kürtlerle diyaloğun ve görüşmelerin devam etmesi gerektiğini de söyledi. "Kardeşlerimizi tekrar doğal, tabii yerlerine dönmeleri ve oradaki yerlerini almaları için davet ediyoruz. Kürt kardeşlerimiz tüm Suriye kentlerinde Suriyeli Araplarla aynıdır."
Parçalanan muhalifler
Aslında SUK içindeki çatlak ortaya yeni çıkmış değil. Daha bu toplantı yapılmadan önce,
Suriye Ulusal Konseyi'nin önde gelen üç üyesi, Kemal Libvani, Heysem Malih ve Katrin Teli 14 Mart'ta istifa etti.
Bunun üzerine 16 Mart'ta, Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe Le Monde gazetesine yaptığı açıklamada "muhaliflerin birbirlerine karşı çıkmaya son vermeleri gerektiğini" söyledi. Juppe'ye göre, "bazı muhaliflerin tutumu ciddi biçimde muhalefeti zayıflatıyordu."
Bu ayrılık ilk değil, bu istifalardan önce de 20 kişilik bir grup, Müslüman Kardeşler'in ağırlığını protesto ederek ayrılmış ve Suriye Vatanseverler Grubu'nu kurmuştu
Tüm bunların yanında şu anda beraber hareket eder görünen bir başka grup daha var. Radikal gazetesinden Fehim Taştekin 19 Mart'taki yazısında "adı konmamış yeni koalisyonun" bileşenlerini şöyle sıralıyordu: "Ammar el-Kurabi'nin başını çektiği Değişim İçin Ulusal Hareket, İslamcı İmaduddin el-Raşid'e bağlı Vatan hareketi, aşiret lideri Nevaf el-Beşir'in Kurtuluş ve Kalkınma Bloku, Türkmen Ulusal Bloku ve Kürt Yeni Hayat Hareketi."
Muhalefet ve Özgür Suriye Ordusu
Suriye Ulusal Konseyi geçen eylül ayında İstanbul'da kuruldu. Şu anda başkanlığını Paris'te yaşayan Burhan Galyun yapıyor. SUK Türkiye, ABD ve Avrupa'dan birçok ülke tarafından tanınmış durumda.
SUK'un varlığı ve işlevi 1 Nisan'da yine İstanbul'da yapılacak 'Suriye'nin Dostları' adlı uluslararası toplantı için de çok önemli. Türkiye bu toplantıya önem veriyor, çünkü muhalefetin Beşar Esad yönetimine ciddi bir alternatif oluşturabileceğini göstermesini istiyor.
Nitekim Reuters ajansı dün sona eren toplantıyla ilgili olarak Türkiye'nin SUK liderlerine reform ve bazı görevlileri değiştirme çağrılarını kabul etmeleri için baskı yaptığını bildirdi.
SUK toplantısında ele alınan konuların en önemlisi belki de Özgür Suriye Ordusu'yla ilişkiler. SUK bu ordunun kendi denetiminde olmasını ve silahlandırılmasını istiyor.
İsmet Berkan 27 Mart'ta Hürriyet gazetesinde toplantı öncesinde "bir grup Türk gazeteciye bilgilendirme yapıldığını" yazdıktan sonra verilen bilgileri aktarırken bu konuya da değiniyordu: "Hedeflerden biri Özgür Suriye Ordusu'nun dağınık ve kendi başına buyruk hareket eden bir nevi çete olmaktan çıkması, SUK'a bağlı hareket etmesi. Özgür Suriye Ordusu bunu kabul etmiş görünüyor."
SUK'un bir sonraki toplantısı gelecek ay Paris'te yapılacak.
Ölümcül olmayan yardım
Muhalefet cephesinde bunlar yaşanırken iki gün önce Güney Kore'nin Seul kentinde görüşen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama muhalefete "ölümcül olmayan" yardım sağlanması konusunda uzlaştıklarını açıkladı. Rusya ise bunun kabul edilemez olduğunu açıkladı.
BBC "ölümcül olmayan yardım" ifadesini "silah olmasa da çatışma ortamında da kullanılabilecek çeşitli lojistik gereçleri de içerebilecek bir tanım" olarak niteledi.
Bu arada Beşar Esad yönetimi de Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın çözüm planını kabul ettiğini açıkladı. (YY)
Bu haberde BBC Türkçe, Reuters, Hürriyet, Radikal ve Dünya gazetelerinden yararlanıldı.