Özgürlük ve Dayanışma Partisi ile Avrupa Sol Partisi’nin düzenlediği “Suriye: Emperyalist Müdahale ve Barış, Sol Bir Alternatif Yaratmak Mümkün mü?” konferansı için İstanbul'a gelen Suriyeli Kadınların Barış Grubu’ndan (SWMP-Syrian Women Making Peace) Nesreen Hasan bianet’in sorularını yanıtladı.
Hasan, Suriye’de hem rejim yanlısı hem de muhalif çeşitli etnik ve dini gruplardan kadınlarla oluşturdukları platform ile Suriye’nin geleceğinin inşasında aktif rol almak istediklerini anlattı.
"Müzakere masasında kadınlar da olmalı"
Suriyeli Kadınların Barış Grubu nedir, nasıl oluştu?
Savaşta en çok etkilenen kesim kadınlar ama unutulanlar da onlar. Suriye ile ilgili gerek muhaliflerin gerekse rejim taraftarlarının yaptığı hiçbir toplantıda kadın ve çocuk hakları, onların durumları konuşulmuyor. Bu yüzden kadınların haklarını yine sadece kadınlar koruyabilir.
Geçtiğimiz Eylül ayında insan hakları savunuculuğundan gelen beş kadın olarak bu hareketi başlattık. Çünkü öyle ya da böyle çatışma sürecinin müzakere masasında biteceğini, kadın ve çocuk haklarını koruyabilmek için bu masada yer almamız gerektiğine inanıyorduk.
Kahire’de farklı etnik ve dini gruptan gelen 45 kadınla bir toplantı yaptık. Toplantıda platform olarak şiddetin her türlüsü reddederek, kadınların Suriye’nin geleceğine dair tüm projelerde bilfiil yer alması gerektiği fikrinde anlaştık.
SWMP olarak Suriye’ye yönelik her türlü dış müdahaleye karşı çıkıyoruz. Çeşitli ülkelerin savaş halinde bulunan taraflara silah satmaya son vermesini istiyoruz. Suriyeliler olarak Suriye’nin geleceğinde tek hak sahibi ve tek sorumlu olduğumuzu söylüyoruz. Çözümü Suriyeliler olarak biz yapacağız ve bunu barışçıl ve demokratik bir değişimle gerçekleştireceğiz.
Peki bu süreçte gündeminiz nedir, nasıl bir ajanda izliyorsunuz?
Şu an kadın ve çocuk hakları üzerine odaklandık. Amacımız Suriye’nin geleceğinin oluşumunda gerek anayasa ile kadın haklarını korumak, kadınların kamusal yaşama katılmalarını sağlamak.
Önümüzdeki değişim süreci bizler açısından oldukça zorlu olacak. Eğer bu değişimi bekler ve bugün bir şeyler yapmazsak ileride o müzakere masasında oturanlardan haklarımızı istemek zorunda kalacağız. Ama biz bunu kabul etmiyoruz. Hemen şimdi, bugün çalışmaya başlamalıyız.
Bizim esas derdimiz savaşta en çok etkilenen kadın ve çocukları korumak, CEDAW için mücadele etmek. Bu yüzden Suriye’nin farklı kesimlerinden kadınlar olarak birlikteyiz. Aramızda Esad yanlıları da var muhalifler de, çünkü biz Suriyeli kadınları temsil ediyoruz. Bu yüzden aslında tüm Suriye için mücadele ediyoruz.
Rejim yanlısı ya da karşıtı da olsa her türlü şiddete karşı çıkıyoruz. Rejimin de Özgür Suriye Ordusu’nun derhal silah bırakıp müzakere masasına oturmaları için çalışıyoruz.
Ne yazık ki bu atmosferde tarafsız bir barış yanlısı örgüt olarak çalışma yürütmek gerçekten zor. İhtiyacımız olan desteği bulmakta zorlanıyoruz. Ama hala bizi destekleyen, Suriye’de barışın geleceğine inanan insanlar var.
Konuşmanızda içsavaş sebebiyle zorunlu göç, yoksulluk ve şiddete maruz kalan kadınların ülke dışındaki kamplarda da yoksulluk, taciz ve tecavüzle karşılaştıklarını aktardınız. Bu kadınlar için çalışma yürütüyor musunuz?
Bizim için özellikle bu kadından yaşam koşulları en önemli konu. Çünkü bu kadınlar bir şekilde kullanılıyorlar. Bu yüzden bilhassa kamplardaki bu kadınlara hem ihtiyaçları yönünde hem de ekonomik anlamda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Suriye içindeki birçok gençlik örgütü bize bu konuda destek veriyor. Bu kadınlar için kıyafet, giyecek ve maddi yardım topluyoruz. (EA/HK)