Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar İnisiyatifi, Fatih Camii’nde biraraya geldi ve “Suriyeli kadın ticaretine hayır” dedi.
Suriyeli kadınların içinde bulundukları zor durum fırsat bilinerek mal gibi alınıp satılmalarına ve bu istismarın İslami kılıflara büründürülmesine tepki gösterdi. Bu evliliklerde hem ilk eşler olan Türkiyeli kadınların hem de ikinci eş olan Suriyeli kadınların istismara uğradığına dikkat çekerken, bu ticaretin neden İslami kılıflara büründürülemeyeceğini hem insani hem İslami gerekçelerle anlattı.
Basın açıklamasının ardından bianet’e konuşan Zişan Tokaç, devletin sığınmacıları bu durumda bırakan koşulları ortadan kaldırması ve yasadışı kadın ticaretini cezalandırması gerektiğini söylerken, Suriye Kadın Ağı’ndan Sabiha Khalil, hak ihlallerinin insan hakları ve kadın örgütlerinin kamplara giriş çıkışının kolaylaştırılmasıyla aşılabileceğini söyledi.
"Ensar, muhaciri istismarla değil iyilikle mükelleftir"
İnisiyatif’ten Züleyha Ünal’ın okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Her savaşta olduğu gibi bu savaşın da en büyük mağdurları kadınlar. Savaş ortamının yarattığı açlıktan, şiddetten, tecavüzden, cinsel istismardan kaçan kadınlar sığındıkları yerlerde de benzeri kötülüklere maruz kalıyorlar. Türkiye'de sığınmacıların ciddi bir kesimi açlık korkusu, geçim sıkıntısı, güvenlik ve gelecek kaygılarıyla karşı karşıya. Bu durum Suriyeli sığınmacı kadınları fuhşa ve mecburi evlilikler yapmaya sürüklüyor
“Özellikle sınır illerinde Suriyeli kadınlar ile evlilik talebi çok yaygın. Bu evlilikler bazen ilk eşin rızası sorulmadan bazen ise hiç haber verilmeden ve gizli bir şekilde, Suriyeli kadınlara ise kendi maddi ve medeni durumları hakkında yanlış bilgiler vererek gerçekleşiyor. Bu durum, Türkiyeli kadınların Suriyeli kadınları bir tehdit olarak algılamasına ve sığınmacılara yönelik ayrımcılığın pekiştirilmesine sebep oluyor.
“Tüm bunlarla birlikte, imam nikahı addedilen bu evliliklerde; ilk eşin rızasının ya da bilgisinin olmaması, evliliklerin toplumdan gizli yapılması, evlenilen kadına yalan bilgi verilmesi durumları nedeniyle nikah dini açıdan geçersiz bir konuma düşmüş oluyor.
“Biz, Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar İnisiyatifi olarak; insanlık onurunun ayaklar altına alındığı bu görüntülerden utanç duyuyoruz! Kadınların bir mal gibi alınıp satılmasını ve aracıların bu satışlardan komisyon almasını midemiz kaldırmıyor. Bu istismarın İslami kılıflara büründürülmesini ise kesinlikle kabul etmiyoruz!
“Ensar olan Türkiye halkı muhacir olan Suriye halkının çaresizliğini istismar etmekle değil onlara iyilik ve güzellikle muamele etmekle mükelleftir. Sığınmacıların koşullarının iyileştirilmesi için herkes elinden geleni yapmalıdır. Sığınmacılara yönelik ayrımcılık üreten her türden argüman tam aksine hizmet etmektedir ve vicdansızcadır.”
"Devletin müdahalesi gerek"
Zişan Tokaç, Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar İnsiyatifi: Medyada yer alan haberlerde, Suriyeli kadınlarla evlenen ya da onları evlendirenler ‘biz kadınlara iyilik yapıyoruz ve İslami yollarla ikinci eş ediniyoruz’ diyorlar. Bunun bir iyilik ve kurtarma olmadığı açık. Nasıl oluyorsa kadın gençse, güzelse, hasta değilse, çocuğu yoksa iyiliğe layık… Gerçekten sanki pazarda patates seçiyormuş gibi kadın seçiyorlar ve ondan ne kadar faydalanabileceklerini düşünüyorlar. Bir de bu satıştan ne kadar para kazanacağını düşünen komisyoncular var. Böyle rezil bir ticaret dönüyor ve ortada İslami olan hiçbir şey yok aslında. Sadece böyle bir kılıf var. Erkeklerin de işine geliyor. Birbirlerine ‘Sen de alsana Suriyeli bir eş’ diyorlar.
‘İnsanlar dini kılıf olarak kullanmasın’ demekle bitecek bir olay değil. Burada yasadışı bir kadın ticareti var. Devletin müdahale etmesi gerekiyor. Bunu oluşturan koşullar var: sığınmacılar kendilerini güvende hissetmiyor, kamplarda sanki hapiste gibiler, geçim sıkıntıları var. Önce bu koşulların ortadan kalkması lazım.
"Hak örgütleri kamplara girebilmeli"
Sabiha Khalil, Suriyeli Kadın Ağı: Suriye sınırında Suriyeli mültecilerin bulunduğu tüm ülkelerde maalesef böyle şeyler oluyor. Bizim talebimiz ve ısrarımız insan hakları örgütlerinin mülteci kamplarına girişinin kolaylaştırılması.Her kampın sorunları farklı. Türkiye'de kamplara girmek Ürdün ve Lübnan'a göre görece daha kolay ama izin alabilmek için Emniyet'ten tanıdıklarının olması gerekiyor.
Sonuçta oratada bir savaş var ve biliyoruz ki savaşlar uzadıkça ihlaller ağırlaşır. Aynı şekilde ihlaller hak örgütlerince denetlenmediği sürece de çoğalıyorlar. Tükiye’de yüzlerce ya da binlerce değil, milyonlarca mülteci var. Bu durum hak örgütlerinin işini zorlaştırıyor tabii ki. Türkiye’de kadın örgütlerinin bu konuda çalışmalar yaptığını görmek bana gerçekten umut veriyor. Suriyeli Kadın Ağı’yla iletişime geçmek isterlerse de her zaman iletişime ve yardıma açığız. (ÇT)
* Haber fotoğrafları: Fatma Zehra Kucur