2020 ateşkesinden bu yana Suriye’deki çatışmalar en yüksek düzeye tırmanırken rejim muhalifleri başlattıkları “Saldırıyı Önleme Harekatı”yla Halep’in batısı ve İdlip’in doğusundaki önemli bölgeleri ele geçirdiler ve Suriye ordusu ve müttefiklerine ağır kayıplar verdirdiler. Kuzeybatı Suriye'deki güç dengesinde kritik bir değişimi tetikleyen saldırı İran destekli milisler, Türkiye ve Rusya’nın bölgedeki nüfuzunu sarsıntıya uğratıyor.
Muhalifler hızla yeni toprak kazanıyor ve stratejik ilerleme sağlıyor
Muhaliflerin kontrolündeki Suriye TV'ye göre, muhalif güçler binlerce savaşçının seferber edildiği birleşik bir operasyon odası üzerinden eşgüdüme geçerek 48 saatten kısa bir sürede 245 kilometrekarelik bir alanda 32'den fazla köyü ve stratejik noktayı geri aldı.
İsyancıların önemli kazanımları arasında El-Hota, Urum El-Kübra, Ayncara , Han El-Asal ve Halep'in batısında rejimin önemli müstahkem mevkilerinden 46. Alay yer alıyor.
Bu ilerlemelerle rejim karşıtları, Halep’in 5 km kadar yakınına gelerek Mart 2020 ateşkesinden bu yana geçerli olan cephe hatlarında ilk önemli gediği açtı. Şam merkezli kaynaklar, 46. Alay çevresindeki çatışmalar sırasında aralarında 15’i aşkın rütbeli asker ve savaşçının da olduğu ağır kayıplara uğrandığını bildirdi.
İran nüfuzuna ağır darbe
Şam Postası, Halep'teki İranlı askeri danışmanların komutanı Tuğgeneral Keyomars Purhaşemi’nin ölümünü saldırının en önemli sonuçlarından biri olarak vurguladı. İran devlet medyası, 28 Kasım'da tuğgeneralin muhalif güçlerin İran milis komuta merkezlerini ve altyapısını hedef aldıkları sırada öldürüldüğünü doğruladı. Bu, artan bölgesel baskılar ortasında bölgedeki etkisi giderek gerileyen İran açısından önemli bir kayıp.
Haberi veren The Syrian Observer, sürmekte olan “Saldırıyı Önleme Operasyonu”nun Hizbullah'ın güçlerini kuzey Suriye'ye yönlendirmesini önlemek amacıyla muhtemelen stratejik olarak İsrail ve Hizbullah arasında imzalanan Lübnan'daki son ateşkesle eşzamanlı olacak şekilde tasarlanmış olduğunu kaydediyor.
Yorumcular, İran ve Hizbullah'ın, İsrail’in uzun zamandır dayattığı talepler doğrultusunda rejimi destekleyen güçlerini İsrail sınır bölgelerinden uzaklaştıracak şekilde Halep, İdlib ve Deyrezor vilayetlerinde yoğunlaştırma gayretinde olabileceğini değerlendiriyor.
Türkiye’nin pozisyonu ve bölgesel hesapları
Suriye TV'ye göre, Türkiyeli yetkililer operasyonu, İdlip ili ve Halep kırsalının büyük kısmı da dahil daha önceleri muhalif gruplarca kontrol edilen geniş topraklara dönülmesi olarak görüyor. Üst düzey bir Türk yetkili, Middle East Eye'a operasyonun Türkiye, Rusya ve İran tarafından kabul edilen 2019 İdlib gerginliği azaltma bölgesi sınırlarıyla çakıştığını söyledi.
The Syrian Observer, Türkiye’nin, rejim karşıtlarının bu saldırısını Rusya'nın sınırlı toprak kayıplarına yönelik tahammülünü test etmek ve Ankara-Şam müzakerelerini engelleyen İran'ı baskılamak için kullanıyor olabileceğini yorumluyor. Bu arada, Rusya’nın geçmişteki tırmanışlara kıyasla şimdiye kadar daha ılımlı görünen tepkileri, Perşembe günü sertleşti. Yeniden başlayan İdlib'e yönelik hava saldırılarının sivil kayıplara neden olduğu bildirildi.
Şam’ın tepkisi
Suriye resmi haber ajansı SANA, bu yorumları çelen anlatısında Suriye Silahlı Kuvvetlerinin, Halep ve İdlib'deki El Nusra Cephesi ve diğer gruplarca başlatılan "büyük ölçekli terörist saldırı"yı etkin bir biçimde püskürttüğünü bildirdi. Kara Kuvvetleri ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, orta ve ağır silahlar kullanılarak başlatılan saldırının köyleri, kasabaları ve askeri mevzileri hedef aldığı belirtildi.
Açıklamada "Silahlı kuvvetlerimiz, dost güçlerle işbirliği halinde saldırıya başarıyla karşılık verdi ve teröristlerin ağır personel ve teçhizat kayıpları vermesini sağladı” denildi. Rejim esasen sivil yaşam alanlarını ve bölgeleri korumaya ve önemli askeri mevzileri ayakta tutmaya odaklanmış durumda.
Şam'daki seyahat şirketleri Halep seferlerini askıya aldı
Hükümet yanlısı Athar Press'in görüştüğü yolcular Şam'daki birkaç yabancı seyahat şirketinin perşembe günü Halep seferlerini askıya aldığını söyledi.
Yolcular, Halep'e seferleri için rezervasyon yapmak üzere Şam'daki seyahat şirketleriyle iletişime geçtiklerini ancak kente seferlerin geçici olarak durdurulduğunun söylendiğini bildirdiler. Şirketler seferlerin ne zaman başlayabileceğine ilişkin bilgi vermedi.
İnsani ve jeopolitik sonuçlar
Muhaliflerin hızla toprak kazanmaları 100 bini aşkın yerinden edilmiş sivilin evlerine dönme olasılığını gündeme getirerek bölgedeki insani acıların bir kısmını hafifletilebileceği umudu doğurduysa da artan şiddet, istikrarsızlığın daha geniş bir alana yayılabileceğine ilişkin kaygıları besliyor.
“Saldırıyı Önleme Harekatı”, İran ve Şam yönetiminin nüfuzunu zorlarken Türkiye ve Rusya’nın angajman [silahlı harekata girişme] sınırlarını test ederek kuzeybatı Suriye'deki çatışma dinamiklerini yeniden şekillendiriyor.
Çözüm, mutlak iyilik ve kötülüğün ötesinde
Lübnan’dan yayın yapan El-Modon Web Sitesi, Suriye çatışmasını anlamlandırmaya yönelik farklı anlatılar olduğunun altını çiziyor: Muhalif gruplar mücadeleyi Sünni mücahitler ve Alevi kâfirler arasındaki bir savaş olarak çerçevelerken, diğerleri rejimle ve onun "mezhepsel nefret milisleriyle" savaşmaya odaklanıyor; bu anlatılar genellikle İran destekli güçlere göndermede bulunuyor. Bunlar, çatışmanın karmaşık gerçekliğini basitleştirirken rejimin tüm muhalefeti aşırılıkçı cihatçılar olarak yaftalamaya yönelik olarak ele aldığı iç savaşı ve onun mezhepsel boyutlarını görmezden geliyor. Syrian Observer’a göre, başlangıçta siyasal reform çağrılarına dayanan ayaklanma, rejimin acımasız politikaları nedeniyle tırmanarak militarizasyona, İslamlaşmaya ve II. Dünya Savaşı'ndan bu yana görülen en kötü insani felakete yol açtı.
Muhalefet zaman içinde, tutarsız stratejiler ve romantik devrim tasvirleriyle uğraştı. "Temiz" bir devrimci imaj sunma çabaları, istenmese de aşırılıkçı unsurların egemen olmasına imkan verdi. Bu arada, uluslararası anlatılarda çatışma bir mezhepsel "güç kavgası" olarak tasvir edilirken devrimin Alevi yönetimi Sünni egemenliğiyle ikameyi amaçlayıp amaçlamadığı sorgulanır oldu.
Günümüzde, her iki taraf da çatışmayı mutlak iyi ve kötü olarak ikili ifadelerle sunmaya devam ediyor, çatışmanın karmaşıklığını örtüyor ve bölünmeleri körüklüyor. Krizi çözmekse, askeri ve ideolojik savaşların ötesine geçip temel nedenleri, kapsayıcı bir siyasal vizyonun ve Suriyelilerin ihtiyaçlarını mezhepsel ve jeopolitik gündemlerden öncelikli kılabilecek meşru aktörlerin yokluğunu ele almayı gerektiriyor. Bunlar gerçekleştirilmedikçe insani ve siyasi felaketin süre gitmesi baskın olasılıktır.
(AEK)