Suriye'nin başkenti Şam'da, Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şaraa liderliğinde kurulan yeni geçiş hükümeti, 29 Mart 2025'te düzenlenen bir törenle resmen ilan edildi ve üyeleri yemin etti.
Yeni kabine, 24 yıl hüküm süren Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Aralık 2024'te devrilmesinden yaklaşık dört ay sonra oluşturuldu ve ülkenin yeniden inşası ile istikrarın sağlanmasını hedefleyen beş yıllık bir geçiş dönemini başlattı.
Kabinede dikkat çeken adlar arasında İçişleri Bakanı olarak atanan Enes Hattab, Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Dışişleri Bakanı Esad Şeybani bulunuyor. Ayrıca, eski muhaliflerden Hind Kabavat Sosyal İşler Bakanı olarak görevlendirilirken, kötü ünlü Beyaz Miğferler'in (White Helmets) lideri Raid Salih Afet ve Acil Durum Yönetimi Bakanı olarak atandı.
Yeni hükümetin oluşumu, Suriye'de farklı etnik ve dini grupların temsil edilmediği yönünde eleştirilere de neden oldu. Kabinede Kürt, Dürzi, Alevi ve Hristiyan kökenli kişiler olsa da bu toplulukların öz temsilcilerin bulunmaması, bazı kesimlerde Şam yönetiminin boykot edilmesi tartışmalarını gündeme getirdi.
Bu gelişmeler, Suriye'de uzun süredir devam eden iç savaşın ardından siyasi geçiş sürecinin önemli bir adımı olarak değerlendiriliyor.
The Syrian Observer'ın Şara'nın geçiş hükümetine yönelik eleştirel değerlendirmesini gelişmeleri, Türkiye ve Suriye hükümetlerinin yaklaşımı dışında, liberal, insan hakları eksenli bir okumaya olarak sunnuyoruz.
***
30 Mart 2025'te Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Şam'daki Halk Sarayı'ndan canlı yayımlanan törenle Suriye'nin yeni geçiş hükümetini resmen açıkladı. Yaklaşık on beş yıl süren yıkıcı savaştan çıkan ülke için tarihsel bir an olarak selamlanan duyuru, Esad rejiminin Aralık 2024'te düşmesinden bu yana en iddialı siyasi yeniden yapılanmayı işaret ediyordu. Bölgesel ve uluslararası aktörler gelişmeyi ihtiyatlı açıklamalarla karşılarken, Suriye halkı ve eleştirel gözlemciler bu geçişin doğası, kapsayıcılığı ve uzun vadeli etkilerine ilişkin daha derinlemesine sorular gündeme getiriyorlardı.
22 bakandan oluşan yeni kabine, teknokratlar, diasporadan dönenler, sembolik azınlık şahsiyetleri ve Heyet Tahrir eş-Şam'ın (HTŞ) hakim olduğu geçici iktidar koalisyonunun önemli şahsiyetlerinin karışımını yansıtıyor. Şara konuşmasında saydamlık, yolsuzlukla mücadele, kurumsal yeniden yapılanma ve ekonomik canlanma sözü verdi. Yeni kurulan Gençlik ve Spor ve Acil Durum ve Afetler Müdahale bakanlıklarının tanıtımı yanı sıra, yetkililer hukukun üstünlüğünün yeniden tesisini ve Suriye'nin hırpalanmış ekonomisinin canlandırılacağını vaat etti.
Ahmed eş-Şara'nın yeni hükümeti duyurması, geniş Arap aleminde ve uluslararası toplumda yaygın bir destekle karşılandı. Bazı bölgesel ve Batılı başkentler, bu adımın Suriye halkının yıllarca süren savaş ve acıdan sonra güvenlik, istikrar ve adalet özlemlerini gerçekleştirmeye yönelik gerçek bir başlangıç olması umutlarını dile getirdiler.
Arap aleminden siyasal geçişe destek
Hükümetin kuruluşu nedeniyle ilk destek mesajı, Birleşik Arap Emirlikleri Cumhurbaşkanı Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan'dan Cumhurbaşkanı Şara'ya gelen tebrik telgrafıydı. BAE Başkan Yardımcısı ve Başbakanı ve Dubai Hükümdarı Şeyh Muhammed bin Raşid El Maktum ve Başkan Yardımcısı ve Başbakan Yardımcısı Şeyh Mansur bin Zayed El Nahyan tarafından da benzer mesajlar gönderildi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı duyuruyu memnuniyetle karşıladı, yeni Suriye hükümetiyle yakın işbirliği umudunu dile getirdi ve iki ülke arasındaki tarihsel kardeşlik bağlarının tüm alanlarda güçlendirilmesinin önemini vurguladı.
Katar Dışişleri Bakanlığı da Suriye'nin egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam desteğini ifade ederken, önümüzdeki aşamada ikili ilişkileri derinleştirme arzusunu vurguladı.
Ürdün, Dışişleri Bakanlığı'nın yeni hükümetin Suriye halkının onurlu ve güvenli bir yaşam özlemlerini yerine getireceğine dair iyimserliğini dile getirerek destek korosunda yerini aldı. Bakanlık sözcüsü Büyükelçi Süfyan el-Kudah, Amman'ın iki ülke arasındaki tarihsel ve stratejik ilişkileri yansıtmaya ve Şam’la işbirliğini Suriye'nin siyasal geçişini ilerletecek şekilde derinleştirmeye yönelik taahhüdünü teyit etti.
Ramallah'taki Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Cumhurbaşkanı Şara'yı kutlayarak hükümetin kuruluşunu övdü ve Suriyelilerin birlik ve uzun vadeli istikrar umutlarını karşılama çabalarında başarılar diledi.
Reform ve temsille bağlı uluslararası karşılama
Geçiş hükümetinin kurulması Arap dünyası ötesindeki çeşitli Batılı ve bölgesel güçlerce memnuniyetle karşılandı. Ankara, bu adımı "Suriye yönetiminin kapsayıcı, Suriye liderliğinde yürüyen bir geçişle ilerlemeye yönelik siyasi iradesinin bir yansıması" olarak niteledi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, uluslararası toplumu bu evreyi yaptırımların kaldırılması ve yeniden yapılanma çabalarının derhal başlatılmasıyla desteklemeye çağırdı.
Avrupa'da, Almanya'nın Suriye elçisi Stefan Schneck, Berlin'in Suriyelilerin iyileşme süreçlerini desteklemeye hazır olduğunu ifade ederek, kapsayıcılığın, adaletin ve çeşitli ortaklara açıklığın Suriye devriminin hedeflerini yerine getirmek için elzem olduğunu vurguladı.
Polonya'nın Şam Büyükelçiliği, sosyal medyada yayımladığı kutlamayla, tüm yurttaşlar için adalet ve eşit hakları savunan egemen, birleşik ve kapsayıcı bir Suriye'nin yeniden inşasına desteğini teyit etti.
İngiltere'nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Devlet Bakanı Himesh Faulkner da yeni hükümeti kuruluşunu memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti ve Birleşik Krallık'ın Suriye halkı için kapsayıcı, istikrarlı ve müreffeh bir geleceği desteklemeye hazır olduğunu doğruladı.
Fransa Dışişleri Bakanlığı aynı duyguları tekrarlayarak "Suriye'de yeni bir hükümetin kurulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Barışçıl bir geçişin siyasi çoğulculuğu güvence altına alması gerekir” dedi. Paris ayrıca Suriye’nin otoritesini destekleme arzusunu da dile getirdi.
Norveç Dışişleri Bakanı da benzer bir biçimde duyurudan duydukları memnuniyeti dile getirdi ve kapsayıcı yönetimin Suriye'nin geleceği için taşıdığı hayati önemi belirtti. Oslo'nun Dışişleri Bakanı Esad eş-Şabani de dahil yeni yönetimle çalışmayı dört gözle beklediğini sözlerine ekledi.
Beklentiler ve güçlükler
Bu bölgesel ve uluslararası destek dalgası, Suriye geçiş hükümetinin reform, uzlaşma ve ulusal yeniden yapılanma vaatlerini yerine getirme becerisine ilişkin ihtiyatlı bir iyimserlik işareti veriyor. Ayrıca, yeni liderliğin kendisini bekleyen muazzam güçlüklerin üstesinden gelip gelemeyeceği konusunda yükselen bir küresel bir ilgi anında olunduğuna dair bir işaret de veriyor.
Ancak, özellikle iyi yönetişim, insan hakları ve gerçek siyasi kapsayıcılıkla ilgili belirgin ölçütler getirmeleri beklenen Batılı hükümetlerin koydukları önemli çekinceler bu siyasal desteği sınırlandırıyor.
Bununla birlikte, uluslararası toplumun mesajı ortada: Suriye için yeni bir yol açık, ancak güvenilirlik beyanlarla değil, eylemle kazanılacak.
Eleştiri: Çoğulculuk yanılsaması
Şara hükümetinin önde gelen eleştirmenlerinden Malik Hafız, Facebook hesabında, [Şam’da] post-otoriteryen bir atılım olarak pazarlanan şeyin, gerçekte, yeni bir ideolojik hegemonyanın konsolidasyonunu örten, titizlikle sahnelenmiş bir kapsayıcılık gösterisi olduğunu yazdı.
Hafız, yüzeysel olarak kapsayıcı yönetim gibi görünen şeyin, daha yakından bakıldığında, derinden merkezileşmiş ve ideolojik olarak katı bir aygıtı maskeleyen simgesel bir çeşitlilik yapısı [olduğunu söyledi]. “Geçiş otoritesi, resmi söyleminde kabineyi "geçici" olarak etiketlemekten kasıtlı olarak kaçınmıştır; bu, iktidarı dönüştürme değil, sağlamlaştırma hırslarını ima eden bir semantik tercihtir.”
Kabine, Kürt, Alevi, Dürzi, Hristiyan gibi çeşitli mezhep ve etnik kökenlerden [gelme] kişileri atayarak, bir çoğulculuk imajı vermektedir. Ancak bu, kolektif siyasi temsil yerine bireysel atamalar yoluyla yapılmaktadır. Örneğin, bir Hristiyan kadının dahil edilmesi, gerçek bir çoğulculuk bağlılığından ziyade, Sünni İslamcı ortodoksluğun egemen olduğu bir yapı için liberal-seküler bir fasad işlevi görüyor.
En anlamlı olansa, İslam hukukunu yasamanın başlıca kaynağı olarak yücelten anayasal bir çerçeveyle birlikte Adalet Bakanlığı'na katı bir din adamının atanmasıdır. Bu mimari, yargıyı, dini denetimi ve eğitimi, "egemen bir İslam kompleksi" olarak tanımlanabilecek bir şeye harmanlıyor ve hukuku ideolojik kontrol mekanizması olarak yeniden yapılandırıyor.
Yarılma ve uydurma arasında
Eski muhalefet lideri Semira el-Mesalme, "El-Arabi el-Cedid"de, Şeriat hükümetinin kurulmasının bir çatışma faslının sonunu işaret edebileceğini, ancak hem toprak hem de güven açısından yarılmış bir devletin yeniden inşası için henüz bir yol haritası sunmadığını yazdı
Yeni hükümet, yalnızca savaşla harap olmuş değil, aynı zamanda rekabet halindeki egemenliklerce parçalanmış bir ulusu miras alıyor. Suriye bugün hala üç ana güç yapısı arasında bölünmüş durumda: Şam merkezli hükümet, kuzeydoğuda Kürt liderliğindeki Özerk Yönetim ve kuzeybatıdaki muhalif güçlerden arta kalanlar.
Şeriat altında merkezi bir hükümetin kurulması ulusal tutarlılığa doğru atılmış bir adım olsa da, Suriye devletinin daha derin bir şekilde dağılmışlığının üstünü de örtme riski taşıyor. Anlamlı yeniden yapılanma, bölgeler arasındaki değişen sosyo-politik gerçeklikleri hesaba katan esnek, ademi merkeziyetçi bir yönetim vizyonu gerektiriyor. Yeniden entegrasyonun temel taşı merkezileşme değil, ulusal diyalog olmalı.
Şara ile SDG komutanı Mazlum Abdi arasında kuzeydoğu Suriye yönetimini Şam'a devir için imzalanan anlaşma bile sıkıntılı. Anayasal çelişkiler ve karşılıklı güvensizlik ortasında uygulanması akamete uğradı. Benzer şekilde, Suveyde, Humus ve kıyı şeridinin bazı bölgeleri mevcut siyasi süreçle yabancılaşmış durumda.
Stratejik bahis
Köşe yazarı İyad el-Caferi 'ye göre, yeni hükümetin kuruluşunda en belirgin nokta, Batı ve bölge tarafından tanınmaya yönelik stratejik bahis. Bu, Suriye'yi kötürümleştiren uluslararası yaptırımları kaldırmaya ve yeniden yapılanmaya fon çekmeye yönelik ilk açık girişim. Teknokratik atamalar, diaspora katılımı ve yatırım dostu dil vurguları, doğru sinyalleri ulaştırmaya ayarlanmış durumda.
Gene de bu hesaplanmış dışavurum, güvenlik ve finans üzerinde süren katı kontrolle el ele gidiyor. Savunma, İçişleri ve Enerji bakanlıkları, eski istihbarat şefi Enes Hattab ve eski HTŞ ideologu Muthar el-Veys de dahil HTŞ ile yakın ilişki içindeki kişilerin kontrolü altında kalıyor.
Hattab'ın İçişleri bakanı olarak atanması -istihbarat aygıtının sivil polisle etkili bir şekilde birleştirilmesi- disiplin açısından her şeye sıfırdan başlamanın da gözetimin konsolidasyonunun da sinyali olabilir. Benzer şekilde, Adalet Bakanlığı'nı bir Şeriat hukukçusuna emanet etmek, Batı'ya arıtılmış bir imaj ihraç ederken İslamcı tabanı yatıştırma girişimini de yansıtıyor.
Kumar ortada: Yardım [almak] için yeterince ılımlı, ancak Esad sonrası boşluğu yönetecek kadar güçlü olarak görülmek. Bu ikili duruşun sürdürülebilir olup olmadığı temel soru olmaya devam ediyor.
Sonuç: Gerilim içinde bir geçiş
30 Mart açıklaması bir dönüm noktası olmakla birlikte, Suriye'deki geçiş döneminin çelişkilerini de gözler önüne seriyor. Bu, hem kopuşu hem sürekliliği, hem reformu hem tahkimatı, hem açıklığı hem denetimi somutlaştırmaya çalışan bir hükümet. Meşruiyeti -hem içeride hem de dışarıda- laflar veya sembolizmden çok, birleştirme, reform yapma ve adilane yönetime bağlı olacak.
Suriyelilerin ve dünyanın gözü üstlerinde.
(AEK)