Gazetecinin öldürüldüğü koşullar Türkiye basınında Uğur Mumcu cinayetine benzetildi.
Gazetecinin on yıldır yazdığı "El-Nahar" (Gün) gazetesinin müdürü Gibran Tuéni, Kessir'in öldürülmesinin uluslar arası bir araştırma komisyonunca araştırılması ve Suriye Ordusu ile gizli servisinin Lübnan'dan ayrılışını denetlemek için Birleşmiş Milletler (BM) Komisyonun Lübnan'a geri dönmesini istedi.
Suriye işgaline karşı mücadele verdiklerini ifade eden Tuéri, Lübnan'da muhalefetin sesi olan bağımsız basının hedef alındığını açıkladı.
Hedefi belli ikinci suikast
Le Monde gazetesi, 14 Şubat'ta Başbakan Refik Hariri'yi öldüren saldırıdan sonra başkent Beyrut ve çevresinde beş bombalı saldırı düzenlendiğini, gazetenin ölümüne yol açan bombalı saldırının Hariri suikastından beri yaşanan ilk "hedefi belli" saldırı olduğunu yazdı. Yazıda, gazetecinin katledilmesinin, Lübnan'da sivil topluma yönelik açık bir uyarı olarak algılandığını
2 Haziran sabahı Beyrut'un doğusundaki Hıristiyan mahallesinde yaşanan bombalı saldırı, birkaç saat sonra Şam Ülkesi Birlik ve Özgürlük Direnişçileri ("Büyük Suriye") grubunca üstlenmişti. Ancak Londra'da yayın Arapça yayın yapan bir sitenin yer verdiği bildirinin gerçek olup olmadığı etrafındaki şüphe sürüyor.
Gazetecinin ölü çıktığı aracının hurdası etrafında eylem yapan kalabalıktan bir kişi, "Bir kez daha, her zaman olduğu gibi Şam rejimi yaptı. Suriyeliler, bu ülkeyi tamamen yıkmadan buradan gitmezler!" diye bağırıyor; diğeri ise alkış tutuyor.
Muhalefet liderlerinden Nasib Lahoud, "Bu bir savaş ilanı ve açık bir mesajdır. Demokrasi yolculuğu uzun ve zor geçecek" dedi.
Gazete binasının beşinci katında ise üzüntü dolu bir ortam kendisini gösteriyordu. Yas halindeki gazeteciler, bunun için pencere jaluzilerini aşağıya kadar çekmişlerdi. Gazeteden May Elian'ın "içimizde en iyisi oydu" dediği Kessir'in her gün oturduğu koltuğu üzerinde Lübnan bayrağı ile Suriye karşıtı muhalefetin simgesi olarak da beyaz ve kırmızı bir eşarp koyuldu.
Samir Kessir kimdi?
45 yaşındaki gazeteci Samir Kessir, "En-Nahar" gazetesinde on yıldır yazarlık yapıyordu ve Suriye karşıtı muhalefetinin de sözcülerindendi. Fransızca yayın yapan TV5 televizyonu muhabiri Kessir, bu televizyonda haftada bir yayımlanan "Kiosque" programına zaman zaman katılarak dünyadaki gelişmeleri değerlendiriyordu.
Fransa-Lübnan çift vatandaşı olan gazeteci, Fransa'da aylık olarak çıkan "Le Monde diplomatique" dergisine de yazıyordu. Gazeteci, Beyrut'taki Saint-Joseph Üniversitesi'nde Siyasal Bilimler branşında öğretim üyeliği de yapıyordu.
"Lübnan'da polis rejimi"ne karşı çıkmasıyla da tanınan Kessir, yıllardır tehdit ediliyordu. 2000'de güvenlik birimlerince tartaklanan ardından Lübnan pasaportuna el konulan gazeteci, izlendiğini de söylüyordu. Öldürülen Başbakan Hariri'nin korumasına aldığı gazeteci, 27 Mayıs'taki son yazısını "Gaf üstüne gaf" başlığıyla Suriye'ye ayırmış, bu ülkenin baskılarını sürdürdüğünü yazmıştı.
Demokratik Sol Hareketi'nin kurucularından biri olan Kessir'in öldürülmesi, Lübnan muhalefetinin Cumhurbaşkanı Emile Lahoud'un istifa etmesini talep etmesine yol açtı. 3 Haziran'ın yas ve grev günü ilan edilmesi ise fazla rağbet görmedi.
"Özgürlük ve demokrasi şehidi" olarak anılan Kessir, 3 Haziran'da yüzlerce meslektaşı tarafından siyah ve beyaz giyinilerek anıldı. Gazeteciler, Beyrut merkezinde bir saatlik sessiz bir eylem de yaptı. Eylem, gazetecilerin ellerindeki kalemleri havaya kaldırmalarıyla son buldu.
BM araştırma için göreve çağrılıyor
Cinayeti kınayan Cumhurbaşkanı Lahoud, Hariri suikastını araştıran BM'yi araştırmasını gazeteciyi de kapsayacak şekilde genişletmesini isteyeceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu'nun olağanüstü toplantıya çağırarak, toplantıya başkanlık edeceğini ve "saldırılar karşısında gazeteci ve medyanın korunması" için önlemleri görüşeceğini duyurdu.
Öldürülen Kessir'in eşi, Lübnan Yayın Kuruluşu (LBC) televizyonunun tanınmış sunucusu Gisèle Khouri, Fransa'nın katılacağı uluslar arası bir araştırma komisyonu kurulmasını talep etti. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, BM Genel Sekreteri Koffi Annan da cinayeti kınayan birer açıklama yaptılar.(EÖ/EÜ)