Maisa Alhafez, Suriye’de başlayan savaşla birlikte evini terk etmek zorunda kalan bir müzisyen. Onu farklı kılan hikayesinin trajediden umuda taşımış oluşu.
Maisa müziğin birleştirici ve iyileştirici gücüyle tüm mültecileri bir koroda toplamış ve herkese mültecilerin bir istatistikten fazla olduğunu göstermeye kararlı...
Zorunlu bir göç hikayesi
Maisa, bize Türkiye’ye geliş hikayenizi anlatır mısınız?
İki yıldan fazladır buradayım. Suriye’de savaş başladığında önce Lübnan’a gittim, orada bir yıl kadar yaşadım ardından İstanbul’a geldim.
Suriye’de kendi müzik merkezim vardı ve aynı zamanda bir bankada çalışıyordum. İki üniversite derecem var, hem iktisat okudum hem konservatuar.
Savaş başlayınca müzik merkezini kapatmak zorunda kaldım ve Lübnan’a gittim. Orada mülteci kamplarında Suriyeli çocuklarla birlikte çalıştım. Ancak Lübnan’daki durum da çok iyi değildi.
Lübnan az nüfuslu bir ülke, çok sayıda Suriyeli mülteci var ve Suriyelilerden pek hoşlanmıyorlar. Bu durum beni rahatsız etti, ben de İstanbul’a geldim.
Bir okulda müzik öğretmeni olarak işe başladım. İstanbul’u ilk gördüğüm anda vuruldum. İlk başlarda çok zordu. Çünkü kimseyi tanımıyordum, hiç arkadaşım yoktu. Türkçe bilmiyordum...
Ev bulmakta zorlandım, her şey çok zordu...
İlk yıl çok zordu ama sonra Türkçeyi öğrendim, pek çok arkadaşım oldu, beni destekleyen bir Türkiyeliler oldu.
Şu an bir okulda müzik öğretmenliği yapıyorum. Tabii ki asıl alanım olan bankacılıkta bir iş bulmam mümkün değil. Bu yüzden müzik eğitimi almış olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.
“Müziğe ve müziğin iyileştirici gücüne inanıyorum”
Mosaic grubu nasıl bir araya geldi? Nasıl Başladı?
Hayatım rayına oturduktan sonra Suriyeli mülteci çocuklarla projeler yapmaya başladım. Suriyeli dostlarımla birlikte Istanbul Mosaic Oriental Choir projesine başladım.
Facebook’ta bir grup kurdum ve tanıdığım tüm Suriyeli grupları ekledim. Burada yaşayan Suriyeli müzisyenlerden hemen cevap geldi ve ilk provada yaklaşık 35 kişiydik.
Sadece Suriyeliler değil, İstanbul’da pek çok yabancı geldi, böylelikle geçen Mart ayında bir araya geldik. Hepsi profesyonel müzisyen değildi, bazıları müziğe ilgili amatörlerdi; projeye katılan amatörleri ücretsiz olarak eğitmeye başladım.
Herhangi bir yerden maddi ya da politik destek almıyoruz. Her hafta bir araya gelip prova yapıyoruz, çıktığımız konserlerden de para almıyoruz.
Bu konserlerin amacı ne?
Çünkü müziğe ve müziğin iyileştirici gücüne inanıyorum. Evinden uzakta yaşayan Suriyeliler olarak bir araya gelip tek bir ses oluşturabilmek benim için çok önemli, Suriyeliler sokakta gördüğünüz dilencilerden ibaret değil...
Belki yoksuluz ama kültürden, iyi müzikten ve iyi bir ruhtan yoksun değiliz.
“Istanbul Mosaic Oriental Choir sadece bir koro değil”
Koro çalışmaları nasıl gidiyor?
Mosaic sadece bir koro değil bir aile. Her hafta bir şeyler paylaşıyoruz, birbirimize yemekler yapıyoruz, hikayelerimizi paylaşıyoruz.
Bir tür destek grubu haline geldi. Her milletten insan var aramızda, kocaman bir aileyiz. Bunu sağlayan da müzik, insanları birleştiriyor.
Arapça, Türkçe, Ermenice, Kürtçe, Farsça, Süryanice dillerinde şarkı söylüyoruz.
7. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali’ne dahil olmak konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bu hafta “7. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali” kapsamında da bir konser vereceğiz.
Bu festivale katılmak benim için çok heyecan verici. Projemi mültecileri konu edinen diğer projelerle birleştirmeyi çok istiyorum.
Dahası insanlara mültecilerin başka bir yüzünü göstermek istiyorum çünkü televizyonlarda sadece en kötü hikayeler gösteriliyor. Ebette hepimizin kendi trajedileri var ancak bizim de her hafta bir araya gelen bir Mosaic ailemiz var.
“Dev bir ağacı toprağından söküp başka yere ekmek gibi…”
Son olarak şunu sormak istiyorum mülteci olmak nasıl bir his?
Meyve veren dev bir ağacı düşün sonra onu söküp başka bir toprağa ektiğini...
Ağaç yine meyve veriyor ama meyveler eskisi gibi olmuyor. Her şey yeni, deneyimlerin, hayatın, evin, arkadaşların... (CC/EKN)
* Istanbul Mosaic Oriental Choir konseri 7 Aralık Pazartesi 20:00’de Fatih Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde