Harita: Syria Civil War Map Live
Türkiye'nin Afrin'e yönelik "Zeytin Dalı Operasyonu" 18. günündeyken, İdlip ve Halep'te de hareketlilik yaşanıyor. Suriye yeni hava savunma sistemleri konuşlandırdığını açıkladı. ABD ve Türkiye arasında ise Menbiç konusundaki anlaşmazlık sürüyor.
Bölgedeki gelişmeleri Beyrut'ta yaşayan gazeteci Hediye Levent'e sorduk. Suriye'de yeni bir vekalet savaşı süreci yaşandığını söyleyen Levent, Menbiç'in ABD için "herhangi bir nokta" olmadığını vurguladı ve Türkiye'nin Menbiç'e olası bir operasyonunun ABD-Türkiye arasında derin bir siyasi krize de neden olabileceğini söyledi.
Pentagon'un sözcüsü son açıklamasında "Menbiç'ten çekilmeyeceğiz" dedi, Türkiye ile müzakerelerin sürdüğünü söyledi. ABD ve Türkiye arasındaki açıklamalar iki taraflı yalanlamalarla sürüyor. Öncelikle Menbiç'i konuşursak, ABD ve Türkiye arasında tam olarak ne oluyor?
Amerika ile Türkiye arasında şöyle bir durum var. Suriye'de bir vekâlet savaşı vardı, bunun en baskın taraflarından biri Amerika'ydı. Onun dışında biliyorsunuz Rusya, İran, Türkiye, Suudi Arabistan, bazı Avrupa ülkeleri gibi birçok ülke dahildi. Bu çerçevede Amerika ve Türkiye dahil olmak üzere birkaç ülke özellikle siyasi yatırım yaptı Suriye'ye.
Dolayısıyla kolay kolay da bu yatırımlarının mümkün olduğunca maksimum düzeyde geri dönmesini istiyorlar. Bu da Suriye'de IŞİD sonrasında yeni bir vekâlet savaşını tetiklemiş oldu.
IŞİD sonrası dönemde Suriye'de iç siyasi dizaynın yeniden kurulması döneminde –Türkiye, Amerika ve Rusya da dahil- her ülke kendi desteklediği tarafın maksimum güçle yeni siyasi yapıya dahil olmasını istiyor. Aynı zamanda Amerikalıların son bir buçuk yıldır Suriye'deki Kürt siyasi ve askeri yapılarla çok yakın müttefiklik ilişkileri var.
Her ne kadar IŞİD'e karşı mücadele de aktif şekilde devam etse de, bu yakınlık ve müttefiklik ilişkilerini de bahsettiğimiz vekalet savaşları çerçevesinde değerlendirmemiz çok daha sağlıklı olabilir.
"Menbiç ABD için herhangi bir nokta değil"
Menbiç'te Amerika'nın varlığı yeni değil. Ayrıca Menbiç sadece Amerikalılar için o bölgedeki herhangi bir nokta da değil.
Haseke sınırından Fırat nehrine kadar olan bir bölgeden bahsediyoruz. O bölge aslında Kürt askeri ve siyasi yapıların ağırlıkta olduğu bir yer. Menbiç de bunlardan biri olma yolundaydı.
ABD son dönemde desteklediği Kürt güçlerle birlikte Menbiç'ten Rakka'ya kadar geniş bir alana yayılmış oldu ya da desteklediği grupların yayılmasını sağlamış oldu.
ABD askerleri Menbiç'teki varlığını sürdürüyor.
"ABD-Türkiye arasındaki tek çatlak Menbiç değil"
Şimdi Türkiye'nin o bölgeye yönelik kendince hassasiyetleri çerçevesinde bir operasyon ABD'nin şimdiye kadar yaptığı askeri ve siyasi yatırımları da riske sokabilir. Çünkü –resmi açıklamalarda da belirtildiği üzere- Türkiye'nin hedefinde oradaki Kürt siyasi ve askeri yapıların güçlenmemesi var. ABD'liler için de tam tersi olarak o yapının kendini koruması gerekiyor ki, Amerika'nın ajandasına uygun bir şekilde vekalet savaşına devam edilebilsin.
Bu açıdan bakıldığı zaman ABD ve Türkiye arasındaki bu çatlak sadece Menbiç operasyonuyla ile sınırlı değil.
Türkiye böylesi bir operasyona girişirse ne olur?
En fazla sorduğumuz soru bu. Türkiye'nin böyle bir operasyona girişebilmesi için öncelikle Amerika'dan yeşil ışık alması gerekiyor.
"Rusya Afrin operasyonuna yeşil ışıkla Kürtler'e mesaj vermek istedi"
Bu sefer Rusya'nın yeşil ışığı yeterli olmaz mı?
Rusya'nın Suriye'deki Kürt siyasi ve askeri yapılarla ilişkisi, kontağı var bazı noktalarda askeri polisi var, asker de değil. ancak Menbiç ve Fırat bölgesinin doğusundaki bölgeden yani Kürtler'in ağırlıklı olduğu bölgeden bahsedecek olursak orada Amerika'nın askerleri ve üsleri var.
Dolayısıyla Afrin operasyonu yapıldığı dönemde orada sadece az sayıda Rus askeri polisi bulunduğu için bu söz konusu oldu. Rusya oradaki Kürtlerle Amerikalılar'ın yakınlaşmasından rahatsızlık duyduğu için Türkiye aracılığıyla Kürtler'e de bir mesaj vermiş oldu.
Aynı zamanda dediğimiz gibi Rusya'nın Afrin'de yoğun bir askeri varlığı da yoktu. Tabii İdlib meselesi de var, Afrin'e yeşil ışık yakılmasının nedenleri arasında. Ancak Menbiç'te durum tamamen farklı.
Türkiye Menbiç'e askeri operasyon yaparsa ne olur meselesi var ya. Türkiye sadece oradaki Kürtlerle değil aynı zamanda Amerikalılar'la karşı karşıya kalabilir.
Dolayısıyla Türkiye Amerika ile aslında siyasi bir kriz de yaşayabilir. Menbiç'e operasyon çok derin pazarlıklar gerektiren bir süreç. Rusya da bu noktada çok taraf olmaya niyetli değil. Zaten Amerika'nın oradaki varlığından rahatsız. Türkiye'nin de çok fazla Suriye derinlerine, içlerine girmesinden rahatsız. Suriye sahasında Amerika ve Türkiye arasında bir çekişme Rusya'nın lehine bir durum.
Peki İdlib ile ilgili tam olarak nasıl bir anlaşmaya varılmış olabilir. Rusya'nın operasyona yeşil ışık yakması noktasında hep bir İdlib koşulu gündeme geldi. Bununla ilgili bir öngörünüz var mı?
İdlib de şöyle bir durum var. Son 4-5 yıldır Suriye'nin çeşitli yerlerinde yapılan anlaşmalarla birlikte radikal gruplar özellikle İdlib'e tahliye edilmeye başlanmıştı.
Bu çerçevede Şam ve Moskova şöyle bir strateji yürüttüler. Öncelikler listesi belirlediler, bu öncelikler listesinde İdlib biraz gerilerdeydi, Halep üst sıralardaydı. Dolayısıyla çeşitli yerlerdeki radikalleri İdlib'e toplayıp, İdlib'i en sona bıraktılar. Çünkü İdlib aynı zamanda Türkiye sınırında ve Türkiye Ahrar-u Şam gibi İdlib'deki bazı grupları da destekliyor.
Türkiye ile asgari düzeyde de olsa bir uzlaşma sağlanmadan yapılacak herhangi bir operasyon hem Şam hem Rusya açısından askeri olarak kayba neden olacaktır.
Bu çerçevede Halep'te yapılan anlaşmadan sonra vekalet savaşlarının içeriği de değişmeye başlamıştı. Türkiye'yi de bu şekilde Rusya müzakereye ikna edebilecek noktaya getirmişti. İdlib'de çatışmasızlık bölgeleri belirlendi. O çatışmasızlık bölgelerinin belirlenmesi aynı zamanda Türkiye'nin İdlib'i sorun olarak görmeye başladığı bir noktada oldu.
Türkiye'nin oradaki bazı grupları da radikal olarak görmeye başladığı bir dönemde gerçekleşti. Tavır ve politika değişikliği açısından oldukça önemliydi.
Suriye'nin diğer noktalarındaki operasyonlar tamamlandıktan sonra şimdi yavaş yavaş sıra, Suriye ordusu ve Rusya açısından İdlib'e geldi.
İdlib'e yönelik operasyonlar sürüyor, ancak çatışmazlık bölgeleri var, Türkiye'nin desteklediği gruplar o bölgede sıkışmaya başladı. Bu gruplara bir alan açması açısından İdlib operasyonu önemliydi.
Afrin operasyonu sürerken yapılan bir takım açıklamalardan da ipuçları almak mümkün. O bölgeye bir takım yerleşim birimleri inşa edileceği, Suriye'lilerin oraya yerleştirileceği de gündemde ancak bu Suriyeliler kimler, buraya nereden getirilecekler onu da bilmiyoruz henüz.
Dolayısıyla Türkiye'nin desteklediği İdlib operasyonu, Türkiye'nin orada desteklediği gruplara alan açmak için de önemli hamlelerden biri olarak değerlendirilebilir.
"Kürtler ve ABD ilişkisi Şam ve Moskova'yı rahatsız ediyor"
Onun dışında ikinci bir durum da söz konusu. Biraz önce belirttiğimiz gibi Kürtlerle Amerikalılar arasındaki müttefiklik ilişkisinin artması hem Şam'ı hem Rusya'yı rahatsız ediyor. Çünkü Rusya'yı Suriye'deki Kürt sorununu Suriye'nin iç meselesi olarak görüyor. Aynı zamanda Rusya, Suriye'nin bütünlüğünü koruyacak bir politik duruş benimsemiş durumda.
Bu çerçevede hem Rusya, hem Şam Kürtler'e şu mesajı vermiş oldular; "Amerikalılar ile fazla yakın durursanız biz sizi korumayabiliriz", ya da "Yanı başınızda Türkiye var, müttefiklik ilişkilerinizi bir sınayın."
Afrin operasyonuna yeşil ışıkla Kürtler'e bu mesajları verdiler. Ancak Rusya her ne kadar Afrin operasyonuna yeşil ışık yakmış olsa da bu yeşil ışığın sınırlı ve geçici bir süre için yakıldığını söyleyebiliriz.
"Rusya, Afrin operasyonunun genişlemesine hoş gözle bakmaz"
Şimdiye kadar Rusya'nın ve Şami'ın yürüttüğü politikalara bakacak olursak eğer, Türkiye'nin operasyonu genişletmeye niyetli olduğuna dair bazı sinyaller var. Rusya'nın buna çok hoş bakmasını beklememek lazım.
El Eis daha önce de o bölgede Rusya'nın Türkiye konvoyunun geçtiği yeri vurduğu ya da Rusya ordusunun vurduğuna dair bir takım iddialar ortaya çıkmıştı.
Şimdi o bölge zaten çatışmasızlık bölgeleri içinde değil. Dolayısıyla Türkiye'nin oraya bir gözlemci kulesini ya da noktasını kurması aslında Afrin operasyonuna farklı bir cephe açmak gibi görünse de aslında Türkiye'nin desteklediği gruplar için Suriye içine yani Halep kırsalına belki sarkacak bir alan açmaya çalıştığı da iddia ediliyor. Arap basının da özellikle son bir haftadır işlenen iddialardan biri de bu.
"Afrin operasyonu beklenenden uzun sürdü"
Şu an bölgedeki son durumla ilgili bir bilgi kirliliği var. Her taraftan farklı açıklamalar geliyor. Gerçek tabloya en yakını ne?
Çift taraflı korkunç bir dezenformasyon var. Hem Türkiye tarafında, hem de Kürtler tarafında. Ancak şunu biliyoruz ki bazı yerler özellikle Afrin operasyonu hesaplandığından daha uzun sürecek gibi görünüyor.
İkincisi de bazı noktalar ele geçiriliyor, kaybediliyor vs. Burada şuna da bakmak lazım Türkiye açısından; Türkiye'nin birlikte hareket ettiği Özgür Suriye Ordusu adında bir grup var. Dolayısıyla bu grupların operasyondaki payı ile TSK'nın operasyondaki payı yüzdeler açısından hangi oranlarda onu bilmiyoruz.
Bir yerlerin sürekli alınıp, kaybedilmesi bu gruplardan kaynaklı bir şey mi, yoksa karşı taraf da gerçekten ciddi bir karşı koyma mı söz konusu bilmiyoruz.
Ancak şunu söylebiliriz: Afrin operasyonu şu ana kadar bile beklendiğinden uzun sürdü. Tabii şöyle de bir durum var. Operasyonun bitirilip birkaç gün içinde çıkılması da çok beklenen sonuçları vermeyebilir Türkiye açısından. Bu sadece bir askeri operasyon değil, aynı zamanda siyasi pazarlıkların da bu operasyonlarla birlikte sürdüğünü biliyoruz.
Yani operasyon sürerken bir yandan bir adım ileri, iki adım geri şeklinde bu sürece dahil olan Rusya ile birlikte diğer ülkelerle Türkiye arasında bir pazarlık süreci de yürüyor.
Operasyonun zamana yayılması bu pazarlık sürecini de destekleyen bir durum olabilir.
"Herkesin amacı yeni siyasi sürece entegre olmak"
Suriye ordusu kuzeye yeni hava savunma sistemi konuşlandırdığını söylüyor. Suriye'deki bir yetkili bunu herkese yönelik bir mesaj olarak niteliyor. Bu son gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suriye'nin tamamında Rusya'nın Lazkiye'ye kurduğu bir hava savunma sistemi zaten vardı. Bu yeni de değil. Şam'ın mesela Afrin operasyonuyla ilgili yaptığı sert açıklamalar da var "Karşılık vereceğiz" vs. gibi. Ancak bu açıklamalar "yapılması gereken açıklamalar". Bunun fiiliyata dökülmesi çok düşük olasılık. Şu açıdan düşük; biraz önce belirttiğimiz gibi Kürtler'le Amerikalılar'ın yakınlaşması Şam'ı ve Rusya'yı gerçekten rahatsız ediyor.
Rusya, resmi hukuki olarak Suriye'deki sürece dahil oldu. Ancak Kürtler'in girişimiyle de Amerikalılar Suriye'de varlık göstermeye başladı. 3-4 yıl öncesine dönecek olursak eğer, Rimelan'daki askeri üs vesaire, Suriye'de savaş biterken, Amerikalılar'ın orada kalmasını Şam da istemiyor, Rusya da istemiyor.
Dolayısıyla Türkiye'nin Suriye'de askeri operasyon yapması Şam'ı ve Rusya'yı birkaç açıdan rahatsız ediyor. Birincisi askeri operasyon olması sebebiyle. Suriye topraklarında egemenlik haklarına saldırı olarak görüyorlar. İkinci amacı şu; Türkiye'nin de oradaki amacı zaten kendi desteklediği grupları uzun vadede Suriye'deki yeni siyasi yapıya entegre edip Suriye sahasında söz hakkına sahip olmak. Türkiye'nin de nihai amacı bu.
Ama Rusya ve Suriye açısından bakarsak şu an, onlar için esas tehlike Amerikan varlığı. Kürtler'i bir anlamda taraf seçmeye zorluyor hem Rusya, hem Şam.
Yani Amerikalılar'la ilişkilerine biraz ara vermeleri, mesafe bırakmaya zorluyorlar Kürtler'i. Bu noktada da Türkiye'nin Afrin operasyonuna başlaması Rusya ve Şam'ın işine geliyor. Bu noktada bakacak olursak, orada zaten bir hava savunma sistemi var, bunun dışında da birkaç hava savunma sistemi daha var aslında. Aktive edilir mi, Türkiye'ye karşı kullanılır mı, kullanılmaz mı bilmiyoruz .... (PT)